Uyku apnesi, uyku sırasında solunumun geçici olarak durması ya da yüzeysel hale gelmesi ile karakterize edilen bir uyku bozukluğudur. Son yıllarda yapılan araştırmalar, apne sendromunun yaygınlığının arttığını ve bu durumun ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ortaya koyuyor. Uzmanlar, bu sendrom hakkında farkındalığın artırılması gerektiğini vurguluyor.
Haber Giriş Tarihi: 29.09.2024 16:36
Haber Güncellenme Tarihi: 29.09.2024 16:37
Kaynak:
Dilvin ALTIKARDEŞ
Apne sendromu genel olarak iki ana türe ayrılır: obstrüktif apne ve merkezi apne. Obstrüktif apne, hava yollarının tıkanması sonucu meydana gelirken, merkezi apne beyin tarafından solunumun kontrol edilmemesiyle oluşur. Her iki tür de uyku sırasında solunum durmasına neden olur ve bu durum uykunun kalitesini etkiler.
Uyku apnesinin en yaygın belirtileri arasında yüksek sesle horlama, gündüz aşırı uyku hali, baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu ve gece terlemeleri yer almaktadır. Bu belirtiler, uyku kalitesini düşürerek günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyebilir.
Son yıllarda yapılan bir araştırma, Türkiye'de uyku apnesi riski taşıyan bireylerin sayısının giderek arttığını göstermektedir. Türk Toraks Derneği tarafından 2023 yılında gerçekleştirilen bir çalışmaya göre, Türkiye'deki yetişkinlerin yüzde 20'sinde uyku apnesi bulguları görülmektedir. Bu oran, son on yılda yüzde 10 artış göstermiştir.
Çalışma, 30 yaş üzerindeki bireyler arasında yapılan anketlerle gerçekleştirilmiş olup, uyku apnesi tanısı konan bireylerin yalnızca yüzde 30'unun tedaviye ulaştığını ortaya koymuştur. Uzmanlar, bu durumun, birçok kişinin uyku apnesinden haberdar olmaması ve belirtileri önemsememesiyle bağlantılı olduğunu belirtmektedir.
Uyku apnesi, yalnızca uyku kalitesini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına da yol açabilir. Araştırmalar, uyku apnesinin hipertansiyon, kalp hastalıkları, inme ve metabolik sendrom gibi rahatsızlıklarla ilişkili olduğunu göstermektedir. Ayrıca, uyku apnesi olan bireylerin, kazalar ve yaralanmalar açısından daha yüksek risk altında oldukları da bilinmektedir.
Uyku apnesinin tedavi yöntemleri arasında yaşam tarzı değişiklikleri, ağız içi apareyler ve sürekli pozitif havayolu basıncı (CPAP) cihazları yer almaktadır. Ayrıca, cerrahi müdahale de bazı durumlarda gerekli olabilir. Uzmanlar, apne sendromu belirtilerini yaşayan bireylerin erken tanı alarak etkili tedavi yöntemlerinden faydalanmalarının önemine dikkat çekmektedir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Apne sendromuna dikkat
Uyku apnesi, uyku sırasında solunumun geçici olarak durması ya da yüzeysel hale gelmesi ile karakterize edilen bir uyku bozukluğudur. Son yıllarda yapılan araştırmalar, apne sendromunun yaygınlığının arttığını ve bu durumun ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ortaya koyuyor. Uzmanlar, bu sendrom hakkında farkındalığın artırılması gerektiğini vurguluyor.
Apne sendromu genel olarak iki ana türe ayrılır: obstrüktif apne ve merkezi apne. Obstrüktif apne, hava yollarının tıkanması sonucu meydana gelirken, merkezi apne beyin tarafından solunumun kontrol edilmemesiyle oluşur. Her iki tür de uyku sırasında solunum durmasına neden olur ve bu durum uykunun kalitesini etkiler.
Uyku apnesinin en yaygın belirtileri arasında yüksek sesle horlama, gündüz aşırı uyku hali, baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu ve gece terlemeleri yer almaktadır. Bu belirtiler, uyku kalitesini düşürerek günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyebilir.
Son yıllarda yapılan bir araştırma, Türkiye'de uyku apnesi riski taşıyan bireylerin sayısının giderek arttığını göstermektedir. Türk Toraks Derneği tarafından 2023 yılında gerçekleştirilen bir çalışmaya göre, Türkiye'deki yetişkinlerin yüzde 20'sinde uyku apnesi bulguları görülmektedir. Bu oran, son on yılda yüzde 10 artış göstermiştir.
Çalışma, 30 yaş üzerindeki bireyler arasında yapılan anketlerle gerçekleştirilmiş olup, uyku apnesi tanısı konan bireylerin yalnızca yüzde 30'unun tedaviye ulaştığını ortaya koymuştur. Uzmanlar, bu durumun, birçok kişinin uyku apnesinden haberdar olmaması ve belirtileri önemsememesiyle bağlantılı olduğunu belirtmektedir.
Uyku apnesi, yalnızca uyku kalitesini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına da yol açabilir. Araştırmalar, uyku apnesinin hipertansiyon, kalp hastalıkları, inme ve metabolik sendrom gibi rahatsızlıklarla ilişkili olduğunu göstermektedir. Ayrıca, uyku apnesi olan bireylerin, kazalar ve yaralanmalar açısından daha yüksek risk altında oldukları da bilinmektedir.
Uyku apnesinin tedavi yöntemleri arasında yaşam tarzı değişiklikleri, ağız içi apareyler ve sürekli pozitif havayolu basıncı (CPAP) cihazları yer almaktadır. Ayrıca, cerrahi müdahale de bazı durumlarda gerekli olabilir. Uzmanlar, apne sendromu belirtilerini yaşayan bireylerin erken tanı alarak etkili tedavi yöntemlerinden faydalanmalarının önemine dikkat çekmektedir.
(Dilvin Altıkardeş)
Kaynak: Dilvin ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler