Türkiye, son yıllarda araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) harcamalarına yaptığı yatırımlarla dikkat çekiyor. TÜİK tarafından yayımlanan son verilere göre, 2023 yılında Ar-Ge harcamalarında %20 oranında bir artış yaşandı. Bu, şimdiye kadar kaydedilen en yüksek artış oranlarından biri olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, bu durumun ülkenin ekonomik büyümesine ve rekabet gücüne olumlu yönde katkı sağlayacağını belirtiyor.
Haber Giriş Tarihi: 29.10.2025 14:33
Haber Güncellenme Tarihi: 29.10.2025 14:34
Kaynak:
Sema Yüksel Güngörmez
Ar-Ge harcamalarının büyük bir kısmının özel sektör tarafından gerçekleştirildiği ve bu yatırımların teknoloji, sağlık, savunma sanayi gibi stratejik öneme sahip alanlarda yoğunlaştığı gözlemleniyor. Özellikle yazılım ve yapay zeka teknolojilerinde yapılan atılımlar, Türkiye'nin bu alandaki küresel yarışta daha rekabetçi bir konuma gelebilmesi için önemli bir fırsat sunuyor.
Yapılan araştırmalar, Ar-Ge harcamalarındaki artışın özellikle yüksek katma değerli ürünlerin geliştirilmesinde kritik bir rol oynadığını ortaya koyuyor. Uzmanlara göre, bu artışın kalıcı olabilmesi için hem kamu hem de özel sektör iş birliğinin güçlendirilmesi ve nitelikli iş gücüne yatırım yapılması gerekiyor. Zira Ar-Ge yatırımları yalnızca maddi kaynaklarla değil, aynı zamanda güçlü bir altyapı ve uzman kadrolarla desteklendiğinde gerçek potansiyeline ulaşabiliyor.
Ar-Ge yatırımlarının artış göstermesi yalnızca ekonomik göstergeler açısından değil, aynı zamanda ülkedeki genç girişimciler ve yenilikçi şirketler için de umut vadediyor. Girişimcilik ekosistemine sağlanan teşvikler ile üniversite-sanayi iş birliklerinin artırılması, Türkiye'nin teknoloji üreten bir ülke olma yolunda önemli adımlar atmasını sağlıyor.
Türkiye'nin Ar-Ge alanındaki bu yükselişi, uluslararası platformlarda da dikkat çekiyor. Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Küresel İnovasyon Endeksi Raporu'nda, Türkiye'nin sıralamadaki yerini her geçen yıl daha da yukarılara taşıdığı görülüyor. Özellikle patent başvurularındaki hızlı artış ve dijital dönüşüm projelerinin yaygınlaşması, bu yükselişi destekleyen diğer önemli faktörler arasında yer alıyor.
Uzmanlar, Ar-Ge yatırımlarının sürdürülebilirliği adına daha uzun vadeli politikaların geliştirilmesi ve aktarılan fonların verimli bir şekilde yönetilmesi gerektiğini vurguluyor. Zira Ar-Ge projeleri genellikle uzun vadeli planlama gerektirdiğinden, istikrarlı bir finansman modeli olmaksızın istenilen sonuçlara ulaşılması zor görünüyor. Ancak mevcut ivme ve son dönemlerdeki başarılar, bu alanda umut verici bir tablo çiziyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ar-Ge harcamalarında rekor artış
Türkiye, son yıllarda araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) harcamalarına yaptığı yatırımlarla dikkat çekiyor. TÜİK tarafından yayımlanan son verilere göre, 2023 yılında Ar-Ge harcamalarında %20 oranında bir artış yaşandı. Bu, şimdiye kadar kaydedilen en yüksek artış oranlarından biri olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, bu durumun ülkenin ekonomik büyümesine ve rekabet gücüne olumlu yönde katkı sağlayacağını belirtiyor.
Ar-Ge harcamalarının büyük bir kısmının özel sektör tarafından gerçekleştirildiği ve bu yatırımların teknoloji, sağlık, savunma sanayi gibi stratejik öneme sahip alanlarda yoğunlaştığı gözlemleniyor. Özellikle yazılım ve yapay zeka teknolojilerinde yapılan atılımlar, Türkiye'nin bu alandaki küresel yarışta daha rekabetçi bir konuma gelebilmesi için önemli bir fırsat sunuyor.
Yapılan araştırmalar, Ar-Ge harcamalarındaki artışın özellikle yüksek katma değerli ürünlerin geliştirilmesinde kritik bir rol oynadığını ortaya koyuyor. Uzmanlara göre, bu artışın kalıcı olabilmesi için hem kamu hem de özel sektör iş birliğinin güçlendirilmesi ve nitelikli iş gücüne yatırım yapılması gerekiyor. Zira Ar-Ge yatırımları yalnızca maddi kaynaklarla değil, aynı zamanda güçlü bir altyapı ve uzman kadrolarla desteklendiğinde gerçek potansiyeline ulaşabiliyor.
Ar-Ge yatırımlarının artış göstermesi yalnızca ekonomik göstergeler açısından değil, aynı zamanda ülkedeki genç girişimciler ve yenilikçi şirketler için de umut vadediyor. Girişimcilik ekosistemine sağlanan teşvikler ile üniversite-sanayi iş birliklerinin artırılması, Türkiye'nin teknoloji üreten bir ülke olma yolunda önemli adımlar atmasını sağlıyor.
Türkiye'nin Ar-Ge alanındaki bu yükselişi, uluslararası platformlarda da dikkat çekiyor. Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Küresel İnovasyon Endeksi Raporu'nda, Türkiye'nin sıralamadaki yerini her geçen yıl daha da yukarılara taşıdığı görülüyor. Özellikle patent başvurularındaki hızlı artış ve dijital dönüşüm projelerinin yaygınlaşması, bu yükselişi destekleyen diğer önemli faktörler arasında yer alıyor.
Uzmanlar, Ar-Ge yatırımlarının sürdürülebilirliği adına daha uzun vadeli politikaların geliştirilmesi ve aktarılan fonların verimli bir şekilde yönetilmesi gerektiğini vurguluyor. Zira Ar-Ge projeleri genellikle uzun vadeli planlama gerektirdiğinden, istikrarlı bir finansman modeli olmaksızın istenilen sonuçlara ulaşılması zor görünüyor. Ancak mevcut ivme ve son dönemlerdeki başarılar, bu alanda umut verici bir tablo çiziyor.
(Sema Yüksel Güngörmez)
Kaynak: Sema Yüksel Güngörmez
En Çok Okunan Haberler