Son yıllarda arıcılık sektöründe gözlemlenen değişiklikler, yalnızca bal üretimiyle sınırlı kalmayan, daha geniş bir vizyona işaret ediyor. Arıların sağladığı değerli ürünlerden biri olan propolis ve arı sütü, artık kozmetik sektöründe büyük talep görüyor. Türkiye, arıcılık alanında sahip olduğu zengin doğal kaynakları avantaja çevirerek dünyada bu trendin öncülerinden biri haline geliyor.
Haber Giriş Tarihi: 26.08.2025 13:31
Haber Güncellenme Tarihi: 26.08.2025 13:32
Kaynak:
Dilvin ALTIKARDEŞ
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'deki arıcılık işletmelerinin yüzde 18’i bal dışındaki ürünlerin üretimine odaklanmış durumda. Araştırma sonuçları, özellikle propolis ve balmumu gibi doğal ürünlerin, cilt bakımından saç sağlığına kadar birçok kozmetik ürününde kullanıldığını ve talep artışına paralel olarak üreticilere önemli bir gelir kaynağı sunduğunu gösteriyor.
Kozmetik sektörünün doğal ürünlere yönelimi son yıllarda hız kazandı. Propolis, antimikrobiyal ve antioksidan özellikleri nedeniyle cilt temizleyicileri, nemlendirici kremler ve yüz serumlarında tercih edilirken, balmumu ruj ve nemlendirici içeriklerinde yaygın olarak kullanılmakta. Ayrıca, arı sütü içeren maskeler ve şampuanlar da raflardaki yerini aldı.
Elde edilen verilere göre, Türkiye’nin propolis üretiminde dünya sıralamasında ilk 10’un içinde yer aldığı belirtiliyor. Ancak uzmanlara göre, bu potansiyel tam anlamıyla değerlendirilmiyor ve yetiştiricilikte daha bilinçli yöntemlerle bu ürünlerden elde edilen katma değerin artırılması mümkün.
Bal üreticiliğinden gelen bilgi birikimiyle kozmetik sektörüne adım atan işletmeler, ulusal ve uluslararası düzeyde markalaşmayı hedefliyor. Uzmanların önerisi ise bu yeni sektöre geçiş yapan üreticilerin Ar-Ge yatırımlarına daha fazla önem vermesi ve ürünlerini sertifikalı şekilde pazarlaması yönünde. Nitekim, doğal ürünlerin kalitesi kadar izlenebilirliği de tüketiciler tarafından sıkça sorgulanıyor.
Sektör temsilcileri, sürdürülebilirlik ve çevre dostu kozmetik üretiminin hem doğayı hem de ekonomiyi desteklemesi açısından hayati olduğunu belirtiyor. Bir arıcıdan alınan geri bildirimlere göre, propolis üretimine yönelen bir işletmenin gelirinde sadece iki yıl içinde yüzde 35 oranında artış gözlendiği ifade ediliyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Arıcılardan Bal Yerine Kozmetik Üretimi Atağı
Son yıllarda arıcılık sektöründe gözlemlenen değişiklikler, yalnızca bal üretimiyle sınırlı kalmayan, daha geniş bir vizyona işaret ediyor. Arıların sağladığı değerli ürünlerden biri olan propolis ve arı sütü, artık kozmetik sektöründe büyük talep görüyor. Türkiye, arıcılık alanında sahip olduğu zengin doğal kaynakları avantaja çevirerek dünyada bu trendin öncülerinden biri haline geliyor.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'deki arıcılık işletmelerinin yüzde 18’i bal dışındaki ürünlerin üretimine odaklanmış durumda. Araştırma sonuçları, özellikle propolis ve balmumu gibi doğal ürünlerin, cilt bakımından saç sağlığına kadar birçok kozmetik ürününde kullanıldığını ve talep artışına paralel olarak üreticilere önemli bir gelir kaynağı sunduğunu gösteriyor.
Kozmetik sektörünün doğal ürünlere yönelimi son yıllarda hız kazandı. Propolis, antimikrobiyal ve antioksidan özellikleri nedeniyle cilt temizleyicileri, nemlendirici kremler ve yüz serumlarında tercih edilirken, balmumu ruj ve nemlendirici içeriklerinde yaygın olarak kullanılmakta. Ayrıca, arı sütü içeren maskeler ve şampuanlar da raflardaki yerini aldı.
Elde edilen verilere göre, Türkiye’nin propolis üretiminde dünya sıralamasında ilk 10’un içinde yer aldığı belirtiliyor. Ancak uzmanlara göre, bu potansiyel tam anlamıyla değerlendirilmiyor ve yetiştiricilikte daha bilinçli yöntemlerle bu ürünlerden elde edilen katma değerin artırılması mümkün.
Bal üreticiliğinden gelen bilgi birikimiyle kozmetik sektörüne adım atan işletmeler, ulusal ve uluslararası düzeyde markalaşmayı hedefliyor. Uzmanların önerisi ise bu yeni sektöre geçiş yapan üreticilerin Ar-Ge yatırımlarına daha fazla önem vermesi ve ürünlerini sertifikalı şekilde pazarlaması yönünde. Nitekim, doğal ürünlerin kalitesi kadar izlenebilirliği de tüketiciler tarafından sıkça sorgulanıyor.
Sektör temsilcileri, sürdürülebilirlik ve çevre dostu kozmetik üretiminin hem doğayı hem de ekonomiyi desteklemesi açısından hayati olduğunu belirtiyor. Bir arıcıdan alınan geri bildirimlere göre, propolis üretimine yönelen bir işletmenin gelirinde sadece iki yıl içinde yüzde 35 oranında artış gözlendiği ifade ediliyor.
(Dilvin Altıkardeş)
Kaynak: Dilvin ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler