Çelik, Avrupa sanayisinin en kritik hammaddelerinden biri olmaya devam ediyor. Otomotivden inşaata, makine üretiminden enerji sektörüne kadar geniş bir kullanım alanına sahip olan çelik, Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin ekonomik büyümesi için temel bir unsur olarak öne çıkıyor. Ancak, küresel rekabet, yeşil dönüşüm süreci ve artan üretim maliyetleri, Avrupa'nın çelik sektörünü önemli zorluklarla karşı karşıya bırakıyor.
Haber Giriş Tarihi: 11.02.2025 15:53
Haber Güncellenme Tarihi: 11.02.2025 15:54
Kaynak:
Sema Yüksel Güngörmez
Avrupa'nın en büyük ekonomisi olan Almanya, kıtadaki çelik üretiminin yaklaşık dörtte birini gerçekleştiriyor. Ülkede faaliyet gösteren Thyssenkrupp, ArcelorMittal ve Salzgitter gibi büyük çelik üreticileri, otomotiv sanayisi, makine mühendisliği ve inşaat sektörüne yüksek kaliteli çelik sağlıyor.
Almanya'da çelik üretimi yılda yaklaşık 40 milyon ton seviyesinde olup, bu miktarın büyük bir bölümü yerli sanayinin ihtiyacını karşılamaktadır.
Alman çelik sektörü, 80.000’den fazla kişiye doğrudan istihdam sağlıyor ve sanayinin diğer alanlarında dolaylı olarak milyonlarca kişinin geçim kaynağına katkıda bulunuyor.
Çeliğin %90'ı geri dönüştürülebilir olduğu için, Almanya özellikle döngüsel ekonomi modelini benimseyerek sürdürülebilir üretimi artırmaya çalışıyor.
Avrupa, Yeşil Mutabakat kapsamında çelik üretimini karbon nötr hale getirme hedefi doğrultusunda önemli yatırımlar yapıyor. Çelik sektörü, geleneksel üretim yöntemleri nedeniyle yüksek karbon salınımına neden olan sanayilerden biri olarak biliniyor. Avrupa Birliği (AB), 2050 yılına kadar karbon emisyonlarını sıfıra indirmeyi hedeflerken, çelik üreticileri hidrojen bazlı üretim süreçlerine geçiş yapmaya başladı.
Hidrojen bazlı çelik üretimi, karbon emisyonlarını büyük ölçüde azaltarak daha çevre dostu bir süreç sunuyor.
Thyssenkrupp ve ArcelorMittal gibi dev şirketler, yeşil çelik üretimine yönelik milyar dolarlık yatırımlar yapıyor.
AB, çelik üreticilerine destek olmak amacıyla karbon vergisi uygulamalarını sıkılaştırarak Çin ve Hindistan gibi ülkelerden gelen ucuz çeliğin rekabet gücünü azaltmayı planlıyor.
Avrupa Çelik Sektörünü Bekleyen Zorluklar
Avrupa'daki yüksek enerji fiyatları, çelik üretiminin maliyetini artırıyor. Özellikle doğal gaz ve elektrik fiyatlarındaki artış, sanayinin rekabetçiliğini zayıflatıyor.
Çin, Hindistan ve Türkiye gibi ülkeler, düşük maliyetle çelik üretimi yaparak Avrupa pazarında büyük bir rekabet yaratıyor. AB, yerli üreticileri korumak için korumacı politikalar ve ithalat kotaları uygulamaya devam ediyor.
Sürdürülebilir çelik üretimi için gerekli yatırımlar, büyük finansman gerektiriyor. Ancak Avrupa'daki şirketler, uzun vadede düşük karbonlu üretimin rekabet avantajı sağlayacağına inanıyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Avrupa ve Almanya için çelik büyük önem taşıyor
Çelik, Avrupa sanayisinin en kritik hammaddelerinden biri olmaya devam ediyor. Otomotivden inşaata, makine üretiminden enerji sektörüne kadar geniş bir kullanım alanına sahip olan çelik, Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin ekonomik büyümesi için temel bir unsur olarak öne çıkıyor. Ancak, küresel rekabet, yeşil dönüşüm süreci ve artan üretim maliyetleri, Avrupa'nın çelik sektörünü önemli zorluklarla karşı karşıya bırakıyor.
Avrupa'nın en büyük ekonomisi olan Almanya, kıtadaki çelik üretiminin yaklaşık dörtte birini gerçekleştiriyor. Ülkede faaliyet gösteren Thyssenkrupp, ArcelorMittal ve Salzgitter gibi büyük çelik üreticileri, otomotiv sanayisi, makine mühendisliği ve inşaat sektörüne yüksek kaliteli çelik sağlıyor.
Almanya'da çelik üretimi yılda yaklaşık 40 milyon ton seviyesinde olup, bu miktarın büyük bir bölümü yerli sanayinin ihtiyacını karşılamaktadır.
Alman çelik sektörü, 80.000’den fazla kişiye doğrudan istihdam sağlıyor ve sanayinin diğer alanlarında dolaylı olarak milyonlarca kişinin geçim kaynağına katkıda bulunuyor.
Çeliğin %90'ı geri dönüştürülebilir olduğu için, Almanya özellikle döngüsel ekonomi modelini benimseyerek sürdürülebilir üretimi artırmaya çalışıyor.
Avrupa, Yeşil Mutabakat kapsamında çelik üretimini karbon nötr hale getirme hedefi doğrultusunda önemli yatırımlar yapıyor. Çelik sektörü, geleneksel üretim yöntemleri nedeniyle yüksek karbon salınımına neden olan sanayilerden biri olarak biliniyor. Avrupa Birliği (AB), 2050 yılına kadar karbon emisyonlarını sıfıra indirmeyi hedeflerken, çelik üreticileri hidrojen bazlı üretim süreçlerine geçiş yapmaya başladı.
Hidrojen bazlı çelik üretimi, karbon emisyonlarını büyük ölçüde azaltarak daha çevre dostu bir süreç sunuyor.
Thyssenkrupp ve ArcelorMittal gibi dev şirketler, yeşil çelik üretimine yönelik milyar dolarlık yatırımlar yapıyor.
AB, çelik üreticilerine destek olmak amacıyla karbon vergisi uygulamalarını sıkılaştırarak Çin ve Hindistan gibi ülkelerden gelen ucuz çeliğin rekabet gücünü azaltmayı planlıyor.
Avrupa Çelik Sektörünü Bekleyen Zorluklar
Avrupa'daki yüksek enerji fiyatları, çelik üretiminin maliyetini artırıyor. Özellikle doğal gaz ve elektrik fiyatlarındaki artış, sanayinin rekabetçiliğini zayıflatıyor.
Çin, Hindistan ve Türkiye gibi ülkeler, düşük maliyetle çelik üretimi yaparak Avrupa pazarında büyük bir rekabet yaratıyor. AB, yerli üreticileri korumak için korumacı politikalar ve ithalat kotaları uygulamaya devam ediyor.
Sürdürülebilir çelik üretimi için gerekli yatırımlar, büyük finansman gerektiriyor. Ancak Avrupa'daki şirketler, uzun vadede düşük karbonlu üretimin rekabet avantajı sağlayacağına inanıyor.
(Sema Yüksel Güngörmez)
Kaynak: Sema Yüksel Güngörmez
En Çok Okunan Haberler