Şirketlerin mali yapısını yansıtan en önemli araçlardan biri bilançolardır. Ancak bu finansal tabloların içinde, şirketlerin gelecekteki planlamalarının bel kemiğini oluşturan bir kalem var ki, o da alacaklar. Son dönemde ekonomide yaşanan dalgalanmalar, alacak yönetiminin önemini daha da artırdı.
Haber Giriş Tarihi: 04.12.2025 16:44
Haber Güncellenme Tarihi: 04.12.2025 16:45
Kaynak:
Ramazan Gültaş
Son yapılan araştırmalar, Türkiye’de faaliyet gösteren orta ve büyük ölçekli şirketlerin yüzde 60’ının, nakit akışındaki aksamaların temel sebebinin tahsil edilemeyen alacaklar olduğunu gösteriyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarının da dikkat çektiği bu durum, işletmelerde finansal stresi artırırken birçok sektörde ciddi kayıpların yaşanmasına neden oluyor.
Yapılan saha çalışmaları, alacak yönetimi konusunda özellikle KOBİ'lerde yeterli önlem alınmadığını ortaya koyuyor. Çoğu işletmede hala vadeli satışlar planlanırken müşteri kredibilitesine yönelik detaylı incelemelerin yapılmadığı görülüyor. Bunun sonucunda, tahsil edilemeyen borçlar nedeniyle bilançolar zarar görürken, şirketler finansman ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor.
Sektörel kırılımlar incelendiğinde, inşaat, tekstil ve gıda sektörlerinin bu riskten doğrudan etkilendiği dikkat çekiyor. İnşaat sektöründe projeler uzun vadeye yayılırken, ödeme vadelerinin uzaması nakit akışını sekteye uğratıyor. Aynı şekilde tekstil sektörü, ihracatta kur oynaklığının yarattığı belirsizlikler nedeniyle vade problemlerine daha açık durumda. Gıda sektörü de tüketimin hızlı döngüsüne rağmen düşük kâr marjları nedeniyle tedarik zincirinde alacaklardan kaynaklı ciddi darboğazlar yaşayabiliyor.
Uzmanlara göre, sorunun çözümü için şirketlerin daha etkin bir risk yönetim stratejisi geliştirmesi gerekiyor. Alacak sigortası gibi mali enstrümanların daha yaygın kullanılmasının yanı sıra müşteri analizlerinin detaylı yapılması, şirketleri olası risklere karşı koruyabilir. Ayrıca hükümetin bu konuda KOBİ’lere yönelik teşvik ve destek programları sağlaması gerektiği de sıkça vurgulanan konular arasında.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Bilançonun en tehlikeli kalemi: Alacaklar
Şirketlerin mali yapısını yansıtan en önemli araçlardan biri bilançolardır. Ancak bu finansal tabloların içinde, şirketlerin gelecekteki planlamalarının bel kemiğini oluşturan bir kalem var ki, o da alacaklar. Son dönemde ekonomide yaşanan dalgalanmalar, alacak yönetiminin önemini daha da artırdı.
Son yapılan araştırmalar, Türkiye’de faaliyet gösteren orta ve büyük ölçekli şirketlerin yüzde 60’ının, nakit akışındaki aksamaların temel sebebinin tahsil edilemeyen alacaklar olduğunu gösteriyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarının da dikkat çektiği bu durum, işletmelerde finansal stresi artırırken birçok sektörde ciddi kayıpların yaşanmasına neden oluyor.
Yapılan saha çalışmaları, alacak yönetimi konusunda özellikle KOBİ'lerde yeterli önlem alınmadığını ortaya koyuyor. Çoğu işletmede hala vadeli satışlar planlanırken müşteri kredibilitesine yönelik detaylı incelemelerin yapılmadığı görülüyor. Bunun sonucunda, tahsil edilemeyen borçlar nedeniyle bilançolar zarar görürken, şirketler finansman ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor.
Sektörel kırılımlar incelendiğinde, inşaat, tekstil ve gıda sektörlerinin bu riskten doğrudan etkilendiği dikkat çekiyor. İnşaat sektöründe projeler uzun vadeye yayılırken, ödeme vadelerinin uzaması nakit akışını sekteye uğratıyor. Aynı şekilde tekstil sektörü, ihracatta kur oynaklığının yarattığı belirsizlikler nedeniyle vade problemlerine daha açık durumda. Gıda sektörü de tüketimin hızlı döngüsüne rağmen düşük kâr marjları nedeniyle tedarik zincirinde alacaklardan kaynaklı ciddi darboğazlar yaşayabiliyor.
Uzmanlara göre, sorunun çözümü için şirketlerin daha etkin bir risk yönetim stratejisi geliştirmesi gerekiyor. Alacak sigortası gibi mali enstrümanların daha yaygın kullanılmasının yanı sıra müşteri analizlerinin detaylı yapılması, şirketleri olası risklere karşı koruyabilir. Ayrıca hükümetin bu konuda KOBİ’lere yönelik teşvik ve destek programları sağlaması gerektiği de sıkça vurgulanan konular arasında.
(Ramazan Gültaş)
Kaynak: Ramazan Gültaş
En Çok Okunan Haberler