Dikey Tarım Girişimleri Yatırımcıların Gözdesi Oldu
Dikey Tarım Girişimleri Yatırımcıların Gözdesi Oldu
Gıda güvenliği ve sürdürülebilir üretim modelleri üzerine artan global kaygılar, tarım sektöründe yeni ve yenilikçi çözümler arayışını hızlandırıyor. Geleneksel tarım yöntemleri, hızla artan dünya nüfusu ve kentleşme karşısında yetersiz kalmaya başlarken, dikey tarım teknolojileri bu açığı kapatabilecek en güçlü alternatiflerden biri olarak öne çıkıyor.
Haber Giriş Tarihi: 08.11.2025 17:27
Haber Güncellenme Tarihi: 08.11.2025 17:27
Kaynak:
Özkan GÜNGÖRMEZ
Günümüzde yatırımcıların radarında hızla yükselen dikey tarım girişimleri, büyük finansman destekleriyle büyümeye devam ediyor. Araştırmalara göre, dikey tarım pazarının değeri 2020 yılında 4,4 milyar dolar civarındayken, 2030 yılına kadar yıllık %25’in üzerinde büyüme göstereceği tahmin ediliyor. Bu büyümenin arkasında, geleneksel yöntemlere göre daha etkili kaynak kullanımı ve çevre dostu çözümlerin yer alması dikkat çekiyor.
Dikey tarım, kapalı alanlarda, ışık, su ve besin takviyelerini tam kontrol altında tutarak bitki yetiştirme teknolojisi olarak öne çıkıyor. Özellikle su kaynaklarının sınırlı olduğu bölgelerde, geleneksel tarım yöntemlerine göre %90’a varan su tasarrufu sağlaması, bu yöntemi hem üreticiler hem de yatırımcılar için cazip hale getiriyor. Ayrıca pestisit kullanımını minimuma indirerek daha sağlıklı ürünler sunma potansiyeli, tüketici ilgisinin de artmasını sağlıyor.
Türkiye de bu alandaki gelişmeleri yakından takip eden ülkelerden biri. Özellikle büyük şehirlerde artan nüfus yoğunluğu, tarım ürünlerinin hızlı ve ekonomik bir şekilde ulaşılabilir kılınmasını zorunlu hale getiriyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde dikey tarım projeleri üzerine çalışan girişimlerin sayısı giderek artıyor. Yerli girişimcilerden biri olan bir start-up, tamamen LED ışıklarla donatılmış kapalı bir tarım alanında marul, fesleğen ve domates gibi ürünleri dört kat daha hızlı yetiştirdiğini belirtirken, bu yöntemle elde edilen ürünlerin %30 oranında daha az enerji tükettiğini ifade ediyor.
Dikey tarımın yatırım cephesindeki cazibesi de dikkat çekici. Özellikle pandeminin getirdiği gıda tedariği sorunlarıyla birlikte alternatif tarım teknolojilerine olan ilgi ciddi biçimde arttı. Global ölçekte büyük yatırım fonları, dikey tarım projelerine yüz milyonlarca dolar ayırırken; Türkiye’de ise melek yatırımcılar ve teknoloji odaklı fonlar bu alana yönelmeye başladı. Uzmanlar, bu yatırımların hem yerli girişimlerin dünya sahnesinde rekabet gücünü artıracağına hem de Türkiye’nin kendi gıda ihtiyacını daha sürdürülebilir kaynaklardan karşılamasına katkıda bulunacağını savunuyor.
Ancak bu teknolojinin yaygınlaşması önünde bazı zorlukların da olduğu bir gerçek. Yüksek kurulum maliyetleri ve enerji bağımlılığı hala tartışma konusu olmaya devam ediyor. Uzmanlar, devlet teşviklerinin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonunun bu zorlukları aşmada kritik bir rol oynayabileceğini söylüyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Dikey Tarım Girişimleri Yatırımcıların Gözdesi Oldu
Gıda güvenliği ve sürdürülebilir üretim modelleri üzerine artan global kaygılar, tarım sektöründe yeni ve yenilikçi çözümler arayışını hızlandırıyor. Geleneksel tarım yöntemleri, hızla artan dünya nüfusu ve kentleşme karşısında yetersiz kalmaya başlarken, dikey tarım teknolojileri bu açığı kapatabilecek en güçlü alternatiflerden biri olarak öne çıkıyor.
Günümüzde yatırımcıların radarında hızla yükselen dikey tarım girişimleri, büyük finansman destekleriyle büyümeye devam ediyor. Araştırmalara göre, dikey tarım pazarının değeri 2020 yılında 4,4 milyar dolar civarındayken, 2030 yılına kadar yıllık %25’in üzerinde büyüme göstereceği tahmin ediliyor. Bu büyümenin arkasında, geleneksel yöntemlere göre daha etkili kaynak kullanımı ve çevre dostu çözümlerin yer alması dikkat çekiyor.
Dikey tarım, kapalı alanlarda, ışık, su ve besin takviyelerini tam kontrol altında tutarak bitki yetiştirme teknolojisi olarak öne çıkıyor. Özellikle su kaynaklarının sınırlı olduğu bölgelerde, geleneksel tarım yöntemlerine göre %90’a varan su tasarrufu sağlaması, bu yöntemi hem üreticiler hem de yatırımcılar için cazip hale getiriyor. Ayrıca pestisit kullanımını minimuma indirerek daha sağlıklı ürünler sunma potansiyeli, tüketici ilgisinin de artmasını sağlıyor.
Türkiye de bu alandaki gelişmeleri yakından takip eden ülkelerden biri. Özellikle büyük şehirlerde artan nüfus yoğunluğu, tarım ürünlerinin hızlı ve ekonomik bir şekilde ulaşılabilir kılınmasını zorunlu hale getiriyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde dikey tarım projeleri üzerine çalışan girişimlerin sayısı giderek artıyor. Yerli girişimcilerden biri olan bir start-up, tamamen LED ışıklarla donatılmış kapalı bir tarım alanında marul, fesleğen ve domates gibi ürünleri dört kat daha hızlı yetiştirdiğini belirtirken, bu yöntemle elde edilen ürünlerin %30 oranında daha az enerji tükettiğini ifade ediyor.
Dikey tarımın yatırım cephesindeki cazibesi de dikkat çekici. Özellikle pandeminin getirdiği gıda tedariği sorunlarıyla birlikte alternatif tarım teknolojilerine olan ilgi ciddi biçimde arttı. Global ölçekte büyük yatırım fonları, dikey tarım projelerine yüz milyonlarca dolar ayırırken; Türkiye’de ise melek yatırımcılar ve teknoloji odaklı fonlar bu alana yönelmeye başladı. Uzmanlar, bu yatırımların hem yerli girişimlerin dünya sahnesinde rekabet gücünü artıracağına hem de Türkiye’nin kendi gıda ihtiyacını daha sürdürülebilir kaynaklardan karşılamasına katkıda bulunacağını savunuyor.
Ancak bu teknolojinin yaygınlaşması önünde bazı zorlukların da olduğu bir gerçek. Yüksek kurulum maliyetleri ve enerji bağımlılığı hala tartışma konusu olmaya devam ediyor. Uzmanlar, devlet teşviklerinin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonunun bu zorlukları aşmada kritik bir rol oynayabileceğini söylüyor.
(Özkan Güngörmez)
Kaynak: Özkan GÜNGÖRMEZ
En Çok Okunan Haberler