Dünya ekonomisi, teknolojik dönüşümün bir sonraki büyük dalgasıyla karşı karşıya: yapay zeka (YZ) devrimi. Bilgi işlem gücündeki olağanüstü artış, büyük veri analizleri ve sürekli gelişen algoritmalar, yalnızca teknolojik altyapıyı değil, aynı zamanda küresel ticaret ve iş yapma biçimlerini de temelden değiştirmeye hazırlanıyor.
Haber Giriş Tarihi: 24.10.2025 14:05
Haber Güncellenme Tarihi: 24.10.2025 14:06
Kaynak:
Özkan GÜNGÖRMEZ
Son yıllarda YZ uygulamalarının sağlık, finans, sanayi ve hizmet gibi farklı sektörlerdeki etkisi hızla artarken, yapılan araştırmalar bunun büyük ekonomik dönüşümleri beraberinde getireceğini gösteriyor. Uluslararası bir danışmanlık şirketinin yakın zamanda yayımladığı rapora göre, yapay zeka 2030 yılında küresel gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) yaklaşık 15.7 trilyon dolarlık bir katkı sağlayabilir. Bu da YZ’nin, bazı ülkelerde sanayi devriminin ekonomik etkileriyle kıyaslanabilecek ölçüde bir büyüme motoru olacağı anlamına geliyor.
Uzmanlar, yapay zekanın iş gücü piyasasında köklü değişikliklere yol açacağını vurgularken, otomasyon nedeniyle bazı mesleklerde insan gücüne olan talebin azalabileceğini ifade ediyor. Bununla birlikte, yeni teknolojilerin doğurduğu yeni iş türleri ve uzmanlık alanlarının da hızla artması bekleniyor. Örneğin yazılım geliştirme, veri analistliği ve YZ mühendisliği gibi alanların, talep artışıyla birlikte önümüzdeki on yıl içinde daha çok öne çıkacağı tahmin ediliyor.
YZ’nin ekonomik etkilerinin yanı sıra sosyoekonomik eşitsizlikleri artırabileceği riskine de dikkat çekiliyor. Gelişmiş ülkelerde YZ yatırımcılarının hızlı bir şekilde büyüyen dijital ekonomiyle avantaj sağlaması beklenirken, altyapı eksiklikleri nedeniyle birçok gelişmekte olan ülke bu yarışta geri kalabilir. Bu nedenle sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme için uluslararası iş birliklerinin güçlü bir şekilde teşvik edilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Ayrıca, yapay zeka alanında etik ve düzenleyici çerçeveler üzerindeki tartışmalar da önem kazanmış durumda. Veri mahremiyeti, önyargılı algoritmalar ve şeffaflık eksikliği, YZ’nin yaygınlaşmasında en çok sorgulanan başlıca konular arasında yer alıyor. Avrupa Birliği’nin bu konuda yayımladığı yeni yapay zeka düzenleme taslağı, bir yandan teknolojinin faydalarını maksimize ederken diğer yandan aşırı güç konsantrasyonunun ve kontrolsüz gelişimin önüne geçmeyi hedefliyor.
Dünya ekonomisi, bu büyük değişimin getirdiği fırsatlarla birlikte belli belirsiz tehditlerin gölgesinde rotasını yeniden belirlemeye çalışıyor. YZ teknolojilerinin etkin şekilde entegrasyonu ve bu süreçte toplumsal değerlerin önceliklendirilmesi, yalnızca ekonomik büyüme için değil, aynı zamanda küresel kalkınma ve istikrar için de kilit rol oynayacak gibi görünüyor. Uzmanlar için bu dönemi yönetmek, sadece teknolojik değil aynı zamanda stratejik bir liderlik gerektiriyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Dünya ekonomisi yapay zeka patlamasının eşiğinde
Dünya ekonomisi, teknolojik dönüşümün bir sonraki büyük dalgasıyla karşı karşıya: yapay zeka (YZ) devrimi. Bilgi işlem gücündeki olağanüstü artış, büyük veri analizleri ve sürekli gelişen algoritmalar, yalnızca teknolojik altyapıyı değil, aynı zamanda küresel ticaret ve iş yapma biçimlerini de temelden değiştirmeye hazırlanıyor.
Son yıllarda YZ uygulamalarının sağlık, finans, sanayi ve hizmet gibi farklı sektörlerdeki etkisi hızla artarken, yapılan araştırmalar bunun büyük ekonomik dönüşümleri beraberinde getireceğini gösteriyor. Uluslararası bir danışmanlık şirketinin yakın zamanda yayımladığı rapora göre, yapay zeka 2030 yılında küresel gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) yaklaşık 15.7 trilyon dolarlık bir katkı sağlayabilir. Bu da YZ’nin, bazı ülkelerde sanayi devriminin ekonomik etkileriyle kıyaslanabilecek ölçüde bir büyüme motoru olacağı anlamına geliyor.
Uzmanlar, yapay zekanın iş gücü piyasasında köklü değişikliklere yol açacağını vurgularken, otomasyon nedeniyle bazı mesleklerde insan gücüne olan talebin azalabileceğini ifade ediyor. Bununla birlikte, yeni teknolojilerin doğurduğu yeni iş türleri ve uzmanlık alanlarının da hızla artması bekleniyor. Örneğin yazılım geliştirme, veri analistliği ve YZ mühendisliği gibi alanların, talep artışıyla birlikte önümüzdeki on yıl içinde daha çok öne çıkacağı tahmin ediliyor.
YZ’nin ekonomik etkilerinin yanı sıra sosyoekonomik eşitsizlikleri artırabileceği riskine de dikkat çekiliyor. Gelişmiş ülkelerde YZ yatırımcılarının hızlı bir şekilde büyüyen dijital ekonomiyle avantaj sağlaması beklenirken, altyapı eksiklikleri nedeniyle birçok gelişmekte olan ülke bu yarışta geri kalabilir. Bu nedenle sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme için uluslararası iş birliklerinin güçlü bir şekilde teşvik edilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Ayrıca, yapay zeka alanında etik ve düzenleyici çerçeveler üzerindeki tartışmalar da önem kazanmış durumda. Veri mahremiyeti, önyargılı algoritmalar ve şeffaflık eksikliği, YZ’nin yaygınlaşmasında en çok sorgulanan başlıca konular arasında yer alıyor. Avrupa Birliği’nin bu konuda yayımladığı yeni yapay zeka düzenleme taslağı, bir yandan teknolojinin faydalarını maksimize ederken diğer yandan aşırı güç konsantrasyonunun ve kontrolsüz gelişimin önüne geçmeyi hedefliyor.
Dünya ekonomisi, bu büyük değişimin getirdiği fırsatlarla birlikte belli belirsiz tehditlerin gölgesinde rotasını yeniden belirlemeye çalışıyor. YZ teknolojilerinin etkin şekilde entegrasyonu ve bu süreçte toplumsal değerlerin önceliklendirilmesi, yalnızca ekonomik büyüme için değil, aynı zamanda küresel kalkınma ve istikrar için de kilit rol oynayacak gibi görünüyor. Uzmanlar için bu dönemi yönetmek, sadece teknolojik değil aynı zamanda stratejik bir liderlik gerektiriyor.
(Özkan Güngörmez)
Kaynak: Özkan GÜNGÖRMEZ
En Çok Okunan Haberler