Elektrikli araçlarda uygulanmakta olan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) düzenlemesi, son dönemde hem tüketiciler hem de sektör temsilcileri arasında gündemin en sıcak konularından biri haline geldi. Çevresel kaygılar ve sürdürülebilir ulaşım hedefleri doğrultusunda, birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de elektrikli araçlara yönelik vergi politikaları yeniden şekillendiriliyor.
Haber Giriş Tarihi: 09.05.2025 15:51
Haber Güncellenme Tarihi: 09.05.2025 15:51
Kaynak:
Özkan GÜNGÖRMEZ
Türkiye'de elektrikli araçlar, karbon salınımlarının azaltılması ve çevreci ulaşımın teşvik edilmesi adına teşvik edilmeye başlanmıştı. Ancak, geçtiğimiz aylarda yapılan ÖTV düzenlemeleri ile bu araçlar için belirlenen vergilendirme oranlarında değişiklikler yapıldı. Özellikle yerli üretimi teşvik etme amacı taşıyan düzenlemeyle, batarya kapasitesi ve motor gücüne göre değişen bir hesaplama modeli gündeme geldi.
Uzmanlar, elektrikli araçlardaki bu yeni vergilendirme modelinin etkilerini iki yönlü değerlendiriyor. Bir taraf, yüksek fiyatlı ithal elektrikli araçlar için artan vergilerin sektörü olumsuz etkileyebileceğini savunurken, diğer taraf ise yerel üretim girişimlerinin desteklenmesinin önemine dikkat çekiyor. Son düzenleme çerçevesinde belirlenen ÖTV oranları şu şekilde: Motor gücü 85 kW'ı geçmeyen ve batarya kapasitesi belirli eşik değerin altındaki araçlar için daha düşük oranlar geçerli. Ancak daha güçlü motorlara ve gelişmiş bataryalara sahip araçlarda bu oran dikkate değer bir şekilde yükseliyor.
Tüketici tarafında ise fiyat artışları ciddi bir tartışma konusu olmuş durumda. Özellikle düşük gelir grubunun sıfır emisyonlu araçlara erişimini zorlaştırabileceği belirtiliyor. Yüksek talep gören segmentlerde artan maliyetler, ikinci el elektrikli araç pazarına olan ilgiyi artırabilir.
Araştırmalara göre, 2023 itibarıyla Türkiye'de elektrikli araç satışlarında bir büyüme kaydedilse de ÖTV düzenlemesinin uzun vadede satışları nasıl etkileyeceği belirsizliğini koruyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) verileri, elektrikli araç kullanımının küresel ölçekte artırılması gerektiğine vurgu yaparken, vergi teşviklerinin bu bağlamdaki önemi bir kez daha gündeme getiriliyor. Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde uygulanan düşük veya sıfır vergi oranları, bu ülkelerdeki elektrikli araç pazarının büyümesine önemli ölçüde katkı sağladı.
Sektör temsilcileri, Türkiye’nin de benzer bir teşvik politikasına yönelmesi gerektiğini ifade ediyor. Daha çevreci ve ekonomik açıdan sürdürülebilir bir yol haritası oluşturulması beklentisi sektör paydaşlarının ortak çağrısı olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki dönemlerde yapılacak düzenlemelerin hem tüketicilerin elektrikli araçlara erişimini kolaylaştırması hem de yerli üretim altyapısını güçlendirmesi büyük önem taşıyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Elektrikli araçlarda ÖTV düzenlemesi
Elektrikli araçlarda uygulanmakta olan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) düzenlemesi, son dönemde hem tüketiciler hem de sektör temsilcileri arasında gündemin en sıcak konularından biri haline geldi. Çevresel kaygılar ve sürdürülebilir ulaşım hedefleri doğrultusunda, birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de elektrikli araçlara yönelik vergi politikaları yeniden şekillendiriliyor.
Türkiye'de elektrikli araçlar, karbon salınımlarının azaltılması ve çevreci ulaşımın teşvik edilmesi adına teşvik edilmeye başlanmıştı. Ancak, geçtiğimiz aylarda yapılan ÖTV düzenlemeleri ile bu araçlar için belirlenen vergilendirme oranlarında değişiklikler yapıldı. Özellikle yerli üretimi teşvik etme amacı taşıyan düzenlemeyle, batarya kapasitesi ve motor gücüne göre değişen bir hesaplama modeli gündeme geldi.
Uzmanlar, elektrikli araçlardaki bu yeni vergilendirme modelinin etkilerini iki yönlü değerlendiriyor. Bir taraf, yüksek fiyatlı ithal elektrikli araçlar için artan vergilerin sektörü olumsuz etkileyebileceğini savunurken, diğer taraf ise yerel üretim girişimlerinin desteklenmesinin önemine dikkat çekiyor. Son düzenleme çerçevesinde belirlenen ÖTV oranları şu şekilde: Motor gücü 85 kW'ı geçmeyen ve batarya kapasitesi belirli eşik değerin altındaki araçlar için daha düşük oranlar geçerli. Ancak daha güçlü motorlara ve gelişmiş bataryalara sahip araçlarda bu oran dikkate değer bir şekilde yükseliyor.
Tüketici tarafında ise fiyat artışları ciddi bir tartışma konusu olmuş durumda. Özellikle düşük gelir grubunun sıfır emisyonlu araçlara erişimini zorlaştırabileceği belirtiliyor. Yüksek talep gören segmentlerde artan maliyetler, ikinci el elektrikli araç pazarına olan ilgiyi artırabilir.
Araştırmalara göre, 2023 itibarıyla Türkiye'de elektrikli araç satışlarında bir büyüme kaydedilse de ÖTV düzenlemesinin uzun vadede satışları nasıl etkileyeceği belirsizliğini koruyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) verileri, elektrikli araç kullanımının küresel ölçekte artırılması gerektiğine vurgu yaparken, vergi teşviklerinin bu bağlamdaki önemi bir kez daha gündeme getiriliyor. Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde uygulanan düşük veya sıfır vergi oranları, bu ülkelerdeki elektrikli araç pazarının büyümesine önemli ölçüde katkı sağladı.
Sektör temsilcileri, Türkiye’nin de benzer bir teşvik politikasına yönelmesi gerektiğini ifade ediyor. Daha çevreci ve ekonomik açıdan sürdürülebilir bir yol haritası oluşturulması beklentisi sektör paydaşlarının ortak çağrısı olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki dönemlerde yapılacak düzenlemelerin hem tüketicilerin elektrikli araçlara erişimini kolaylaştırması hem de yerli üretim altyapısını güçlendirmesi büyük önem taşıyor.
(Özkan Güngörmez)
Kaynak: Özkan GÜNGÖRMEZ
En Çok Okunan Haberler