Emlak Pazarında Büyük Patlama

Pandemi sonrası dönemde konut ihtiyacında önemli bir yükseliş meydana geldi. Çalışma ve eğitimde dijitalleşme süreci şehir merkezlerinden uzak bölgelerdeki konutlara olan ilgiyi artırırken, şehir merkezlerinde iş dünyasının hareketliliği ve göç akışı talepleri tetikledi. Ayrıca, Türk lirasındaki değer kaybı yabancı yatırımcıların ilgisini çekti ve Türkiye emlak piyasasında daha aktif bir rol üstlenmelerine yol açtı.

Emlak pazarındaki büyümeye rağmen, konut arzında yaşanan yetersizlik fiyatları daha da yükseltiyor. İnşaat maliyetlerinin artması, yeni projelerin yavaş ilerlemesine neden olurken, mevcut konutların fiyatları üzerinde baskı oluşturuyor. İnşaat sektörü temsilcilerine göre, bu duruma çözüm üretmek için daha fazla teşvik sağlanması ve yerel yönetimlerin yeni konut projelerini hızlandırması gerekiyor.

Konut kredisi faiz oranlarının yüksek olması, birçok tüketicinin kredi ile ev sahibi olmasını zorlaştırırken, bu durum nakit alımlara olan talebi artırıyor. Ancak bu eğilim, konut fiyatlarının daha da artmasına yol açarak sektörde yeni bir dengesizlik yaratıyor.

Yabancı yatırımcılar, Türk lirasındaki dalgalanmalardan faydalanarak Türkiye’de gayrimenkul yatırımlarını artırdı. Özellikle İstanbul, Antalya ve İzmir gibi şehirlerde konut alımlarının büyük kısmını yabancılar gerçekleştiriyor. Bu durum, bazı bölgelerde fiyatların daha da yükselmesine sebep oluyor.

Emlak uzmanları, pazarın büyümesini sürdürebilmesi için konut üretiminin artırılması ve piyasanın dengelenmesi gerektiğini belirtiyor. Uzmanlara göre, yerli yatırımcıların da daha fazla teşvik edilmesi ve kredi faiz oranlarının düşürülmesi, emlak pazarındaki büyümenin sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahip.

Türkiye emlak piyasasında yaşanan bu patlamanın önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor. Ancak fiyatlardaki artışın dengelenmesi ve arz-talep dengesinin sağlanması için kapsamlı önlemlerin alınması gerektiği düşünülüyor. Aksi halde, özellikle büyük şehirlerde konut fiyatlarının daha da artması ve emlak krizine dönüşme riski bulunuyor.

(Fatma Hatun Altıkardeş)