Engellilerin toplumdaki eşit hak ve özgürlüklere erişimi, yıllardır dünyanın birçok yerinde gündemde olan bir insan hakları meselesi. Ancak yapılan araştırmalar gösteriyor ki, bu konuda ilerleme sağlamak için atılan adımlar yetersiz ve engellilikle ilişkili eşitsizlikler hâlâ büyük ölçüde devam ediyor.
Haber Giriş Tarihi: 03.12.2025 16:50
Haber Güncellenme Tarihi: 03.12.2025 16:51
Kaynak:
Dilvin ALTIKARDEŞ
Dünya Engelliler Federasyonu’nun yayımladığı son rapora göre, dünya genelinde yaklaşık 1 milyar engelli birey bulunuyor ve bu kişilerin çoğu, sağlık, eğitim, istihdam ve altyapı gibi temel haklara erişimde ciddi engellerle karşı karşıya kalıyor. Çarpıcı bir diğer veri ise, engellilerin yüzde 80’inin düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşadığı; bu da eşitsizliği daha karmaşık bir hale getiriyor.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, ayrımcılığın her türlüsünü yasaklarken Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi de 2008 yılında yürürlüğe girerek taraf ülkelere önemli sorumluluklar yükledi. Ancak, bu bağlayıcı yasal belgelere rağmen uygulama sahasında ciddi eksiklikler var. Örneğin eğitim alanında, engelli bireylerin yüzde 30'u okula erişemiyor; bu durum hem maddi imkânsızlıklar hem de okulların fiziksel koşullarının uygun olmamasından kaynaklanıyor.
Engelli bireylerin istihdam problemine eğilen çalışma sonuçları ise daha vahim bir tablo çiziyor. İşsizliğin en yüksek olduğu gruplardan biri olan engelliler, ayrımcı iş görüşmeleri ve iş yerlerindeki yetersiz düzenlemeler nedeniyle büyük zorluklarla karşılaşıyor. Mevzuatlar, işverenlere belirli sayıda engelli çalıştırma zorunluluğu getirse de caydırıcı denetim mekanizmalarının eksikliği nedeniyle bu yükümlülük çoğunlukla kâğıt üzerinde kalıyor.
Engellilere yönelik altyapı eksiklikleri de günlük hayatta bağımsız bir yaşam sürmelerini sınırlamaya devam ediyor. Özellikle toplu taşıma sistemleri; şehirlerde merdivensiz erişim sağlayan yollar, rampalar veya asansörler yetersiz durumda. Bununla birlikte, dijital dünyada da gözle görülür bir erişim sorunu var. Teknoloji çağında birçok kamu hizmeti ve bilgiye online platformlar üzerinden ulaşılmaya başlanmışken, bu platformların büyük bir kısmı engellilerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde uyarlanmadı.
Uzmanlar, engellilerin ihtiyaçlarını karşılamak için daha kapsamlı politikaların oluşturulması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca sadece yasal düzenlemeler değil, toplumsal bilinçlendirme kampanyalarıyla toplumdaki önyargıların kırılması üzerinde de duruluyor. Zira ayrımcılık ve ötekileştirme yalnızca sistemde değil, bireysel algılarda da köklü bir sorun olarak görünüyor.
Herhangi bir engeli olmayan bireylerin sahip olduğu haklar, engelliler için de bir lütuf değil, evrensel bir insan hakkı olarak kabul edilmeli. Toplumda gerçek anlamda eşitlik sağlanması için herkesin sorumluluğu üstlenmesi kritik önem taşırken, devlete düşen görev ise bu eşitliğin hayata geçmesi için somut adımlar atmaktır. Çünkü adil bir gelecek, ancak kapsayıcı politikalar ve duyarlı bir toplum bilinciyle inşa edilebilir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Engelliler İnsan Haklarına hala erişemiyor
Engellilerin toplumdaki eşit hak ve özgürlüklere erişimi, yıllardır dünyanın birçok yerinde gündemde olan bir insan hakları meselesi. Ancak yapılan araştırmalar gösteriyor ki, bu konuda ilerleme sağlamak için atılan adımlar yetersiz ve engellilikle ilişkili eşitsizlikler hâlâ büyük ölçüde devam ediyor.
Dünya Engelliler Federasyonu’nun yayımladığı son rapora göre, dünya genelinde yaklaşık 1 milyar engelli birey bulunuyor ve bu kişilerin çoğu, sağlık, eğitim, istihdam ve altyapı gibi temel haklara erişimde ciddi engellerle karşı karşıya kalıyor. Çarpıcı bir diğer veri ise, engellilerin yüzde 80’inin düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşadığı; bu da eşitsizliği daha karmaşık bir hale getiriyor.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, ayrımcılığın her türlüsünü yasaklarken Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi de 2008 yılında yürürlüğe girerek taraf ülkelere önemli sorumluluklar yükledi. Ancak, bu bağlayıcı yasal belgelere rağmen uygulama sahasında ciddi eksiklikler var. Örneğin eğitim alanında, engelli bireylerin yüzde 30'u okula erişemiyor; bu durum hem maddi imkânsızlıklar hem de okulların fiziksel koşullarının uygun olmamasından kaynaklanıyor.
Engelli bireylerin istihdam problemine eğilen çalışma sonuçları ise daha vahim bir tablo çiziyor. İşsizliğin en yüksek olduğu gruplardan biri olan engelliler, ayrımcı iş görüşmeleri ve iş yerlerindeki yetersiz düzenlemeler nedeniyle büyük zorluklarla karşılaşıyor. Mevzuatlar, işverenlere belirli sayıda engelli çalıştırma zorunluluğu getirse de caydırıcı denetim mekanizmalarının eksikliği nedeniyle bu yükümlülük çoğunlukla kâğıt üzerinde kalıyor.
Engellilere yönelik altyapı eksiklikleri de günlük hayatta bağımsız bir yaşam sürmelerini sınırlamaya devam ediyor. Özellikle toplu taşıma sistemleri; şehirlerde merdivensiz erişim sağlayan yollar, rampalar veya asansörler yetersiz durumda. Bununla birlikte, dijital dünyada da gözle görülür bir erişim sorunu var. Teknoloji çağında birçok kamu hizmeti ve bilgiye online platformlar üzerinden ulaşılmaya başlanmışken, bu platformların büyük bir kısmı engellilerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde uyarlanmadı.
Uzmanlar, engellilerin ihtiyaçlarını karşılamak için daha kapsamlı politikaların oluşturulması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca sadece yasal düzenlemeler değil, toplumsal bilinçlendirme kampanyalarıyla toplumdaki önyargıların kırılması üzerinde de duruluyor. Zira ayrımcılık ve ötekileştirme yalnızca sistemde değil, bireysel algılarda da köklü bir sorun olarak görünüyor.
Herhangi bir engeli olmayan bireylerin sahip olduğu haklar, engelliler için de bir lütuf değil, evrensel bir insan hakkı olarak kabul edilmeli. Toplumda gerçek anlamda eşitlik sağlanması için herkesin sorumluluğu üstlenmesi kritik önem taşırken, devlete düşen görev ise bu eşitliğin hayata geçmesi için somut adımlar atmaktır. Çünkü adil bir gelecek, ancak kapsayıcı politikalar ve duyarlı bir toplum bilinciyle inşa edilebilir.
(Dilvin Altıkardeş)
Kaynak: Dilvin ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler