Epilepsi, dünyada milyonlarca insanı etkileyen kronik bir nörolojik hastalık olarak dikkat çekiyor. Beyin hücreleri arasındaki anormal elektriksel aktiviteler sonucu meydana gelen nöbetlerle kendini gösteren bu hastalık, zamanında müdahale edilmediğinde ciddi sonuçlara yol açabiliyor.
Haber Giriş Tarihi: 16.12.2025 15:21
Haber Güncellenme Tarihi: 16.12.2025 15:24
Kaynak:
Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
Yapılan araştırmalara göre, epilepsi krizinde geçen her dakika hastanın yaşamını tehlikeye atabilir. Konuyla ilgili uzmanlar, özellikle uzun süren nöbetlerin beyin dokusuna zarar verebileceğini ve nöbetlerin daha karmaşık bir hal alabileceğini belirtiyor. Bu durum sadece fiziksel hasar değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal sorunları da beraberinde getiriyor.
Araştırma bulgularına dayanarak, epilepsi konusunda toplumsal farkındalığın artırılmasının hayati önem taşıdığı ifade ediliyor. Bir kişinin nöbet geçirdiği anlarda çevresindekilerin doğru müdahaleleri yapabilmesi, bazen hayat kurtarıcı bir unsur olabiliyor. Uzmanlar, nöbet sırasında sakin kalmanın, baş ve boyun bölgesini korumanın ve hastayı yan pozisyonda yatırmanın temel adımlar olduğunu vurguluyor. Ancak hiçbir şekilde zihinsel panik yaratacak veya hastanın güvenliğine zarar verecek bir davranışta bulunulmaması gerekiyor.
Tıpta son yıllarda epilepsi üzerine yapılan araştırmalar umut verici sonuçlar doğursa da henüz yüzde yüz çözüm sağlayan bir yöntem bulunmuş değildir. Bilim insanları, özellikle ilaç tedavisine yanıt vermeyen vakalarda kullanılabilecek yeni terapiler ve cerrahi yöntemler üzerine yoğunlaşıyor. Gelişmiş nöromodülasyon teknikleri ve genetik terapi çalışmaları, gelecekte bu hastalıkla mücadelede daha etkili sonuçlar alınmasını sağlayabilir.
Epilepsi sadece bireyleri değil, ailelerini ve hatta toplumun genelini etkileyen bir hastalık. Genel farkındalığın düşük olması nedeniyle hastalar sosyal hayatta ayrımcılığa uğrayabiliyor ya da ciddi iş kayıpları yaşayabiliyor. Konuya dair yetkililer, eğitim ve bilgilendirme kampanyalarının artırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Ayrıca epilepsiyle yaşayan bireylerin sosyal haklar ve iş yaşamında daha fazla destek alabilmesi için çeşitli politika ve uygulamaların geliştirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Her dakikanın önem taşıdığı epilepsi krizlerinde erken müdahalenin hayati olduğunu unutmamak gerekiyor. Hem bireylerin hem de sağlık kuruluşlarının bilinçli yaklaşımı, bu kronik hastalıkla mücadelede kritik bir rol oynuyor. Toplumun her kesiminde duyarlılık oluşması ve herkesin bilgi sahibi olması, epilepsi ile yaşamı çok daha kolay ve güvenli hale getirebilir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Epilepsi nöbetlerinde her dakika çok riskli!
Epilepsi, dünyada milyonlarca insanı etkileyen kronik bir nörolojik hastalık olarak dikkat çekiyor. Beyin hücreleri arasındaki anormal elektriksel aktiviteler sonucu meydana gelen nöbetlerle kendini gösteren bu hastalık, zamanında müdahale edilmediğinde ciddi sonuçlara yol açabiliyor.
Yapılan araştırmalara göre, epilepsi krizinde geçen her dakika hastanın yaşamını tehlikeye atabilir. Konuyla ilgili uzmanlar, özellikle uzun süren nöbetlerin beyin dokusuna zarar verebileceğini ve nöbetlerin daha karmaşık bir hal alabileceğini belirtiyor. Bu durum sadece fiziksel hasar değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal sorunları da beraberinde getiriyor.
Araştırma bulgularına dayanarak, epilepsi konusunda toplumsal farkındalığın artırılmasının hayati önem taşıdığı ifade ediliyor. Bir kişinin nöbet geçirdiği anlarda çevresindekilerin doğru müdahaleleri yapabilmesi, bazen hayat kurtarıcı bir unsur olabiliyor. Uzmanlar, nöbet sırasında sakin kalmanın, baş ve boyun bölgesini korumanın ve hastayı yan pozisyonda yatırmanın temel adımlar olduğunu vurguluyor. Ancak hiçbir şekilde zihinsel panik yaratacak veya hastanın güvenliğine zarar verecek bir davranışta bulunulmaması gerekiyor.
Tıpta son yıllarda epilepsi üzerine yapılan araştırmalar umut verici sonuçlar doğursa da henüz yüzde yüz çözüm sağlayan bir yöntem bulunmuş değildir. Bilim insanları, özellikle ilaç tedavisine yanıt vermeyen vakalarda kullanılabilecek yeni terapiler ve cerrahi yöntemler üzerine yoğunlaşıyor. Gelişmiş nöromodülasyon teknikleri ve genetik terapi çalışmaları, gelecekte bu hastalıkla mücadelede daha etkili sonuçlar alınmasını sağlayabilir.
Epilepsi sadece bireyleri değil, ailelerini ve hatta toplumun genelini etkileyen bir hastalık. Genel farkındalığın düşük olması nedeniyle hastalar sosyal hayatta ayrımcılığa uğrayabiliyor ya da ciddi iş kayıpları yaşayabiliyor. Konuya dair yetkililer, eğitim ve bilgilendirme kampanyalarının artırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Ayrıca epilepsiyle yaşayan bireylerin sosyal haklar ve iş yaşamında daha fazla destek alabilmesi için çeşitli politika ve uygulamaların geliştirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Her dakikanın önem taşıdığı epilepsi krizlerinde erken müdahalenin hayati olduğunu unutmamak gerekiyor. Hem bireylerin hem de sağlık kuruluşlarının bilinçli yaklaşımı, bu kronik hastalıkla mücadelede kritik bir rol oynuyor. Toplumun her kesiminde duyarlılık oluşması ve herkesin bilgi sahibi olması, epilepsi ile yaşamı çok daha kolay ve güvenli hale getirebilir.
(Fatma Hatun Altıkardeş)
Kaynak: Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler