Ev sahipleri 'sahte kiracı' ile tahliye yolu arıyor

Yapılan son araştırmalara göre, Türkiye genelindeki kira mevzuatından doğan sorunların ve yüksek kira artışlarının, tahliye taleplerini artırdığı belirtildi. Özellikle büyük şehirlerde bazı ev sahiplerinin, mevcut kiracılarını çıkararak daha yüksek bedelle yeni kiracılar bulmak istediği ifade edildi. Fakat bunun yasal bir zemin aracılığıyla yapılması zor olabildiğinden, ev sahipleri alternatif yollar deniyor. Hukukçuların uyardığı bu uygulamalar arasında, sahte bir kiracı anlaşmasının hazırlanıp mevcut kiracının bu yolla çıkarılması gibi oldukça tartışmalı yöntemler yer alıyor.

Gayrimenkul uzmanlarının dikkat çektiği bu yöntemle, ev sahipleri önce aile üyelerinden birini veya güvenilir bir kişiyi geçici olarak “kiracı” göstermek için harekete geçiyor. Bu durumda, kiracıların tahliye edilmesi için “başka bir ihtiyaca dayalı” kanuni gerekçeler öne sürülüyor. Ancak uzmanlar, bu yaklaşımın birçok risk içerdiğini ve hukuka aykırı durumlar doğurabileceğini vurguluyor. Uygulamada tespit edilmesi zor gibi görünen bu tür olaylar, dava süreçlerine taşındığında ciddi cezalara da yol açabiliyor.

Konu hakkında görüş belirten bir hukuk uzmanı şunları ifade etti: "Son yıllarda gayrimenkul sektörüyle ilgili yaşanan sorunlar neticesinde sahtecilik iddialarının arttığını gözlemliyoruz. Ev sahibi-kiracı ilişkisi, zaten yasal zeminde sıkı denetim gereken bir alan. Ancak bu tür düzenbazlık girişimleri, uzun vadede hem mülk sahipleri hem de kiracıları olumsuz etkiler; bu yüzden tarafları yasal hak ve sınırlarına uygun davranmaya çağırıyoruz."

Araştırmalar ayrıca kira fiyatlarındaki artış eğrisinin devam ettiğine işaret ediyor. Yüksek kira bedelleri nedeniyle yeni ev arayışında olan kişiler, bütçelerine uygun konut bulmakta daha fazla zorlanıyor. Tahliye edilen kiracılar ise kendilerine daha maliyetli evler kiralamak zorunda kalıyor ve mağduriyet artıyor. Ayrıca sahte yöntemlerin yasal mercilere intikal etmesiyle birlikte yargı süreçlerinin uzadığı ve mevcut ev sahiplerinin de bu süreçlerden maddi-manevi zarar gördüğü belirtiliyor.

Uzmanlar, bu tür yöntemlere başvuranların gelecekteki cezai yaptırımların yanı sıra itibar kaybıyla da karşılaşabileceğini hatırlatarak, taraflara diyalog ve uzlaşma yolunu seçmelerini öneriyor. Bu durumun çözümüne yönelik yasal düzenlemelerin de hızla uygulamaya sokulması gerektiği vurgulanıyor.

(Sema Yüksel Güngörmez)