Eylülde küresel elektrikli otomobil satışlarında rekor kırıldı
Eylülde küresel elektrikli otomobil satışlarında rekor kırıldı
Elektrikli otomobil sektörü, Eylül 2024'te küresel çapta büyük bir satış başarısına imza attı. Araştırmalar, eylül ayında elektrikli otomobil satışlarının rekor düzeye ulaştığını ve dünya genelinde çevreci araçlara olan talebin hızla arttığını gösteriyor. Yenilikçi teknolojiler, hükümet teşvikleri ve tüketicilerin sürdürülebilir ulaşım tercihlerine yönelmesi, bu büyümenin arkasındaki temel etkenler olarak öne çıkıyor.
Haber Giriş Tarihi: 22.10.2024 15:38
Haber Güncellenme Tarihi: 22.10.2024 15:39
Kaynak:
Sema Yüksel Güngörmez
Küresel elektrikli araç piyasasını inceleyen bağımsız araştırma kuruluşları, Eylül 2024'te yaklaşık 1,2 milyon elektrikli otomobilin satıldığını ortaya koyuyor. Bu rakam, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %35’lik bir artışa işaret ederken, 2024'ün şimdiye kadarki en yüksek aylık satış miktarını temsil ediyor.
Çin, Avrupa ve ABD, elektrikli araç satışlarının en yüksek olduğu bölgeler olarak öne çıkıyor. Çin, dünya genelinde liderliği sürdürürken, Eylül 2024'te 700 binin üzerinde elektrikli araç satışı gerçekleştirdi. Avrupa'da ise 350 bin araç satışı ile Almanya ve Norveç öne çıkıyor. ABD ise 150 bin araçla üçüncü sırada yer alıyor.
Araştırma verilerine göre, Tesla, BYD ve Volkswagen, Eylül ayında en fazla elektrikli otomobil satışı gerçekleştiren markalar oldu. Tesla, Model 3 ve Model Y gibi popüler modelleriyle liderliğini korurken, Çin merkezli BYD markası da güçlü bir büyüme kaydetti. Volkswagen ise ID.4 modeli ile Avrupa pazarında öne çıkmaya devam ediyor.
Elektrikli otomobil satışlarındaki bu rekor artışın arkasındaki nedenler incelendiğinde birkaç önemli faktör öne çıkıyor:
Çevreci Farkındalık: Tüketicilerin çevreye duyarlılığı ve sıfır emisyonlu araçlara olan talebi hızla artıyor. Elektrikli araçlar, karbon ayak izini azaltma çabalarının önemli bir parçası olarak görülüyor. Özellikle genç nesil, sürdürülebilir yaşam tarzlarına daha fazla önem veriyor ve bu, elektrikli otomobil satışlarına yansıyor.
Hükümet Teşvikleri ve Düzenlemeler: Birçok ülke, fosil yakıtlı araçları sınırlandırmak amacıyla çeşitli teşvik programları uyguluyor. Örneğin, Avrupa Birliği ülkeleri, elektrikli araç alımına vergi indirimleri ve sübvansiyonlar sunarken, Çin ve ABD gibi ülkelerde de benzer teşvikler sağlanıyor. Bu politikalar, elektrikli araçların erişilebilirliğini artırıyor ve satışların yükselmesine katkıda bulunuyor.
Şarj Altyapısının Gelişimi: Elektrikli otomobillerin yaygınlaşmasıyla birlikte, şarj istasyonlarının sayısı da hızla artıyor. Bu durum, kullanıcıların menzil kaygılarını azaltarak elektrikli araç kullanımını teşvik ediyor. Özellikle Avrupa ve Asya'da büyük yatırımlar yapılarak hızlı şarj istasyonlarının sayısı arttırıldı.
Teknolojik gelişmeler de elektrikli otomobil satışlarının hızla artmasında önemli bir rol oynuyor. Batarya teknolojilerindeki gelişmeler, menzil ve şarj sürelerinde önemli iyileştirmeler sağladı. 2024 yılında, birçok elektrikli otomobil modelinin tek şarjla 500 kilometreyi aşan menzil sunabilmesi, kullanıcılar için cazip bir özellik haline geldi. Ayrıca, hızlı şarj teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde, araçların 20-30 dakika gibi kısa bir sürede büyük oranda şarj edilebilmesi, uzun yolculuklarda bile elektrikli otomobil kullanımını pratik hale getirdi.
Uzmanlar, 2024 yılı ve sonrasında elektrikli otomobil pazarının büyümeye devam edeceği konusunda hemfikir. Araştırmalar, 2030 yılına kadar dünya genelinde satılan her iki araçtan birinin elektrikli olacağını öngörüyor. Bu büyüme trendinin devam etmesi için önemli faktörler arasında, batarya maliyetlerinin düşmeye devam etmesi, şarj altyapısının yaygınlaştırılması ve hükümetlerin fosil yakıtlı araçlar üzerindeki kısıtlamaları yer alıyor.
Öte yandan, bazı zorluklar da mevcut. Elektrikli araçların üretiminde kullanılan lityum ve kobalt gibi hammaddelere olan talep, bu metallerin fiyatlarında dalgalanmalara yol açabiliyor. Ayrıca, küresel çip krizi gibi tedarik zinciri problemleri, bazı markaların üretim kapasitelerini etkileyebilir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Eylülde küresel elektrikli otomobil satışlarında rekor kırıldı
Elektrikli otomobil sektörü, Eylül 2024'te küresel çapta büyük bir satış başarısına imza attı. Araştırmalar, eylül ayında elektrikli otomobil satışlarının rekor düzeye ulaştığını ve dünya genelinde çevreci araçlara olan talebin hızla arttığını gösteriyor. Yenilikçi teknolojiler, hükümet teşvikleri ve tüketicilerin sürdürülebilir ulaşım tercihlerine yönelmesi, bu büyümenin arkasındaki temel etkenler olarak öne çıkıyor.
Küresel elektrikli araç piyasasını inceleyen bağımsız araştırma kuruluşları, Eylül 2024'te yaklaşık 1,2 milyon elektrikli otomobilin satıldığını ortaya koyuyor. Bu rakam, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %35’lik bir artışa işaret ederken, 2024'ün şimdiye kadarki en yüksek aylık satış miktarını temsil ediyor.
Çin, Avrupa ve ABD, elektrikli araç satışlarının en yüksek olduğu bölgeler olarak öne çıkıyor. Çin, dünya genelinde liderliği sürdürürken, Eylül 2024'te 700 binin üzerinde elektrikli araç satışı gerçekleştirdi. Avrupa'da ise 350 bin araç satışı ile Almanya ve Norveç öne çıkıyor. ABD ise 150 bin araçla üçüncü sırada yer alıyor.
Araştırma verilerine göre, Tesla, BYD ve Volkswagen, Eylül ayında en fazla elektrikli otomobil satışı gerçekleştiren markalar oldu. Tesla, Model 3 ve Model Y gibi popüler modelleriyle liderliğini korurken, Çin merkezli BYD markası da güçlü bir büyüme kaydetti. Volkswagen ise ID.4 modeli ile Avrupa pazarında öne çıkmaya devam ediyor.
Elektrikli otomobil satışlarındaki bu rekor artışın arkasındaki nedenler incelendiğinde birkaç önemli faktör öne çıkıyor:
Çevreci Farkındalık: Tüketicilerin çevreye duyarlılığı ve sıfır emisyonlu araçlara olan talebi hızla artıyor. Elektrikli araçlar, karbon ayak izini azaltma çabalarının önemli bir parçası olarak görülüyor. Özellikle genç nesil, sürdürülebilir yaşam tarzlarına daha fazla önem veriyor ve bu, elektrikli otomobil satışlarına yansıyor.
Hükümet Teşvikleri ve Düzenlemeler: Birçok ülke, fosil yakıtlı araçları sınırlandırmak amacıyla çeşitli teşvik programları uyguluyor. Örneğin, Avrupa Birliği ülkeleri, elektrikli araç alımına vergi indirimleri ve sübvansiyonlar sunarken, Çin ve ABD gibi ülkelerde de benzer teşvikler sağlanıyor. Bu politikalar, elektrikli araçların erişilebilirliğini artırıyor ve satışların yükselmesine katkıda bulunuyor.
Şarj Altyapısının Gelişimi: Elektrikli otomobillerin yaygınlaşmasıyla birlikte, şarj istasyonlarının sayısı da hızla artıyor. Bu durum, kullanıcıların menzil kaygılarını azaltarak elektrikli araç kullanımını teşvik ediyor. Özellikle Avrupa ve Asya'da büyük yatırımlar yapılarak hızlı şarj istasyonlarının sayısı arttırıldı.
Teknolojik gelişmeler de elektrikli otomobil satışlarının hızla artmasında önemli bir rol oynuyor. Batarya teknolojilerindeki gelişmeler, menzil ve şarj sürelerinde önemli iyileştirmeler sağladı. 2024 yılında, birçok elektrikli otomobil modelinin tek şarjla 500 kilometreyi aşan menzil sunabilmesi, kullanıcılar için cazip bir özellik haline geldi. Ayrıca, hızlı şarj teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde, araçların 20-30 dakika gibi kısa bir sürede büyük oranda şarj edilebilmesi, uzun yolculuklarda bile elektrikli otomobil kullanımını pratik hale getirdi.
Uzmanlar, 2024 yılı ve sonrasında elektrikli otomobil pazarının büyümeye devam edeceği konusunda hemfikir. Araştırmalar, 2030 yılına kadar dünya genelinde satılan her iki araçtan birinin elektrikli olacağını öngörüyor. Bu büyüme trendinin devam etmesi için önemli faktörler arasında, batarya maliyetlerinin düşmeye devam etmesi, şarj altyapısının yaygınlaştırılması ve hükümetlerin fosil yakıtlı araçlar üzerindeki kısıtlamaları yer alıyor.
Öte yandan, bazı zorluklar da mevcut. Elektrikli araçların üretiminde kullanılan lityum ve kobalt gibi hammaddelere olan talep, bu metallerin fiyatlarında dalgalanmalara yol açabiliyor. Ayrıca, küresel çip krizi gibi tedarik zinciri problemleri, bazı markaların üretim kapasitelerini etkileyebilir.
(Sema Yüksel Güngörmez)
Kaynak: Sema Yüksel Güngörmez
En Çok Okunan Haberler