Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, gençler arasında anksiyete seviyelerinin hızla artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Türkiye genelinde yapılan bir çalışmaya göre, 15-24 yaş aralığındaki bireylerin %40’ından fazlası düzenli olarak kaygı bozukluğu belirtileriyle başa çıkmaya çalışıyor. Uzmanlar bu durumun, akademik baskılar, ekonomik belirsizlikler ve sosyal medyanın tetiklediği olumsuz etkilerle ilişkilendirilebileceğini belirtiyor.
Haber Giriş Tarihi: 05.06.2025 15:46
Haber Güncellenme Tarihi: 05.06.2025 15:46
Kaynak:
Sema Yüksel Güngörmez
Türkiye Ruh Sağlığı Derneği tarafından yürütülen ve yaklaşık 5.000 gencin katılımıyla gerçekleşen araştırmada, gençlerin %65’inin gelecek kaygısı yaşadığı, %50’sinin ise sosyal ilişkilerde kendini yetersiz hissettiği kaydedildi. Bu araştırmanın verileri, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önlem alınması gerektiğine işaret ediyor.
Anksiyeteye neden olan faktörlerin başında, gençlerin maruz kaldığı yoğun sınav stresi yer alıyor. Üniversite sınavına hazırlık süreci, pek çok öğrenci için sadece bir eğitim süreci değil, aynı zamanda psikolojik dayanıklılıklarını zorlayan bir döneme dönüşüyor. Bunun yanı sıra, sosyal medya platformlarının gençler üzerindeki etkisi de dikkat çekiyor. Araştırmalar, sürekli olarak çevrimiçi olma baskısının ve "mükemmel hayat" imgelerinin, gençlerde özgüven kaybına ve stresin artmasına yol açtığını gösteriyor.
Uzmanlar, gençlerin anksiyeteyle başa çıkabilmesi için erken dönemde psikolojik destek almalarının önemine vurgu yapıyor. Ayrıca ailelerin de bu süreçte daha bilinçli yaklaşımlar geliştirmesi gerektiğini belirtiyorlar. Aile içi sağlıklı iletişim, stres yönetimi becerilerinin geliştirilmesi ve gençlere destekleyici bir ortam sunulması, çözümün önemli parçaları arasında yer alıyor.
Özellikle son yıllarda artan psikolojik danışmanlık ve mental sağlık destek hizmetlerine olan talep, bu alandaki ihtiyacın boyutlarını gözler önüne seriyor. Çocuk ve ergen psikolojisi uzmanları ile yapılan çalışmalar, kişiye özel terapilerin kaygı düzeylerini önemli ölçüde azalttığını ortaya koydu. Yetkililer, bu tür desteklerin ulaşılabilirliğinin artırılması gerektiğini vurguluyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Gençlerde Anksiyete Artıyor
Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, gençler arasında anksiyete seviyelerinin hızla artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Türkiye genelinde yapılan bir çalışmaya göre, 15-24 yaş aralığındaki bireylerin %40’ından fazlası düzenli olarak kaygı bozukluğu belirtileriyle başa çıkmaya çalışıyor. Uzmanlar bu durumun, akademik baskılar, ekonomik belirsizlikler ve sosyal medyanın tetiklediği olumsuz etkilerle ilişkilendirilebileceğini belirtiyor.
Türkiye Ruh Sağlığı Derneği tarafından yürütülen ve yaklaşık 5.000 gencin katılımıyla gerçekleşen araştırmada, gençlerin %65’inin gelecek kaygısı yaşadığı, %50’sinin ise sosyal ilişkilerde kendini yetersiz hissettiği kaydedildi. Bu araştırmanın verileri, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önlem alınması gerektiğine işaret ediyor.
Anksiyeteye neden olan faktörlerin başında, gençlerin maruz kaldığı yoğun sınav stresi yer alıyor. Üniversite sınavına hazırlık süreci, pek çok öğrenci için sadece bir eğitim süreci değil, aynı zamanda psikolojik dayanıklılıklarını zorlayan bir döneme dönüşüyor. Bunun yanı sıra, sosyal medya platformlarının gençler üzerindeki etkisi de dikkat çekiyor. Araştırmalar, sürekli olarak çevrimiçi olma baskısının ve "mükemmel hayat" imgelerinin, gençlerde özgüven kaybına ve stresin artmasına yol açtığını gösteriyor.
Uzmanlar, gençlerin anksiyeteyle başa çıkabilmesi için erken dönemde psikolojik destek almalarının önemine vurgu yapıyor. Ayrıca ailelerin de bu süreçte daha bilinçli yaklaşımlar geliştirmesi gerektiğini belirtiyorlar. Aile içi sağlıklı iletişim, stres yönetimi becerilerinin geliştirilmesi ve gençlere destekleyici bir ortam sunulması, çözümün önemli parçaları arasında yer alıyor.
Özellikle son yıllarda artan psikolojik danışmanlık ve mental sağlık destek hizmetlerine olan talep, bu alandaki ihtiyacın boyutlarını gözler önüne seriyor. Çocuk ve ergen psikolojisi uzmanları ile yapılan çalışmalar, kişiye özel terapilerin kaygı düzeylerini önemli ölçüde azalttığını ortaya koydu. Yetkililer, bu tür desteklerin ulaşılabilirliğinin artırılması gerektiğini vurguluyor.
(Sema Yüksel Güngörmez)
Kaynak: Sema Yüksel Güngörmez
En Çok Okunan Haberler