Gıda sektöründe dengelerin değişmesinde rol oynayan başlıca faktörler arasında iklim krizi, ekonomik belirsizlikler ve dijital dönüşüm öne çıkıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre, son 5 yılda gıda fiyat endeksi %30’un üzerinde arttı. Bu artış, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki gıda erişimini etkilerken, tüketicilerin daha sürdürülebilir ve erişilebilir ürünlere yönelmesine yol açıyor. Türkiye’de de benzer bir eğilim gözlemleniyor; yerli üreticilerin desteklenmesi ve ithalata bağımlılığın azaltılması gibi politikalar gündeme geliyor.
Haber Giriş Tarihi: 03.11.2024 16:31
Haber Güncellenme Tarihi: 03.11.2024 16:32
Kaynak:
Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
Tüketicilerin giderek daha bilinçli hale gelmesi, gıda sektöründe farklı taleplerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Türkiye’de yapılan Ipsos Gıda Tüketim Araştırması, özellikle genç nüfusun organik ve yerel ürünlere daha fazla yöneldiğini gösteriyor. Araştırma sonuçlarına göre tüketicilerin %45’i, çevreye duyarlı ve yerel üretim ürünleri tercih ettiğini belirtiyor. Ayrıca, Türkiye'deki tüketicilerin sağlıklı beslenmeye olan ilgisi de giderek artmakta ve işlenmiş gıdalara olan talep azalmaktadır.
Gıda sektöründe dijitalleşme de dengeleri değiştiren önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Özellikle e-ticaretin yaygınlaşması, tüketicilerin gıda ürünlerine online platformlar üzerinden erişimini kolaylaştırdı. Deloitte Türkiye’nin Dijital Gıda Pazarı Raporu’na göre, Türkiye'deki gıda e-ticaret pazarı 2022'de %60 oranında büyüyerek, sektörde önemli bir değişime yol açtı. Dijital pazarlamanın da katkısıyla, markalar tüketicilere doğrudan ulaşarak, ürünlerini daha hızlı ve kolay bir şekilde tanıtabiliyor.
COVID-19 pandemisi ve sonrasında yaşanan Rusya-Ukrayna krizi, gıda pazarında küresel tedarik zincirlerinin kırılganlığını ortaya koydu. Özellikle temel gıda ürünlerinin arzında yaşanan aksaklıklar, birçok ülkede gıda fiyatlarında dalgalanmalara yol açtı. Türkiye gibi ithalata bağımlı ülkelerde bu durum, tarımda kendi kendine yeterlilik tartışmalarını gündeme getiriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre, son iki yılda buğday ve ayçiçek yağı gibi stratejik ürünlerin ithalatında yaşanan sıkıntılar, yerli üretime olan ihtiyacı yeniden gözler önüne serdi.
Türkiye, gıda güvenliğini sağlamak amacıyla yerli üretimi teşvik ediyor. 2023 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından başlatılan “Milli Tarım Projesi”, bu doğrultuda önemli adımlar içeriyor. Proje kapsamında çiftçilere verilen destekler ve sağlanan sübvansiyonlar, yerli üretimi artırarak ithalat bağımlılığını azaltmayı hedefliyor. Bunun yanında, sürdürülebilir tarım uygulamalarına verilen önem de artıyor; çevre dostu üretim teknikleri, doğal kaynakların korunmasına ve sürdürülebilir gıda üretimine katkı sağlıyor.
Türkiye, hem kendi nüfusunun gıda güvenliğini sağlamak hem de gıda ihracatını artırarak bölgesel bir merkez haline gelmek için adımlar atıyor. 2025 yılına kadar yerli üretimin %40 oranında artırılması hedeflenirken, yenilenebilir enerji kaynaklarının tarım sektöründe kullanımının yaygınlaştırılması da gündemde. Türkiye’nin 2023 yılı itibarıyla gıda ihracatı, toplam ihracatın ’ini oluştururken, bu oranı artırmak için stratejik ürünlere odaklanılmakta.
İhracat Hedeflenen Ülkeler:
Orta Doğu: Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar
Avrupa Birliği: Almanya, Fransa, Hollanda
Afrika Ülkeleri: Mısır, Cezayir, Güney Afrika
Türkiye'nin küresel gıda pazarında etkin bir konuma gelebilmesi için yerel üreticilerin dijital pazarlama faaliyetlerine yatırım yapması ve tüketicilerin taleplerine yanıt verebilecek bir esneklik sağlaması önem taşıyor. Ayrıca, iklim krizinin gıda güvenliğine yönelik olumsuz etkilerini en aza indirmek için ileri teknoloji kullanımı ve inovatif tarım uygulamaları da teşvik edilmeye devam ediliyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Gıda pazarında dengeler değişiyor
Gıda sektöründe dengelerin değişmesinde rol oynayan başlıca faktörler arasında iklim krizi, ekonomik belirsizlikler ve dijital dönüşüm öne çıkıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre, son 5 yılda gıda fiyat endeksi %30’un üzerinde arttı. Bu artış, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki gıda erişimini etkilerken, tüketicilerin daha sürdürülebilir ve erişilebilir ürünlere yönelmesine yol açıyor. Türkiye’de de benzer bir eğilim gözlemleniyor; yerli üreticilerin desteklenmesi ve ithalata bağımlılığın azaltılması gibi politikalar gündeme geliyor.
Tüketicilerin giderek daha bilinçli hale gelmesi, gıda sektöründe farklı taleplerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Türkiye’de yapılan Ipsos Gıda Tüketim Araştırması, özellikle genç nüfusun organik ve yerel ürünlere daha fazla yöneldiğini gösteriyor. Araştırma sonuçlarına göre tüketicilerin %45’i, çevreye duyarlı ve yerel üretim ürünleri tercih ettiğini belirtiyor. Ayrıca, Türkiye'deki tüketicilerin sağlıklı beslenmeye olan ilgisi de giderek artmakta ve işlenmiş gıdalara olan talep azalmaktadır.
Gıda sektöründe dijitalleşme de dengeleri değiştiren önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Özellikle e-ticaretin yaygınlaşması, tüketicilerin gıda ürünlerine online platformlar üzerinden erişimini kolaylaştırdı. Deloitte Türkiye’nin Dijital Gıda Pazarı Raporu’na göre, Türkiye'deki gıda e-ticaret pazarı 2022'de %60 oranında büyüyerek, sektörde önemli bir değişime yol açtı. Dijital pazarlamanın da katkısıyla, markalar tüketicilere doğrudan ulaşarak, ürünlerini daha hızlı ve kolay bir şekilde tanıtabiliyor.
COVID-19 pandemisi ve sonrasında yaşanan Rusya-Ukrayna krizi, gıda pazarında küresel tedarik zincirlerinin kırılganlığını ortaya koydu. Özellikle temel gıda ürünlerinin arzında yaşanan aksaklıklar, birçok ülkede gıda fiyatlarında dalgalanmalara yol açtı. Türkiye gibi ithalata bağımlı ülkelerde bu durum, tarımda kendi kendine yeterlilik tartışmalarını gündeme getiriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre, son iki yılda buğday ve ayçiçek yağı gibi stratejik ürünlerin ithalatında yaşanan sıkıntılar, yerli üretime olan ihtiyacı yeniden gözler önüne serdi.
Türkiye, gıda güvenliğini sağlamak amacıyla yerli üretimi teşvik ediyor. 2023 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından başlatılan “Milli Tarım Projesi”, bu doğrultuda önemli adımlar içeriyor. Proje kapsamında çiftçilere verilen destekler ve sağlanan sübvansiyonlar, yerli üretimi artırarak ithalat bağımlılığını azaltmayı hedefliyor. Bunun yanında, sürdürülebilir tarım uygulamalarına verilen önem de artıyor; çevre dostu üretim teknikleri, doğal kaynakların korunmasına ve sürdürülebilir gıda üretimine katkı sağlıyor.
Türkiye, hem kendi nüfusunun gıda güvenliğini sağlamak hem de gıda ihracatını artırarak bölgesel bir merkez haline gelmek için adımlar atıyor. 2025 yılına kadar yerli üretimin %40 oranında artırılması hedeflenirken, yenilenebilir enerji kaynaklarının tarım sektöründe kullanımının yaygınlaştırılması da gündemde. Türkiye’nin 2023 yılı itibarıyla gıda ihracatı, toplam ihracatın ’ini oluştururken, bu oranı artırmak için stratejik ürünlere odaklanılmakta.
İhracat Hedeflenen Ülkeler:
Orta Doğu: Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar
Avrupa Birliği: Almanya, Fransa, Hollanda
Afrika Ülkeleri: Mısır, Cezayir, Güney Afrika
Türkiye'nin küresel gıda pazarında etkin bir konuma gelebilmesi için yerel üreticilerin dijital pazarlama faaliyetlerine yatırım yapması ve tüketicilerin taleplerine yanıt verebilecek bir esneklik sağlaması önem taşıyor. Ayrıca, iklim krizinin gıda güvenliğine yönelik olumsuz etkilerini en aza indirmek için ileri teknoloji kullanımı ve inovatif tarım uygulamaları da teşvik edilmeye devam ediliyor.
(Fatma Hatun Altıkardeş)
Kaynak: Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler