Günümüzde Türkiye’de her iki kişiden biri antidepresan kullanıyor!

   Son yapılan bir araştırma, Türkiye’de 18 yaş ve üzeri her 2 kişiden birinin psikolojik destek almak için antidepresan ilaçlarına başvurduğunu ortaya koyuyor. Bu oran, son 10 yıl içinde %50 oranında bir artış gösterdi. 2024 yılı itibariyle Türkiye’de antidepresan kullanan kişi sayısının 15 milyon civarlarında olduğu tahmin ediliyor. Bu da ülke nüfusunun büyük bir kısmının depresyon veya anksiyete gibi mental sağlık sorunlarıyla mücadele ettiğini gösteriyor.

Araştırmalar, Türkiye’de antidepresan kullanımının özellikle gençler, kadınlar ve şehirlerde yaşayan bireyler arasında daha yaygın olduğunu belirtiyor. Özellikle büyük şehirlerdeki stresli yaşam koşulları, ekonomik belirsizlikler, işsizlik oranlarının artması ve toplumsal baskılar, mental sağlık sorunlarını tetikliyor. Ayrıca, pandemi süreci ve sonrasındaki izolasyon, kaygı ve depresyon oranlarını daha da artırmış durumda.

   Antidepresan kullanımındaki artışın birden fazla nedeni bulunuyor. Ekonomik sıkıntılar, iş güvencesizliği, ailevi sorunlar ve sosyal baskılar, özellikle gençler arasında depresyon ve anksiyete gibi ruhsal bozuklukların yaygınlaşmasına yol açıyor. Uzmanlar, Türkiye’deki yüksek işsizlik oranlarının, gençlerin gelecek kaygısı taşımasının antidepresan kullanımını artıran faktörler arasında olduğunu belirtiyor.

Diğer yandan, sosyal medya ve dijital dünyada geçirilen zamanın fazla olması da mental sağlık üzerinde olumsuz etkilere yol açabiliyor. Sürekli mükemmeliyetçilik algısı, sosyal medyada karşılaşılan idealize edilmiş yaşamlar, bireylerin kendilerini yetersiz hissetmelerine ve psikolojik sorunlar yaşamalarına neden olabiliyor.

   Antidepresan kullanımı, psikolojik bozuklukları tedavi etmek için önemli bir araç olsa da, uzmanlar ilaç kullanımının yanında psikoterapi gibi destekleyici tedavi yöntemlerinin de önemli olduğuna dikkat çekiyor. Tek başına ilaç kullanımı, sorunun temel kaynağını çözmeye yeterli olmayabilir. Uzmanlar, antidepresan ilaçlarının etkili olabilmesi için tedavi sürecinde psikoterapi ve yaşam tarzı değişikliklerinin de önem taşıdığını vurguluyor.

Bunun yanı sıra, antidepresan kullanımının bazı yan etkileri de bulunabiliyor. Uzun süreli kullanımda, yan etkiler arasında uyku bozuklukları, iştah değişiklikleri, cinsel isteksizlik gibi sorunlar görülebiliyor. Ayrıca, bazı hastalar antidepresanlara alışma sürecinde fiziksel ve psikolojik olumsuz etkiler yaşayabiliyor.

    Türkiye’de antidepresan kullanımındaki artış, mental sağlık konusunda toplumda farkındalık yaratmayı gerektiriyor. Mental sağlık, fiziksel sağlık kadar önemli bir konu olarak kabul edilmeli ve bu konuda daha fazla kamuoyu oluşturulmalıdır. Uzmanlar, bireylerin ruhsal sağlıklarına önem vermeleri ve psikolojik destek almaktan çekinmemeleri gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, ailelerin ve eğitim sistemlerinin, mental sağlık konusunda daha bilinçli ve destekleyici bir yaklaşım benimsemeleri gerektiği ifade ediliyor.

Bunun yanı sıra, Türkiye’deki sağlık sisteminin mental sağlık hizmetlerine daha fazla kaynak ayırması ve psikiyatri hizmetlerinin yaygınlaştırılması da önemli bir gereklilik. Bugüne kadar bu alanda atılan adımlar, Türkiye’nin mental sağlık konusunda daha bilinçli bir toplum haline gelmesine olanak tanıyabilir.

(Fatma Hatun Altıkardeş)