Hızla ilerleyen sanayileşme, nüfus artışı ve kentleşme, dünya genelinde hava kirliliği sorununu giderek büyütüyor. 2025 yılı itibarıyla yayımlanan araştırmalar, bu küresel çevre krizinin halk sağlığı ve ekosistem üzerinde ciddi etkileri olduğunu tekrar ortaya koyuyor. Bilim insanları ve çevre aktivistleri, acil önlemler alınmadığı takdirde durumun daha da kötüleşeceği konusunda uyarıyor.
Haber Giriş Tarihi: 18.05.2025 14:48
Haber Güncellenme Tarihi: 18.05.2025 14:48
Kaynak:
Ayşe CANDAN
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 2025 verilerine göre, yeryüzü nüfusunun yaklaşık %90'ı Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen sağlıklı hava sınırlarının altında bir kaliteye sahip hava soluyor. En büyük etkenlerden biri olarak fosil yakıt tüketimi öne çıkarken, üretim tesislerinden kaynaklanan endüstriyel emisyonlar ve yoğun araç trafiği de bir o kadar etkili oluyor. Bu durum, özellikle düşük gelirli ülkelerde daha ağır sonuçlara yol açıyor çünkü bu bölgelerdeki altyapı yetersizlikleri, kirlilikle mücadelede etkin yöntemlerin uygulanmasını zorlaştırıyor.
Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde özellikle enerji dönüşümü projeleri sayesinde kısmi bir iyileşme yakalanırken, Asya ve Afrika gibi hızlı kalkınmaya odaklanan bölgelerde hava kirliliği ciddi bir tehdit olmaya devam ediyor. 2025'te yapılan bir araştırmada, hava kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerinin anne karnındaki bebeklerden yaşlı bireylere kadar geniş bir yelpazede zarar verdiği ortaya kondu. Yüksek düzeylerdeki ince partikül maddeler (PM2.5), akciğer hastalıklarını tetikleyip bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkilerken, hava kirliliğine sürekli maruz kalan yerlerde özellikle kronik rahatsızlıkların arttığına dikkat çekiliyor.
Ekosistem açısından bakıldığında, ozon seviyesindeki artışın tarım ürünlerine zarar vererek verimliliği düşürdüğü, su havzalarının kirlenmesine katkıda bulunduğu bulgular arasında yer alıyor. Ayrıca küresel sıcaklık artışına neden olan karbon salınımıyla bağlantılı olarak, hava kirliliğinin iklim değişikliğini hızlandırdığı biliniyor.
Uzmanlar, bu sorunla başa çıkmak için uluslararası işbirliği ve yenilikçi teknolojilere ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, toplu taşıma sistemlerinin yaygınlaştırılması ve sıkı düzenlemeler, hava kalitesini artırmada kilit adımlar olarak öneriliyor. 2025 araştırmaları ayrıca bireylerin günlük alışkanlıklarını değiştirmesinin de etkili olabileceğini gösteriyor; örneğin araba kullanımını azaltmak ya da enerji tasarrufunu artıran ürünlere yönelmek gibi basit adımlar bile büyük fark yaratabilir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Hava Kirliliği Alarm Veriyor
Hızla ilerleyen sanayileşme, nüfus artışı ve kentleşme, dünya genelinde hava kirliliği sorununu giderek büyütüyor. 2025 yılı itibarıyla yayımlanan araştırmalar, bu küresel çevre krizinin halk sağlığı ve ekosistem üzerinde ciddi etkileri olduğunu tekrar ortaya koyuyor. Bilim insanları ve çevre aktivistleri, acil önlemler alınmadığı takdirde durumun daha da kötüleşeceği konusunda uyarıyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 2025 verilerine göre, yeryüzü nüfusunun yaklaşık %90'ı Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen sağlıklı hava sınırlarının altında bir kaliteye sahip hava soluyor. En büyük etkenlerden biri olarak fosil yakıt tüketimi öne çıkarken, üretim tesislerinden kaynaklanan endüstriyel emisyonlar ve yoğun araç trafiği de bir o kadar etkili oluyor. Bu durum, özellikle düşük gelirli ülkelerde daha ağır sonuçlara yol açıyor çünkü bu bölgelerdeki altyapı yetersizlikleri, kirlilikle mücadelede etkin yöntemlerin uygulanmasını zorlaştırıyor.
Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde özellikle enerji dönüşümü projeleri sayesinde kısmi bir iyileşme yakalanırken, Asya ve Afrika gibi hızlı kalkınmaya odaklanan bölgelerde hava kirliliği ciddi bir tehdit olmaya devam ediyor. 2025'te yapılan bir araştırmada, hava kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerinin anne karnındaki bebeklerden yaşlı bireylere kadar geniş bir yelpazede zarar verdiği ortaya kondu. Yüksek düzeylerdeki ince partikül maddeler (PM2.5), akciğer hastalıklarını tetikleyip bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkilerken, hava kirliliğine sürekli maruz kalan yerlerde özellikle kronik rahatsızlıkların arttığına dikkat çekiliyor.
Ekosistem açısından bakıldığında, ozon seviyesindeki artışın tarım ürünlerine zarar vererek verimliliği düşürdüğü, su havzalarının kirlenmesine katkıda bulunduğu bulgular arasında yer alıyor. Ayrıca küresel sıcaklık artışına neden olan karbon salınımıyla bağlantılı olarak, hava kirliliğinin iklim değişikliğini hızlandırdığı biliniyor.
Uzmanlar, bu sorunla başa çıkmak için uluslararası işbirliği ve yenilikçi teknolojilere ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, toplu taşıma sistemlerinin yaygınlaştırılması ve sıkı düzenlemeler, hava kalitesini artırmada kilit adımlar olarak öneriliyor. 2025 araştırmaları ayrıca bireylerin günlük alışkanlıklarını değiştirmesinin de etkili olabileceğini gösteriyor; örneğin araba kullanımını azaltmak ya da enerji tasarrufunu artıran ürünlere yönelmek gibi basit adımlar bile büyük fark yaratabilir.
(Ayşe Candan)
Kaynak: Ayşe CANDAN
En Çok Okunan Haberler