Huzursuz bağırsak sendromu yaşam kalitesini düşürüyor

Birçok insan karın ağrısı, şişkinlik, ishal veya kabızlık gibi belirtiler nedeniyle günlük aktivitelerinde büyük zorluklar yaşıyor. Bu durum, iş performansını düşürebiliyor, sosyal yaşamı kısıtlayabiliyor ve bireylerin kendilerini dışlanmış hissetmesine bile yol açabiliyor. Uzmanlara göre, HBS’nin yaygınlığına rağmen hakkında farkındalık oldukça düşük. Oysa erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleri ile hastalık yönetilebilir hale getirilebiliyor.

Yapılan bir araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 60’ı HBS’ye bağlı semptomlar nedeniyle işlerine düzenli devam edemediklerini belirtirken, yüzde 75'i bu durumun sosyal ilişkilerini olumsuz etkilediğini ifade etmiş. Ayrıca, ruh sağlığı ile HBS arasındaki bağlantı da oldukça dikkat çekici. Stres düzeyinin artmasıyla birlikte belirtilerin şiddetlendiği görülüyor.

Uzmanların önerileri arasında dengeli bir diyetin benimsenmesi ilk sırada yer alıyor. Lif açısından zengin gıdaların tüketilmesi, işlenmiş gıdalardan uzak durulması ve bağırsak florasını destekleyen probiyotiklerin takviye olarak kullanılması semptomların hafifletilmesinde etkili oluyor. Ayrıca, düzenli fiziksel aktivite ve stres yönetimi teknikleri de tedavi sürecinde önemli bir yere sahip. Özellikle yoga ve meditasyon gibi gevşeme yöntemlerinin psikosomatik etkileri yönetmede olumlu katkılar sağladığı ifade ediliyor.

Huzursuz bağırsak sendromuyla başa çıkmak için bireylerin kendilerini daha iyi anlaması ve sağlık uzmanlarından destek alması çok önemli. Bu rahatsızlık sadece bireyin fiziksel sağlığını değil, aynı zamanda psikolojik dayanıklılığını da etkilediği için bütüncül bir yaklaşım şart. HBS’nin tedavisinde atılan her adım, bireyin yaşam kalitesini artırmak ve günlük yaşamını daha anlamlı kılmak için önemli bir adım sayılabilir.

(Dilvin Altıkardeş)