İkinci beyaz yaka krizi: Uzaktan çalışanlar için yeni tükenmişlik sendromu
İkinci beyaz yaka krizi: Uzaktan çalışanlar için yeni tükenmişlik sendromu
Pandemiyle birlikte hızla yaygınlaşan uzaktan çalışma modeli, pek çok avantajıyla iş dünyasında köklü bir dönüşüm yarattı. Ancak bu yeni düzen, zaman içinde farklı zorlukları da beraberinde getirdi. Son araştırmalar, özellikle beyaz yaka çalışanlar arasında yaygınlaşan yeni bir tükenmişlik sendromuna işaret ediyor.
Haber Giriş Tarihi: 28.05.2025 16:20
Haber Güncellenme Tarihi: 28.05.2025 16:21
Kaynak:
Özkan GÜNGÖRMEZ
Uzaktan çalışmanın sağladığı esneklik ve ofis trafiğinden kurtulma gibi avantajlar başlangıçta çalışanlar tarafından memnuniyetle karşılandı. Ancak Harvard Business Review’de yayımlanan yeni bir çalışma, uzun vadede bu modelin psikolojik etkilerinin oldukça karmaşık olduğunu ortaya koyuyor. 3.000’den fazla uzaktan çalışan üzerinde yapılan bu araştırma, katılımcıların yüzde 68’inin iş-yaşam dengesi kurmakta güçlük çektiğini, yüzde 47’sinin ise tükenmişlik belirtileri gösterdiğini ortaya çıkardı.
Uzmanlara göre, dijital platformlardan sürekli gelen bildirimler, mesai saatlerinin giderek belirsizleşmesi ve sosyal izolasyon gibi faktörler bu sendromun başlıca nedenleri arasında. Özellikle evden çalışma sürecinde yoğunlaşan beklentiler, çalışanların fiziksel ve zihinsel refahını olumsuz yönde etkileyerek daha yüksek stres seviyelerine yol açıyor.
Türkiye’de ise durum farklı değil. İstanbul’da yapılan bir yerel araştırma, uzaktan çalışanların yüzde 54’ünün geçmişe oranla daha fazla yorgun hissettiğini ve dinlenme sürelerinin yetersiz olduğunu belirtti. Çalışanlar, sürekli çevrimiçi olma zorunluluğu hissine vurgu yaparken, işlerin asla tamamlanmadığı bir döngü içerisinde olduklarını ifade ediyor.
Psikologlar ve işyeri danışmanları, bu tarz problemleri önlemek adına belirli önerilerde bulunuyor. Mesai saatlerini netleştirmek, dijital molaları sıklaştırmak ve sanal ortamda da olsa ekip içi sosyal etkileşimleri artırmak gibi yöntemler, tükenmişliği azaltmada önemli rol oynayabilir. Bunun yanı sıra yöneticilerin ekip üyelerini düzenli olarak desteklemesi ve onların farklı ihtiyaçlarına duyarlı olmaları gerektiği de sıkça vurgulanıyor.
Özellikle bu konuya ilişkin farkındalık yaratmanın önemine değinen uzmanlar, şirketlerin çalışan refahını artırmayı hedefleyen politikalar uygulayarak tükenmişlik sendromunun önüne geçebileceğini belirtiyor. Dijital çağa uyum sağlamak kadar, bu adaptasyon sürecinin insan odaklı ve dengeli olması da kritik bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İkinci beyaz yaka krizi: Uzaktan çalışanlar için yeni tükenmişlik sendromu
Pandemiyle birlikte hızla yaygınlaşan uzaktan çalışma modeli, pek çok avantajıyla iş dünyasında köklü bir dönüşüm yarattı. Ancak bu yeni düzen, zaman içinde farklı zorlukları da beraberinde getirdi. Son araştırmalar, özellikle beyaz yaka çalışanlar arasında yaygınlaşan yeni bir tükenmişlik sendromuna işaret ediyor.
Uzaktan çalışmanın sağladığı esneklik ve ofis trafiğinden kurtulma gibi avantajlar başlangıçta çalışanlar tarafından memnuniyetle karşılandı. Ancak Harvard Business Review’de yayımlanan yeni bir çalışma, uzun vadede bu modelin psikolojik etkilerinin oldukça karmaşık olduğunu ortaya koyuyor. 3.000’den fazla uzaktan çalışan üzerinde yapılan bu araştırma, katılımcıların yüzde 68’inin iş-yaşam dengesi kurmakta güçlük çektiğini, yüzde 47’sinin ise tükenmişlik belirtileri gösterdiğini ortaya çıkardı.
Uzmanlara göre, dijital platformlardan sürekli gelen bildirimler, mesai saatlerinin giderek belirsizleşmesi ve sosyal izolasyon gibi faktörler bu sendromun başlıca nedenleri arasında. Özellikle evden çalışma sürecinde yoğunlaşan beklentiler, çalışanların fiziksel ve zihinsel refahını olumsuz yönde etkileyerek daha yüksek stres seviyelerine yol açıyor.
Türkiye’de ise durum farklı değil. İstanbul’da yapılan bir yerel araştırma, uzaktan çalışanların yüzde 54’ünün geçmişe oranla daha fazla yorgun hissettiğini ve dinlenme sürelerinin yetersiz olduğunu belirtti. Çalışanlar, sürekli çevrimiçi olma zorunluluğu hissine vurgu yaparken, işlerin asla tamamlanmadığı bir döngü içerisinde olduklarını ifade ediyor.
Psikologlar ve işyeri danışmanları, bu tarz problemleri önlemek adına belirli önerilerde bulunuyor. Mesai saatlerini netleştirmek, dijital molaları sıklaştırmak ve sanal ortamda da olsa ekip içi sosyal etkileşimleri artırmak gibi yöntemler, tükenmişliği azaltmada önemli rol oynayabilir. Bunun yanı sıra yöneticilerin ekip üyelerini düzenli olarak desteklemesi ve onların farklı ihtiyaçlarına duyarlı olmaları gerektiği de sıkça vurgulanıyor.
Özellikle bu konuya ilişkin farkındalık yaratmanın önemine değinen uzmanlar, şirketlerin çalışan refahını artırmayı hedefleyen politikalar uygulayarak tükenmişlik sendromunun önüne geçebileceğini belirtiyor. Dijital çağa uyum sağlamak kadar, bu adaptasyon sürecinin insan odaklı ve dengeli olması da kritik bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor.
(Özkan Güngörmez)
Kaynak: Özkan GÜNGÖRMEZ
En Çok Okunan Haberler