İşlenmiş gıdalardaki besin alerji riski daha fazla!
İşlenmiş gıdalardaki besin alerji riski daha fazla!
Prof. Dr. Ümit Murat Şahiner, besin alerjisinin, bağışıklık sisteminin tüketilen gıdalara aşırı yanıt vermesi sonucu ortaya çıkan bir reaksiyon olduğunu söyledi.
Haber Giriş Tarihi: 20.11.2023 14:21
Haber Güncellenme Tarihi: 20.11.2023 14:21
Kaynak: Sema Yüksel Güngörmez
Besin alerjisi sıklığının artmasıyla "besin pandemisi" teriminin kullanılmaya başlandığını ifade eden Şahiner, şu bilgileri verdi: "Özellikle son 30 yılda besin alerjisi görülme sıklığı yaklaşık 3 kat arttı. Birçok ülkede yapılan bilimsel araştırmalar, besin alerjisi oranının 3 yaş altında yaklaşık yüzde 7-8 olduğunu gösteriyor. Bu çok yüksek bir oran. Besin alerjisi oranı 3 yaş üzerindekilerde ise yüzde 3-4, bazı ülkelerde yüzde 5'e ulaşan oranlar bildiriliyor. Eskiden erişkinlerde hemen hemen hiç görülmezken şimdi yüzde 1-2 oranında da artık yetişkinlerde besin alerjisi görülüyor."
Şahiner, besin alerjisi sıklığının artışının sebeplerinin tam olarak bilinmediğini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu: "Şunu söylemek mümkün, ne kadar işlenmiş ürün tüketilirse besin alerjisi gelişme riski artıyor. Bu nedenle mümkün olduğunca gıdalar ham ve doğal halleriyle tüketilmeli. Gıdaların pişirilmesi, kavrulması alerjiyi etkiliyor. Bütün alerjik rahatsızlıklar için Batı tipi yaşam tarzı olarak isimlendirilen hayat biçimi, alerjik hastalıklarda patlamaya yol açıyor.
Süt, yumurta, deniz ürünleri ve kuruyemiş, alerjik ürünler
Şahiner, besin alerjilerinin genellikle kaşıntı, ciltte yaygın kabartı, dil, dudak, gırtlakta şişme, öksürük, hırıltı, nefes darlığıyla kendini gösterdiğine dikkati çekti. Bazı kişilerde tansiyon düşmesi ve bilinç kaybının da söz konusu olabildiğini aktaran Şahiner, "Reaksiyonların en ağır formu anafilaksidir. Birden fazla sistemin etkilenmesine bağlı gelişen anafilaksi, bazen hayat kaybıyla sonuçlanabilen ciddi bir durumdur." diye konuştu.
Besin alerjilerinin genellikle bebeklerin ek gıdaya geçmesiyle ortaya çıktığını dile getiren Şahiner, "Küçük çocuklarda süt ve yumurta alerjisi ön plana çıkarken, daha büyük yaş gruplarında ise ağaç yemişi olarak sınıflandırılan antep fıstığı, kaju, badem, ceviz ve fındık alerjileri görülüyor. Erişkinlerde ise daha çok deniz ürünleri ve kuruyemişe karşı alerji söz konusu oluyor" dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İşlenmiş gıdalardaki besin alerji riski daha fazla!
Prof. Dr. Ümit Murat Şahiner, besin alerjisinin, bağışıklık sisteminin tüketilen gıdalara aşırı yanıt vermesi sonucu ortaya çıkan bir reaksiyon olduğunu söyledi.
Besin alerjisi sıklığının artmasıyla "besin pandemisi" teriminin kullanılmaya başlandığını ifade eden Şahiner, şu bilgileri verdi: "Özellikle son 30 yılda besin alerjisi görülme sıklığı yaklaşık 3 kat arttı. Birçok ülkede yapılan bilimsel araştırmalar, besin alerjisi oranının 3 yaş altında yaklaşık yüzde 7-8 olduğunu gösteriyor. Bu çok yüksek bir oran. Besin alerjisi oranı 3 yaş üzerindekilerde ise yüzde 3-4, bazı ülkelerde yüzde 5'e ulaşan oranlar bildiriliyor. Eskiden erişkinlerde hemen hemen hiç görülmezken şimdi yüzde 1-2 oranında da artık yetişkinlerde besin alerjisi görülüyor."
Şahiner, besin alerjisi sıklığının artışının sebeplerinin tam olarak bilinmediğini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu: "Şunu söylemek mümkün, ne kadar işlenmiş ürün tüketilirse besin alerjisi gelişme riski artıyor. Bu nedenle mümkün olduğunca gıdalar ham ve doğal halleriyle tüketilmeli. Gıdaların pişirilmesi, kavrulması alerjiyi etkiliyor. Bütün alerjik rahatsızlıklar için Batı tipi yaşam tarzı olarak isimlendirilen hayat biçimi, alerjik hastalıklarda patlamaya yol açıyor.
Süt, yumurta, deniz ürünleri ve kuruyemiş, alerjik ürünler
Şahiner, besin alerjilerinin genellikle kaşıntı, ciltte yaygın kabartı, dil, dudak, gırtlakta şişme, öksürük, hırıltı, nefes darlığıyla kendini gösterdiğine dikkati çekti. Bazı kişilerde tansiyon düşmesi ve bilinç kaybının da söz konusu olabildiğini aktaran Şahiner, "Reaksiyonların en ağır formu anafilaksidir. Birden fazla sistemin etkilenmesine bağlı gelişen anafilaksi, bazen hayat kaybıyla sonuçlanabilen ciddi bir durumdur." diye konuştu.
Besin alerjilerinin genellikle bebeklerin ek gıdaya geçmesiyle ortaya çıktığını dile getiren Şahiner, "Küçük çocuklarda süt ve yumurta alerjisi ön plana çıkarken, daha büyük yaş gruplarında ise ağaç yemişi olarak sınıflandırılan antep fıstığı, kaju, badem, ceviz ve fındık alerjileri görülüyor. Erişkinlerde ise daha çok deniz ürünleri ve kuruyemişe karşı alerji söz konusu oluyor" dedi.
(Sema Yüksel Güngörmez)
Kaynak: Sema Yüksel Güngörmez
En Çok Okunan Haberler