Türkiye’de kadın girişimciliği, son yıllarda önemli bir ivme kazandı ve ekonomiye sağladığı katkılar giderek daha fazla dikkate alınıyor. Kadınların iş gücüne katılımı ve girişimcilik alanındaki başarıları, sadece aile bütçelerini değil, aynı zamanda ülke ekonomisini de güçlendiriyor. Yapılan son araştırmalar, kadın girişimcilerinin ekonomiye sağladığı katkıların arttığını ve bu artışın istihdam yaratma, inovasyon geliştirme ve sürdürülebilir büyüme açısından önemli fırsatlar sunduğunu gösteriyor.
Haber Giriş Tarihi: 14.02.2025 16:39
Haber Güncellenme Tarihi: 14.02.2025 16:39
Kaynak:
Sema Yüksel Güngörmez
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılında kadın girişimcilerin oranı yüzde 15,6’ya ulaştı. Bu oran, kadınların iş dünyasında daha fazla yer aldığını gösterirken, ekonomiye sağladıkları katkının da arttığının bir göstergesi. Kadın girişimciliği üzerine yapılan araştırmalar, kadınların işletme kurma ve yönetme konusunda, özellikle hizmet, üretim ve teknoloji sektörlerinde önemli başarılar elde ettiğini ortaya koyuyor.
Kadınların girişimcilikteki artan rolü, aynı zamanda iş gücü piyasasında cinsiyet eşitsizliğini azaltma potansiyeline sahip. Kadın girişimciler, daha fazla istihdam yaratıyor, toplumsal refahı artırıyor ve sürdürülebilir büyüme için fırsatlar sağlıyor.
2024 yılında yapılan bir araştırmaya göre, kadın girişimcilerin sektörel dağılımı önemli bir değişim gösteriyor. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) raporuna göre, kadınların kurduğu işletmelerin %60’ı hizmet sektöründe faaliyet gösterirken, %25’i üretim sektöründe yer alıyor. Sonuçlar, kadınların üretim ve teknoloji alanındaki yatırımlarının arttığını ve bu sektörlerdeki büyümeye katkılarının önemli olduğunu gösteriyor.
Yapılan başka bir araştırma ise, kadın girişimciliğinin ülke ekonomisindeki büyüme üzerinde doğrudan bir etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Kadın girişimcilerin iş gücüne katılımı, işsizlik oranlarını düşürürken, aynı zamanda gayri safi yurtiçi hasılayı (GSYH) arttıran bir faktör olarak öne çıkıyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yapılan çalışmalara göre, kadın girişimciliğinin artması, ülkelerin GSYH’sini ortalama yüzde 4 oranında artırabiliyor.
Kadınların iş gücüne katılımı ve girişimcilikteki rolü, yalnızca ekonomik büyümeyi değil, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmayı da destekliyor. Kadın girişimcilerin büyük bir kısmı, çevre dostu üretim yöntemlerine, yerel üretime dayalı iş modellerine ve sosyal girişimcilik projelerine yöneliyor. Bu durum, sürdürülebilirlik ve çevre dostu kalkınma alanlarında önemli bir adım olarak görülüyor.
Kadın girişimciliği, aynı zamanda aileleri de doğrudan etkileyerek sosyal kalkınma sağlıyor. Girişimci kadınlar, iş kurdukları yerlerde yerel halk için istihdam sağlıyor ve eğitim, sağlık gibi alanlarda toplumsal katkı sunuyor. Kadınların girişimci olarak rol alması, kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularında da önemli bir adım olarak kabul ediliyor.
Ancak, kadın girişimciliğinin önündeki engeller hala büyük. Kadınlar, genellikle erkeklerden daha az sermaye desteği alabiliyor ve ağ kurma konusunda zorluklarla karşılaşıyor. Ayrıca, toplumsal normlar ve cinsiyet temelli ayrımcılık, kadınların girişimcilik yolunda karşılaştıkları başlıca zorluklar arasında yer alıyor. Bununla birlikte, çeşitli hükümet destekleri, kadın girişimcilerin karşılaştığı engelleri aşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kadın girişimciliğini desteklemek amacıyla başlatılan "Kadın Girişimciliği Destekleme Programı" ve KOSGEB'in sunduğu teşvikler, kadınların iş kurma süreçlerinde karşılaştıkları finansal engelleri aşmalarına yardımcı oluyor.
Kadın girişimciliğinin artışı, Türkiye’nin ekonomisine büyük katkı sağlamaya devam edecek. Önümüzdeki yıllarda, kadınların iş dünyasında daha fazla yer alması ve ekonomiye olan katkılarının artması bekleniyor. Kadınların iş gücüne katılım oranının %30’a çıkması, Türkiye’nin ekonomik büyümesine önemli ölçüde katkı sağlayabilir. Ayrıca, sürdürülebilir üretim ve çevre dostu iş modellerine olan ilgi arttıkça, kadın girişimciliği daha da önemli bir yer tutacak.
Kadınların üretime katkı sağlaması, sadece onların bireysel başarısı değil, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik geleceği için de kritik bir öneme sahip. Kadın girişimciliği, sosyal ve ekonomik kalkınmanın itici gücü olmaya devam edecek.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kadınlar Üretiyor, Ekonomi Büyüyor
Türkiye’de kadın girişimciliği, son yıllarda önemli bir ivme kazandı ve ekonomiye sağladığı katkılar giderek daha fazla dikkate alınıyor. Kadınların iş gücüne katılımı ve girişimcilik alanındaki başarıları, sadece aile bütçelerini değil, aynı zamanda ülke ekonomisini de güçlendiriyor. Yapılan son araştırmalar, kadın girişimcilerinin ekonomiye sağladığı katkıların arttığını ve bu artışın istihdam yaratma, inovasyon geliştirme ve sürdürülebilir büyüme açısından önemli fırsatlar sunduğunu gösteriyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılında kadın girişimcilerin oranı yüzde 15,6’ya ulaştı. Bu oran, kadınların iş dünyasında daha fazla yer aldığını gösterirken, ekonomiye sağladıkları katkının da arttığının bir göstergesi. Kadın girişimciliği üzerine yapılan araştırmalar, kadınların işletme kurma ve yönetme konusunda, özellikle hizmet, üretim ve teknoloji sektörlerinde önemli başarılar elde ettiğini ortaya koyuyor.
Kadınların girişimcilikteki artan rolü, aynı zamanda iş gücü piyasasında cinsiyet eşitsizliğini azaltma potansiyeline sahip. Kadın girişimciler, daha fazla istihdam yaratıyor, toplumsal refahı artırıyor ve sürdürülebilir büyüme için fırsatlar sağlıyor.
2024 yılında yapılan bir araştırmaya göre, kadın girişimcilerin sektörel dağılımı önemli bir değişim gösteriyor. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) raporuna göre, kadınların kurduğu işletmelerin %60’ı hizmet sektöründe faaliyet gösterirken, %25’i üretim sektöründe yer alıyor. Sonuçlar, kadınların üretim ve teknoloji alanındaki yatırımlarının arttığını ve bu sektörlerdeki büyümeye katkılarının önemli olduğunu gösteriyor.
Yapılan başka bir araştırma ise, kadın girişimciliğinin ülke ekonomisindeki büyüme üzerinde doğrudan bir etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Kadın girişimcilerin iş gücüne katılımı, işsizlik oranlarını düşürürken, aynı zamanda gayri safi yurtiçi hasılayı (GSYH) arttıran bir faktör olarak öne çıkıyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yapılan çalışmalara göre, kadın girişimciliğinin artması, ülkelerin GSYH’sini ortalama yüzde 4 oranında artırabiliyor.
Kadınların iş gücüne katılımı ve girişimcilikteki rolü, yalnızca ekonomik büyümeyi değil, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmayı da destekliyor. Kadın girişimcilerin büyük bir kısmı, çevre dostu üretim yöntemlerine, yerel üretime dayalı iş modellerine ve sosyal girişimcilik projelerine yöneliyor. Bu durum, sürdürülebilirlik ve çevre dostu kalkınma alanlarında önemli bir adım olarak görülüyor.
Kadın girişimciliği, aynı zamanda aileleri de doğrudan etkileyerek sosyal kalkınma sağlıyor. Girişimci kadınlar, iş kurdukları yerlerde yerel halk için istihdam sağlıyor ve eğitim, sağlık gibi alanlarda toplumsal katkı sunuyor. Kadınların girişimci olarak rol alması, kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularında da önemli bir adım olarak kabul ediliyor.
Ancak, kadın girişimciliğinin önündeki engeller hala büyük. Kadınlar, genellikle erkeklerden daha az sermaye desteği alabiliyor ve ağ kurma konusunda zorluklarla karşılaşıyor. Ayrıca, toplumsal normlar ve cinsiyet temelli ayrımcılık, kadınların girişimcilik yolunda karşılaştıkları başlıca zorluklar arasında yer alıyor. Bununla birlikte, çeşitli hükümet destekleri, kadın girişimcilerin karşılaştığı engelleri aşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kadın girişimciliğini desteklemek amacıyla başlatılan "Kadın Girişimciliği Destekleme Programı" ve KOSGEB'in sunduğu teşvikler, kadınların iş kurma süreçlerinde karşılaştıkları finansal engelleri aşmalarına yardımcı oluyor.
Kadın girişimciliğinin artışı, Türkiye’nin ekonomisine büyük katkı sağlamaya devam edecek. Önümüzdeki yıllarda, kadınların iş dünyasında daha fazla yer alması ve ekonomiye olan katkılarının artması bekleniyor. Kadınların iş gücüne katılım oranının %30’a çıkması, Türkiye’nin ekonomik büyümesine önemli ölçüde katkı sağlayabilir. Ayrıca, sürdürülebilir üretim ve çevre dostu iş modellerine olan ilgi arttıkça, kadın girişimciliği daha da önemli bir yer tutacak.
Kadınların üretime katkı sağlaması, sadece onların bireysel başarısı değil, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik geleceği için de kritik bir öneme sahip. Kadın girişimciliği, sosyal ve ekonomik kalkınmanın itici gücü olmaya devam edecek.
(Sema Yüksel Güngörmez)
Kaynak: Sema Yüksel Güngörmez
En Çok Okunan Haberler