Kapıdaki büyük tehlike: Kızamık geri döndü

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yayımlanan verilere göre 2022 yılında küresel çapta kızamık vakalarında yüzde 20 oranında bir artış yaşandı. Özellikle düşük aşılama oranlarına sahip bölgelerde, salgınların ciddi sağlık krizlerine yol açtığı gözlemlendi. Türkiye'de de benzer bir durum yaşanıyor. Son beş yılda düzenli bir şekilde artış gösteren vaka sayıları, bu durumu teyit eder nitelikte.

Uzmanların görüşüne göre, toplumun geniş kesimlerinin kızamık virüsüne karşı bağışıklığa sahip olabilmesi için aşılanma oranlarının yüzde 95’in üzerine çıkması gerekiyor. Ancak aşı tereddütleri, yanlış bilgi yayılımı ve pandeminin yarattığı aksamalar gibi nedenlerle bu hedefe ulaşılamıyor. Özellikle çocukluk dönemi aşılarının zamanında yapılmaması, kızamığın hızlı bir şekilde yayılmasına olanak sağlıyor.

Kızamık sadece döküntüler ve ateşle sınırlı bir hastalık değil; zatürre, ensefalit ve körlük gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf bireyler ve bebekler için ölümcül sonuçlar doğurabilir. DSÖ yetkilileri, kızamığı kontrol altına almak için rutin aşı programlarının aksatılmaması gerektiğine dikkat çekiyor.

Türkiye'de aile hekimlikleri ve sağlık kurumları yoluyla yürütülen Ulusal Aşı Takvimi, 1 yaşında ilk doz kızamık aşısını, 4-6 yaş arasında ise ikinci dozu içeriyor. Ancak bu takvime uyulmayan durumlarda toplumsal bağışıklığa ulaşmak mümkün olmuyor.

Yetkililer, kızamığın yeniden tehdit olmaktan çıkması için kamuoyunun bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Birçok anne ve baba, sosyal medyada yayılan asılsız bilgiler nedeniyle çocuklarını aşılatmaktan çekiniyor. Sağlık Bakanlığı'nın güncel kampanyalar ve bilinçlendirme programlarıyla bu algıyı değiştirmesi kritik önem taşıyor.

(Dilvin Altıkardeş)