Karaciğer yağlanması siroz ve kansere yol açabilir
Karaciğer yağlanması siroz ve kansere yol açabilir
Karaciğer yağlanması, modern yaşamın getirdiği beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam tarzının yaygın bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Tıbbi literatürde "hepato-steatoz" olarak bilinen bu durum, başlangıçta belirgin semptomlar göstermese de, zamanla ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle siroz ve karaciğer kanseri gibi ölümcül hastalıkların öncüsü olabilir.
Haber Giriş Tarihi: 26.06.2024 14:13
Haber Güncellenme Tarihi: 26.06.2024 14:13
Kaynak:
Özkan GÜNGÖRMEZ
Karaciğer yağlanması, karaciğer hücrelerinde aşırı miktarda yağ birikmesi sonucu oluşan bir durumdur. Genellikle iki türde görülür: alkole bağlı karaciğer yağlanması (alkolik steatohepatit) ve alkol dışı yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD). Alkole bağlı karaciğer yağlanması, aşırı alkol tüketimiyle ilişkilidir. NAFLD ise, aşırı kilolu veya obez bireylerde, diyabet hastalarında ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları olan kişilerde daha sık görülür.
Karaciğer yağlanması genellikle belirgin semptomlar göstermez ve rutin kan testleri veya ultrason incelemeleri sırasında tesadüfen tespit edilir. Ancak ilerleyen safhalarda yorgunluk, karın ağrısı ve karaciğer büyümesi gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Karaciğer yağlanması tedavi edilmezse zamanla iltihaplanmaya ve karaciğer hücrelerinin hasar görmesine neden olabilir. Bu durum, fibrozis adı verilen skar dokusunun oluşmasına yol açar. Fibrozis ilerledikçe siroz gelişir. Siroz, karaciğerin normal yapısının bozulduğu ve fonksiyonlarının ciddi şekilde etkilendiği geri dönüşü olmayan bir durumdur. Karaciğer sirozu, karaciğer yetmezliğine ve ölümcül komplikasyonlara yol açabilir.
Sirozun en ciddi komplikasyonlarından biri de karaciğer kanseridir. Karaciğer kanseri, dünya genelinde kanser kaynaklı ölümlerin önde gelen nedenlerinden biridir. NAFLD ve alkolik steatohepatit, karaciğer kanseri gelişiminde önemli risk faktörleri olarak kabul edilmektedir. Karaciğer kanseri, erken evrede nadiren belirti verir ve genellikle ileri aşamalarda teşhis edilir, bu da tedavi şansını azaltır.
Son yıllarda yapılan araştırmalar, karaciğer yağlanmasının yaygınlığının hızla arttığını ve bunun önemli bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini göstermektedir. Bir çalışmada, dünya genelinde yetişkinlerin yaklaşık %25'inde NAFLD bulunduğu tespit edilmiştir. Türkiye'de de benzer oranlar gözlenmektedir. Karaciğer yağlanmasının en büyük risk faktörleri arasında obezite, diyabet, yüksek kolesterol ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları yer almaktadır.
Karaciğer yağlanmasını önlemenin ve tedavi etmenin en etkili yolu, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemektir. Sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve kilo kontrolü, karaciğer yağlanmasının önlenmesinde ve tedavisinde kritik rol oynar. Özellikle Akdeniz diyeti gibi sağlıklı beslenme modelleri, karaciğer sağlığını korumada etkilidir.
Karaciğer yağlanması teşhisi konulan bireyler, düzenli olarak sağlık kontrollerine gitmeli ve doktorlarının önerdiği tedavi planına uymalıdır. İleri safhalarda karaciğer yağlanması, ilaç tedavisi ve bazı durumlarda cerrahi müdahale gerektirebilir. Ayrıca, alkol tüketiminin tamamen bırakılması ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durulması önemlidir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Karaciğer yağlanması siroz ve kansere yol açabilir
Karaciğer yağlanması, modern yaşamın getirdiği beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam tarzının yaygın bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Tıbbi literatürde "hepato-steatoz" olarak bilinen bu durum, başlangıçta belirgin semptomlar göstermese de, zamanla ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle siroz ve karaciğer kanseri gibi ölümcül hastalıkların öncüsü olabilir.
Karaciğer yağlanması, karaciğer hücrelerinde aşırı miktarda yağ birikmesi sonucu oluşan bir durumdur. Genellikle iki türde görülür: alkole bağlı karaciğer yağlanması (alkolik steatohepatit) ve alkol dışı yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD). Alkole bağlı karaciğer yağlanması, aşırı alkol tüketimiyle ilişkilidir. NAFLD ise, aşırı kilolu veya obez bireylerde, diyabet hastalarında ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları olan kişilerde daha sık görülür.
Karaciğer yağlanması genellikle belirgin semptomlar göstermez ve rutin kan testleri veya ultrason incelemeleri sırasında tesadüfen tespit edilir. Ancak ilerleyen safhalarda yorgunluk, karın ağrısı ve karaciğer büyümesi gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Karaciğer yağlanması tedavi edilmezse zamanla iltihaplanmaya ve karaciğer hücrelerinin hasar görmesine neden olabilir. Bu durum, fibrozis adı verilen skar dokusunun oluşmasına yol açar. Fibrozis ilerledikçe siroz gelişir. Siroz, karaciğerin normal yapısının bozulduğu ve fonksiyonlarının ciddi şekilde etkilendiği geri dönüşü olmayan bir durumdur. Karaciğer sirozu, karaciğer yetmezliğine ve ölümcül komplikasyonlara yol açabilir.
Sirozun en ciddi komplikasyonlarından biri de karaciğer kanseridir. Karaciğer kanseri, dünya genelinde kanser kaynaklı ölümlerin önde gelen nedenlerinden biridir. NAFLD ve alkolik steatohepatit, karaciğer kanseri gelişiminde önemli risk faktörleri olarak kabul edilmektedir. Karaciğer kanseri, erken evrede nadiren belirti verir ve genellikle ileri aşamalarda teşhis edilir, bu da tedavi şansını azaltır.
Son yıllarda yapılan araştırmalar, karaciğer yağlanmasının yaygınlığının hızla arttığını ve bunun önemli bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini göstermektedir. Bir çalışmada, dünya genelinde yetişkinlerin yaklaşık %25'inde NAFLD bulunduğu tespit edilmiştir. Türkiye'de de benzer oranlar gözlenmektedir. Karaciğer yağlanmasının en büyük risk faktörleri arasında obezite, diyabet, yüksek kolesterol ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları yer almaktadır.
Karaciğer yağlanmasını önlemenin ve tedavi etmenin en etkili yolu, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemektir. Sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve kilo kontrolü, karaciğer yağlanmasının önlenmesinde ve tedavisinde kritik rol oynar. Özellikle Akdeniz diyeti gibi sağlıklı beslenme modelleri, karaciğer sağlığını korumada etkilidir.
Karaciğer yağlanması teşhisi konulan bireyler, düzenli olarak sağlık kontrollerine gitmeli ve doktorlarının önerdiği tedavi planına uymalıdır. İleri safhalarda karaciğer yağlanması, ilaç tedavisi ve bazı durumlarda cerrahi müdahale gerektirebilir. Ayrıca, alkol tüketiminin tamamen bırakılması ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durulması önemlidir.
(Özkan Güngörmez)
Kaynak: Özkan GÜNGÖRMEZ
En Çok Okunan Haberler