SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Karanlık fabrika çağı başlıyor

Sanayi devriminin evriminde bir dönüm noktası olarak kabul edilen "karanlık fabrika" modeli, üretim süreçlerini daha verimli, güvenli ve esnek hale getirmeyi vaat ediyor. Bu model, özellikle otomasyon, yapay zeka ve robot teknolojilerinin entegre edilmesiyle şekilleniyor ve fabrikalarda insan gücüne olan bağımlılığı en aza indiriyor. Karanlık fabrikalar, ışıkların kapalı olduğu, insan etkileşiminin minimuma indirildiği, tamamen robotlar ve makinelerle yönetilen üretim alanları olarak tanımlanıyor. Bu yeni endüstriyel model, iş gücü piyasasını köklü bir şekilde dönüştürmekle birlikte, sanayideki verimlilik anlayışını da yeniden şekillendiriyor.

Haber Giriş Tarihi: 28.02.2025 16:50
Haber Güncellenme Tarihi: 28.02.2025 16:53
Kaynak: Özkan GÜNGÖRMEZ
Karanlık fabrika çağı başlıyor

Karanlık fabrikalar, geleneksel üretim hatlarında insanların çoğunlukla yer aldığı alanları terk ediyor ve bunun yerine tamamen otomatik sistemlerin kontrol ettiği alanlara dönüşüyor. Bu fabrikalar, yüksek düzeyde robotik sistemler, sensörler ve yapay zeka algoritmaları ile donatılıyor. Üretim süreçleri, makineler tarafından tamamen yönetiliyor ve yalnızca belirli denetimler için insan müdahalesine ihtiyaç duyuluyor. Karanlık fabrikalarda her şey dijital olarak kontrol ediliyor, makineler birbirleriyle iletişim kurarak üretim hattındaki süreçleri optimize ediyor. İnsan iş gücünün azalmasıyla birlikte, bu fabrikaların daha verimli, daha az hatalı ve daha hızlı çalışması sağlanıyor.

   Yapılan araştırmalar, otomasyonun üretim sektöründeki verimliliği %30 oranında artırabileceğini gösteriyor. 2024 yılı itibarıyla, dünya çapında otomasyon teknolojilerine yapılan yatırımlar 200 milyar doları aşmış durumda. Bu teknolojilerin birçoğu, geleneksel iş gücüne olan bağımlılığı azaltmak ve iş süreçlerini optimize etmek amacıyla tasarlandı. Karanlık fabrikalar, özellikle yüksek hacimli üretim yapan sektörlerde, maliyetleri azaltarak üretim hızını artırma potansiyeline sahip. Elektronik, otomotiv, gıda ve ilaç sektörlerinde kullanılan bu teknoloji, ayrıca daha yüksek kalite standartlarını sağlamak adına hata oranlarını da minimize ediyor.

Türkiye, sanayisinde otomasyonu benimseme konusunda hızla adımlar atıyor. 2024 itibarıyla, Türkiye'deki sanayi işletmelerinin %15’inin otomasyon sistemlerini aktif olarak kullandığı tahmin ediliyor. Türk sanayisinin, Avrupa'nın otomasyon lideri ülkeleriyle rekabet edebilmesi için bu oranı artırması gerektiği öngörülüyor.

Karanlık fabrikaların sunduğu en büyük avantajlardan biri, üretim süreçlerinde esneklik ve hız kazanılmasıdır. Ayrıca, çalışan güvenliği de büyük bir artıdır; çünkü tehlikeli işlerin çoğu makineler tarafından yapılır ve insanlar bu risklerden korunur. Bunun yanı sıra, enerji verimliliği de optimize edilebilir, çünkü makineler yalnızca gerektiğinde çalışır ve enerji tasarrufu sağlanır.

Ancak bu yeni modelin bazı zorlukları da bulunuyor. Karanlık fabrikaların inşa edilmesi ve sürdürülebilir bir şekilde işletilmesi, yüksek maliyetler gerektirebilir. Ayrıca, otomasyonun getirdiği iş gücü kaybı, toplumda işsizlik oranlarını artırabilir. Özellikle düşük vasıflı işçiler, bu teknolojinin devreye girmesiyle işlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, bu dönüşümün sosyal ve ekonomik etkileri önemli bir tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Türkiye, sanayi üretiminin önemli bir kısmını otomatikleştirmeye yönelik yatırımlar yapıyor. Türk sanayi, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında, hala robotlaşma ve otomasyon konusunda daha fazla yatırım yapması gereken bir noktada bulunuyor. Ancak son yıllarda, özellikle otomotiv ve elektronik sektörlerinde otomasyonun hızlı bir şekilde benimsenmeye başlandığı görülüyor. Karanlık fabrikaların Türkiye'de daha yaygın hale gelmesiyle birlikte, üretimde verimlilik artışı sağlanacak ve iş gücüne duyulan ihtiyaç azalacak.

Bununla birlikte, otomasyon ve robot teknolojilerinin artırılması, Türkiye'deki eğitim ve iş gücü politikalarını da zorlayacak. Gelişen teknolojiyle uyumlu becerilere sahip iş gücünün yetiştirilmesi, üretim sektöründeki dönüşümü daha sağlıklı kılacaktır. Türkiye’nin bu değişime uyum sağlaması için iş gücü eğitimine daha fazla yatırım yapması ve yeni nesil iş gücünü bu alanda yetkin kılacak eğitim politikaları geliştirmesi gerekecek.

(Özkan Güngörmez)

Kaynak: Özkan GÜNGÖRMEZ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.