Kardiyoloji uzmanından koroner arter hastalığı uyarısı

  Koroner arter hastalığı (KAH), kalp kasını besleyen damarların daralması veya tıkanması sonucu gelişir. Damarların içinde biriken yağ ve plaklar, kan akışını engelleyerek kalp kasına yeterli oksijenin gitmesini önler. Bu durum kalp krizi riskini artırabilir. Koroner arter hastalığı, zaman içinde kalp krizi, anjina (göğüs ağrısı) veya kalp yetmezliğine yol açabilir.

Kardiyoloji uzmanları, koroner arter hastalığının gelişmesinde genetik faktörlerin yanı sıra, yaşam tarzı seçimlerinin de büyük rol oynadığını ifade ediyor. Sigara içmek, aşırı alkol tüketimi, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, aşırı kilo ve hareketsiz yaşam tarzı, bu hastalığın başlıca risk faktörleri arasında yer alıyor.

Koroner arter hastalığının başlangıç evrelerinde belirgin bir semptom görülmeyebilir. Ancak ilerleyen süreçte, göğüs ağrısı, nefes darlığı, çabuk yorulma, baş dönmesi gibi belirtiler görülebilir. Bu semptomlar, hastalığın ilerlediğinin bir göstergesi olabilir ve vakit kaybetmeden uzman bir doktora başvurulması gerekmektedir.

   Kardiyoloji uzmanları, koroner arter hastalığının erken evrede tespit edilmesinin tedavi sürecinde büyük bir fark yarattığını belirtiyor. Erken tanı ile, damarlar üzerindeki tıkanıklıklar giderilebilir, ilaç tedavisiyle kalp fonksiyonları iyileştirilebilir ve daha ileri düzeydeki cerrahi müdahalelere gerek kalmayabilir. Özellikle anjiyografi, kalp ultrasonu ve stres testleri gibi tarama yöntemleri ile hastalık çok daha erken evrede teşhis edilebilir.

Uzmanlar, tedavi sürecinin sadece tıbbi müdahalelerle sınırlı kalmaması gerektiğine de dikkat çekiyor. Yaşam tarzı değişikliklerinin de tedavi sürecinde önemli bir yer tuttuğunu ifade eden kardiyologlar, düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve sigaradan uzak durmanın, koroner arter hastalığı riskini önemli ölçüde düşürebileceğini vurguluyor.

Kardiyoloji uzmanları, koroner arter hastalığına karşı koruyucu bir beslenme düzeni oluşturmanın önemini anlatıyor. Doymuş yağlar, sodyum ve şeker oranı yüksek besinlerden kaçınılması gerektiği, bunun yerine meyve, sebze, tam tahıllar ve sağlıklı yağlar içeren bir diyetin tercih edilmesi gerektiği belirtiliyor. Ayrıca, haftada en az 150 dakika orta şiddette egzersiz yapmanın kalp sağlığını güçlendirdiği ifade ediliyor.

Kardiyoloji uzmanları, koroner arter hastalığının sadece çevresel faktörlerden değil, aynı zamanda genetik yatkınlıkla da ilişkilendirilebileceğini belirtiyor. Ailesinde kalp hastalığı bulunan bireylerin daha dikkatli olması gerektiğini ifade eden uzmanlar, bu kişilerin düzenli olarak kardiyolojik kontrol yaptırarak, hastalığın belirtilerini erken aşamada fark edebileceğini söylüyor.

(Ayşe Candan)