Konut kredilerinin geri gelmesi Gayrimenkul sektörünü hareketlendirecek

Gayrimenkul sektörü, ekonominin lokomotiflerinden biri olarak kabul ediliyor. Ancak, yüksek faiz oranları ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle konut satışlarında ciddi bir düşüş yaşanmıştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılında konut satışları bir önceki yıla göre %25 oranında gerilemişti. Bu düşüşte en büyük etkenin, konut kredilerine erişimde yaşanan zorluklar olduğu belirtiliyor.

Sektör temsilcileri, kredi faiz oranlarının makul seviyelere çekilmesi ve ödeme kolaylıklarının sağlanmasının, konut talebini artıracağını düşünüyor. Özellikle ilk kez ev sahibi olacak genç nüfus ve yatırım amaçlı gayrimenkul alıcılarının yeniden piyasaya dönmesi bekleniyor.

   Sektördeki bir diğer kritik soru, konut kredilerinin geri dönüşünün fiyatlara olan etkisi. Uzmanlar, talebin artmasıyla birlikte fiyatlarda bir miktar yükselme görülebileceğini ancak bunun dengeli bir artış olacağını öngörüyor. Gayrimenkul uzmanları, fiyat artışıyla ilgili şu değerlendirmede bulundular: "Konut kredileri piyasaya canlılık getirecek olsa da, fiyat artışları sınırlı kalabilir. Özellikle ekonomik dengeler göz önüne alındığında, ani ve yüksek fiyat artışları beklenmiyor. Bu süreçte tüketicilerin dikkatli bir planlama yapması önemli."

Gayrimenkul sektörü, inşaat malzemeleri üretiminden iş gücüne kadar birçok alanı doğrudan etkiliyor. Konut kredilerinin yeniden devreye alınması, bu sektörlerde de hareketlilik yaratacak. Özellikle mobilya, beyaz eşya ve dekorasyon gibi yan sektörlerdeki ticaret hacminin artması bekleniyor.

Türkiye Müteahhitler Birliği’nin değerlendirmesine göre, konut kredilerinin yeniden sağlanması, hem yerli hem de yabancı yatırımcıların ilgisini çekecek ve gayrimenkul sektörünü ihracat açısından da güçlendirecek.

Konut kredilerinin geri dönüşü büyük bir fırsat olarak görülse de, yüksek enflasyon ve ekonomik dalgalanmalar bu süreçte dikkatle yönetilmesi gereken faktörler arasında. Ekonomistler, kredi faiz oranlarının sürdürülebilir seviyelerde tutulması gerektiğini ve piyasanın aşırı ısınmasının önlenmesi için düzenleyici kurumların aktif rol oynaması gerektiğini belirtiyor.

(Sema Yüksel Güngörmez)