Küresel ısınma eğilimi deniz seviyesini tehdit ediyor
Küresel ısınma eğilimi deniz seviyesini tehdit ediyor
Küresel ısınma, günümüzün en kritik çevresel sorunlarından biri olmaya devam ederken, etkileri giderek daha belirgin hale geliyor. İklim bilimcilerin son yıllarda yaptığı araştırmalar, artan sıcaklıklarla birlikte buzulların hızla eridiğini ve deniz seviyelerinin tehlikeli bir şekilde yükseldiğini ortaya koyuyor. Bu durum yalnızca kıyı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insanı değil, aynı zamanda doğal yaşam alanlarını ve küresel ekosistemi de ciddi şekilde tehdit ediyor.
Haber Giriş Tarihi: 26.03.2025 15:18
Haber Güncellenme Tarihi: 26.03.2025 15:18
Kaynak:
Ramazan Gültaş
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) tarafından yayınlanan son rapora göre, küresel sıcaklıklar sanayi devrimi öncesi döneme kıyasla 1.1°C artmış durumda. Bu artış, Grönland ve Antarktika gibi kritik buz örtülerinin çözülmesine neden oluyor. NASA'nın uydu verilerine dayalı gözlemleri, 1993'ten bu yana deniz seviyelerinin her yıl ortalama 3.3 milimetre yükseldiğini gösteriyor. Daha da endişe verici olan ise bu hızın giderek artış göstermesi.
Araştırmalara göre, eğer mevcut karbon emisyonları azaltılamazsa, önümüzdeki yüzyılda deniz seviyelerinin bir metreye kadar yükselebileceği tahmin ediliyor. Bu, başta Bangladeş, Endonezya ve Pasifik adaları olmak üzere birçok alçak rakımlı bölgenin tamamen sular altında kalması anlamına gelebilir. Ayrıca, yükselen deniz seviyeleri kıyı erozyonunu artırarak tarım, turizm ve liman taşımacılığı gibi sektörleri de olumsuz yönde etkileyebilir.
Bilim insanlarınca yapılan başka bir çalışma, okyanus sıcaklıklarının da büyük bir tehdit oluşturduğunu ortaya koyuyor. Isınan okyanuslar nedeniyle mercan resiflerinde ciddi bir gerileme gözlemleniyor. Mercanların ölmesi, barındırdıkları pek çok deniz canlısının habitatını kaybetmesi demek. Bunun zincirleme etkisi, balıkçılık sektöründen global gıda güvenliğine kadar pek çok alana yayılabilir.
Uzmanlar, sera gazı emisyonlarının azaltılmasının ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının küresel ısınmayı yavaşlatabileceğini vurguluyor. Ülkeler arasında yapılan Paris İklim Anlaşması gibi küresel iş birlikleri bu açıdan önemli bir temel oluşturuyor. Ancak son yıllarda yapılan taahhütlerin çoğunun uygulamada sınırlı kalması, iklim krizine karşı daha güçlü adımlar atılması gerektiğini gösteriyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Küresel ısınma eğilimi deniz seviyesini tehdit ediyor
Küresel ısınma, günümüzün en kritik çevresel sorunlarından biri olmaya devam ederken, etkileri giderek daha belirgin hale geliyor. İklim bilimcilerin son yıllarda yaptığı araştırmalar, artan sıcaklıklarla birlikte buzulların hızla eridiğini ve deniz seviyelerinin tehlikeli bir şekilde yükseldiğini ortaya koyuyor. Bu durum yalnızca kıyı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insanı değil, aynı zamanda doğal yaşam alanlarını ve küresel ekosistemi de ciddi şekilde tehdit ediyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) tarafından yayınlanan son rapora göre, küresel sıcaklıklar sanayi devrimi öncesi döneme kıyasla 1.1°C artmış durumda. Bu artış, Grönland ve Antarktika gibi kritik buz örtülerinin çözülmesine neden oluyor. NASA'nın uydu verilerine dayalı gözlemleri, 1993'ten bu yana deniz seviyelerinin her yıl ortalama 3.3 milimetre yükseldiğini gösteriyor. Daha da endişe verici olan ise bu hızın giderek artış göstermesi.
Araştırmalara göre, eğer mevcut karbon emisyonları azaltılamazsa, önümüzdeki yüzyılda deniz seviyelerinin bir metreye kadar yükselebileceği tahmin ediliyor. Bu, başta Bangladeş, Endonezya ve Pasifik adaları olmak üzere birçok alçak rakımlı bölgenin tamamen sular altında kalması anlamına gelebilir. Ayrıca, yükselen deniz seviyeleri kıyı erozyonunu artırarak tarım, turizm ve liman taşımacılığı gibi sektörleri de olumsuz yönde etkileyebilir.
Bilim insanlarınca yapılan başka bir çalışma, okyanus sıcaklıklarının da büyük bir tehdit oluşturduğunu ortaya koyuyor. Isınan okyanuslar nedeniyle mercan resiflerinde ciddi bir gerileme gözlemleniyor. Mercanların ölmesi, barındırdıkları pek çok deniz canlısının habitatını kaybetmesi demek. Bunun zincirleme etkisi, balıkçılık sektöründen global gıda güvenliğine kadar pek çok alana yayılabilir.
Uzmanlar, sera gazı emisyonlarının azaltılmasının ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının küresel ısınmayı yavaşlatabileceğini vurguluyor. Ülkeler arasında yapılan Paris İklim Anlaşması gibi küresel iş birlikleri bu açıdan önemli bir temel oluşturuyor. Ancak son yıllarda yapılan taahhütlerin çoğunun uygulamada sınırlı kalması, iklim krizine karşı daha güçlü adımlar atılması gerektiğini gösteriyor.
(Ramazan Gültaş)
Kaynak: Ramazan Gültaş
En Çok Okunan Haberler