Küresel ticarette son yıllarda dikkat çekici bir değişim süreci yaşanıyor. Özellikle pandemi sonrası dönemde, ülkelerin ekonomik modellerinde ve ticaret stratejilerinde meydana gelen dönüşümler, dünya pazarlarında yeni dengelerin oluşmasına zemin hazırlıyor. Teknoloji alanındaki gelişmeler, enerji politikalarındaki değişimler ve küresel ölçekte öne çıkan korumacı politikalar, bu dönüşümün temel taşları arasında yer alıyor.
Haber Giriş Tarihi: 13.06.2025 15:59
Haber Güncellenme Tarihi: 13.06.2025 15:59
Kaynak:
Özkan GÜNGÖRMEZ
Uzmanlar, küresel ticaretteki bu yeni dengelerin temelinde dijitalleşmenin ve yeşil ekonomiye geçiş süreçlerinin etkili olduğunu vurguluyor. Tedarik zincirlerindeki kırılganlıkları gidermek amacıyla ülkeler, yerel üretime ağırlık vermeye ve kritik sektörlerde kendine yeterlilik politikalarını benimsemeye başladı. Buna ek olarak, e-ticaretin yükselişi de ticaret alışkanlıklarını yeniden şekillendiriyor. Pandemiyle birlikte hız kazanan dijitalleşme süreci, küçük ve orta ölçekli işletmelerin küresel pazarlara erişiminde önemli bir rol oynadı.
Araştırmalar, Asya-Pasifik bölgesinin küresel ticarette artan rolünü gözler önüne seriyor. Çin'in liderliğinde yükselen bu bölge, teknolojik altyapısını güçlendiren yatırımlarla dünya ticaretinde önemli bir aktör haline geldi. Aynı zamanda Avrupa Birliği ve ABD blokları arasında yaşanan teknoloji odaklı çekişmeler de küresel rekabetin boyutlarını farklı bir seviyeye taşıdı.
Küresel ticarette karbon nötrlük hedeflerinin de belirleyici bir faktör olduğunu söylemek mümkün. Artan çevresel kaygılar, özellikle enerji yoğun sektörlerde önemli dönüşümlerin yaşanmasına neden oluyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar hızla artarken, birçok ülke sıfır karbon hedeflerini ticaret politikalarının odağına yerleştiriyor. Bu süreçte çevre dostu üretim yapan firmalar daha avantajlı hale gelirken, karbon ayak izini azaltamayan şirketler ise rekabetin gerisinde kalma riskiyle karşı karşıya.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Küresel ticarette yeni dengeler kuruluyor
Küresel ticarette son yıllarda dikkat çekici bir değişim süreci yaşanıyor. Özellikle pandemi sonrası dönemde, ülkelerin ekonomik modellerinde ve ticaret stratejilerinde meydana gelen dönüşümler, dünya pazarlarında yeni dengelerin oluşmasına zemin hazırlıyor. Teknoloji alanındaki gelişmeler, enerji politikalarındaki değişimler ve küresel ölçekte öne çıkan korumacı politikalar, bu dönüşümün temel taşları arasında yer alıyor.
Uzmanlar, küresel ticaretteki bu yeni dengelerin temelinde dijitalleşmenin ve yeşil ekonomiye geçiş süreçlerinin etkili olduğunu vurguluyor. Tedarik zincirlerindeki kırılganlıkları gidermek amacıyla ülkeler, yerel üretime ağırlık vermeye ve kritik sektörlerde kendine yeterlilik politikalarını benimsemeye başladı. Buna ek olarak, e-ticaretin yükselişi de ticaret alışkanlıklarını yeniden şekillendiriyor. Pandemiyle birlikte hız kazanan dijitalleşme süreci, küçük ve orta ölçekli işletmelerin küresel pazarlara erişiminde önemli bir rol oynadı.
Araştırmalar, Asya-Pasifik bölgesinin küresel ticarette artan rolünü gözler önüne seriyor. Çin'in liderliğinde yükselen bu bölge, teknolojik altyapısını güçlendiren yatırımlarla dünya ticaretinde önemli bir aktör haline geldi. Aynı zamanda Avrupa Birliği ve ABD blokları arasında yaşanan teknoloji odaklı çekişmeler de küresel rekabetin boyutlarını farklı bir seviyeye taşıdı.
Küresel ticarette karbon nötrlük hedeflerinin de belirleyici bir faktör olduğunu söylemek mümkün. Artan çevresel kaygılar, özellikle enerji yoğun sektörlerde önemli dönüşümlerin yaşanmasına neden oluyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar hızla artarken, birçok ülke sıfır karbon hedeflerini ticaret politikalarının odağına yerleştiriyor. Bu süreçte çevre dostu üretim yapan firmalar daha avantajlı hale gelirken, karbon ayak izini azaltamayan şirketler ise rekabetin gerisinde kalma riskiyle karşı karşıya.
(Özkan Güngörmez)
Kaynak: Özkan GÜNGÖRMEZ
En Çok Okunan Haberler