SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Nezlede antibiyotik kullanılmamalı!

Kulak ağrısı, işitme kaybı, burun içerisinde kötü koku, yüz kemiklerinde ağrı olması akut orta kulak enfeksiyonu ve akut sinüzit gibi ikincil enfeksiyonlara işaret ettiğini belirten Doç. Dr. İşlek, şikayetlerin 5 günden sonra artmaya başlaması, 10 güne rağmen devam ediyor olmasının akut sinüzit göstergesi olduğunu anlattı.

Haber Giriş Tarihi: 01.12.2023 15:46
Haber Güncellenme Tarihi: 18.10.2024 16:21
Kaynak: Bülten
Nezlede antibiyotik kullanılmamalı!

Soğuk algınlığı, diğer adıyla nezlenin sonbahar ve kış aylarının en sık üst solunum yolu hastalığı olduğu bilgisini veren Doç. Dr. İşlek, “Nezle hemen hemen tamamen virüsler nedeniyle ortaya çıkar. Genel üst solunum yolu enfeksiyonları (ÜSYE) bulguları daha hafif seyreder, iş gücü kaybı beklenmez. Sigara kullanımı, astım, alerji küçük ya da ileri yaş, kronik hastalıklar gibi olumsuz faktörlerin varlığında dirençli bakteriyel enfeksiyonların ortaya çıkmasına neden olabilirler. Bu hastalıklar genellikle gripten daha hafiftir ancak yine de oldukça rahatsız edici olabilir. Antibiyotik kullanılmamalıdır” dedi.

“Zatürre hayati öneme sahiptir”
Çeşitli bakterilerin neden olduğu alt solunum yolu enfeksiyonu olan zatürre (pnömoni) vakalarının üst solunum solunum yolu enfeksiyonlarından daha şiddetli ve hayati öneme sahip olduğunun altını çizen Doç. Dr. İşlek, “Viral enfeksiyonlar akut bronşite yol açarak öksürük ve solunum semptomlarına neden olabilir. Ülkemizde rutin aşı takviminde zatürreye neden olan Haemophilus influenzae ve Streptococcus pneumoniae bakterilerine karşı aşılama yer almaktadır, öte yandan bu bakteriler orta kulak enfeksiyonu gibi ikincil enfeksiyonlara yol açmaya meyillidir” ifadelerini kullandı. Doç. Dr. İşlek, astımlı kişilerin ise viral enfeksiyonlar ve soğuk, kuru, kirli havaya maruz kalma nedeniyle bu sezonda kötüleşen semptomlar yaşayabileceğine, küf sporları veya ev içi tozlar / akarlar gibi alerjenler nedeniyle bu astım ve allerjik rinit semptomlarının artabileceğine dikkat çekti.

“Başlangıçta burun yıkama, istirahat ve bazı semptomatik ilaçlar yeterli olabilir”
Aşılama, el yıkama ve maske takma gibi hijyen ve halk sağlığı kurallarına uyma ve hasta kişilerin izolasyonunun önemine işaret eden Doç. Dr. İşlek, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Tanı için muayene ve hızlı antijen testleri genellikle yeterli olur. Pediatri, kulak burun boğaz ve aile hekimleri doğru tanı ve tedavi için başvurulması gereken birimlerdir. Tedavi, hastalık anındaki bulguların durumu, antijen testleri ya da kültür sonuçları, eşlik eden komplikasyonların varlığına göre değişebilir. Ülkemizde yaygın olan aşırı antibiyotik kullanımı ÜSYE sırasına dirençli bakterilerin olumlu ayrışmasına neden olarak bakteriyel enfeksiyonlara neden olabilir. Başlangıçta serum fizyolojik ile burun yıkama, ev ya da yatak istirahatı, uyku süresinin arttırılması, parasetamol ya da ibuprofen tarzı temel yangı baskılayıcı ilaçlar, burun spreyleri, alerji ilaçları, tercih edilebilir. Ancak şikayetlerin bir haftadan sonra devam ediyor olması, nefes darlığı başlaması, şikayetlerin ilk günlerden itibaren artarak ilerlemesi, genel durum bozukluğu gibi hallerin varlığında, beş yaş altındaki çocuklar gibi özel gruplarda hekime daha erken başvurulmalıdır. Tedavi başladıktan sonra kronik bronşit, sinüzit, üst ya da alt hava yolu alerjisi olan hastalarda öksürük, burun akıntısı, geniz akıntısı 2 aya kadar uzayabilir, bunların tedavi yaklaşımı farklı olmalıdır.”
 

(Sercan Uslubaş)

Kaynak: Bülten

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.