Teknolojik gelişmeler yaşam biçimimizi köklü bir şekilde değiştirdi ve bu değişim modern yaşamın birçok yönünü etkilediği gibi sağlık üzerinde de ciddi sonuçlar doğurdu. Son yıllarda yapılan araştırmalar, obezitenin dijital çağa özgü bir hastalık haline geldiğini gösteriyor. Teknoloji, insanları daha az hareket etmeye ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarını pekiştirmeye yönlendiriyor.
Haber Giriş Tarihi: 25.09.2024 16:56
Haber Güncellenme Tarihi: 25.09.2024 16:58
Kaynak:
Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
Obezitenin dijital teknolojilerle olan bağlantısı üzerine yapılan çeşitli araştırmalar, özellikle gelişmiş ülkelerde bu durumun nasıl hızla arttığını ortaya koyuyor. 2023 yılında Harvard Tıp Fakültesi tarafından yapılan bir araştırma, bilgisayar, akıllı telefonlar ve televizyon gibi dijital cihazların sürekli kullanımının, bireylerin fiziksel aktivite seviyelerini düşürdüğünü ve bu nedenle obezite riskini artırdığını gösterdi. Araştırmada, günde 4 saatten fazla ekran başında vakit geçiren kişilerin, ekran süresini 1 saate indirenlere kıyasla %25 daha fazla obezite riski taşıdığı belirtildi.
Türkiye’de de yapılan araştırmalar bu bulguları doğrular nitelikte. Sağlık Bakanlığı’nın 2022 yılında yayınladığı bir rapora göre, Türkiye'de obezite oranları son 10 yılda %35 oranında arttı ve bu artışın büyük bir kısmı gençler ve çocuklar arasında gözlemlendi. Çocuk ve gençlerde obezite oranındaki bu yükseliş, dijital oyunlar ve sosyal medya gibi teknolojik alışkanlıklarla ilişkilendiriliyor.
Teknolojinin obeziteye etkisinin temel nedenlerinden biri, fiziksel aktivite eksikliği. Akıllı telefonlar, bilgisayarlar ve televizyonlar, bireyleri daha hareketsiz bir yaşam tarzına itiyor. Özellikle çocuklar ve gençler, açık havada oyun oynamak yerine dijital oyunlar ve sosyal medyada daha fazla vakit geçirmeyi tercih ediyor. Bu durum, fiziksel aktivitenin azalmasına, kas ve eklem fonksiyonlarının zayıflamasına ve uzun vadede kilo alımına yol açıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yapılan bir araştırma, 10-17 yaş grubundaki çocukların %80’inin, gün içinde önerilen minimum fiziksel aktiviteyi gerçekleştirmediğini ortaya koyuyor. Türkiye’de de benzer bir tablo mevcut; çocuklar ve gençler, özellikle pandemi sonrası dönemde daha fazla dijital içerikle vakit geçiriyor ve bu durum fiziksel aktivite eksikliğini daha da artırıyor.
Teknolojinin obezite üzerindeki bir diğer etkisi, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşmasıdır. Online yemek siparişi uygulamaları, hızlı erişim sağlanan işlenmiş ve yüksek kalorili yiyeceklerin tüketimini artırıyor. Bir araştırma, dijital yemek siparişlerinin %70’inin fast-food ya da yüksek şekerli yiyecekler olduğunu gösteriyor. Özellikle gençler ve yoğun çalışan yetişkinler, evde yemek hazırlamak yerine bu tür hazır yiyecekleri tercih ediyor ve bu da kilo alımına neden oluyor.
2023 yılında Türkiye'de yapılan bir araştırmada, online yemek siparişlerinde %40 oranında artış olduğu ve bu artışın büyük ölçüde sağlıksız yiyeceklerden kaynaklandığı belirlendi. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan bireylerin, yemek yapmaya vakit ayıramadıkları için hazır gıdalara yönelmesi, obezite riskini artıran en önemli faktörlerden biri olarak kabul ediliyor.
Sosyal medya platformları da yeme alışkanlıkları üzerinde büyük bir etkiye sahip. Araştırmalar, sosyal medya kullanımının, bireyleri duygusal yeme alışkanlıklarına yönlendirdiğini ve bu durumun kilo alımına yol açtığını gösteriyor. Özellikle Instagram ve TikTok gibi platformlarda sürekli olarak yiyeceklerle ilgili içeriklere maruz kalmak, bireylerin daha fazla yemek yemesine neden olabiliyor.
2022 yılında yapılan bir araştırma, sosyal medya kullanıcılarının, platformlarda gördükleri yiyecek reklamları ve yemek videoları nedeniyle gün içinde fazladan 500 kaloriye kadar tüketim yapabileceğini ortaya koydu. Türkiye'de de sosyal medya kullanım oranı oldukça yüksek, bu da teknolojinin bireylerin beslenme alışkanlıkları üzerindeki olumsuz etkisini daha görünür hale getiriyor.
Obezitenin bir teknoloji hastalığı olarak tanımlanması, bu sorunun çözümünde teknolojinin bilinçli kullanımını gerektiriyor. Uzmanlar, dijital detoks yapmanın, ekran süresini sınırlamanın ve düzenli fiziksel aktivite yapmanın obezite riskini azaltabileceğini vurguluyorlar. Ayrıca, sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmek ve hazır yiyeceklerin yerine evde pişirilen taze yiyecekleri tercih etmek de önemli adımlar arasında yer alıyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Obezite bir teknoloji hastalığıdır
Teknolojik gelişmeler yaşam biçimimizi köklü bir şekilde değiştirdi ve bu değişim modern yaşamın birçok yönünü etkilediği gibi sağlık üzerinde de ciddi sonuçlar doğurdu. Son yıllarda yapılan araştırmalar, obezitenin dijital çağa özgü bir hastalık haline geldiğini gösteriyor. Teknoloji, insanları daha az hareket etmeye ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarını pekiştirmeye yönlendiriyor.
Obezitenin dijital teknolojilerle olan bağlantısı üzerine yapılan çeşitli araştırmalar, özellikle gelişmiş ülkelerde bu durumun nasıl hızla arttığını ortaya koyuyor. 2023 yılında Harvard Tıp Fakültesi tarafından yapılan bir araştırma, bilgisayar, akıllı telefonlar ve televizyon gibi dijital cihazların sürekli kullanımının, bireylerin fiziksel aktivite seviyelerini düşürdüğünü ve bu nedenle obezite riskini artırdığını gösterdi. Araştırmada, günde 4 saatten fazla ekran başında vakit geçiren kişilerin, ekran süresini 1 saate indirenlere kıyasla %25 daha fazla obezite riski taşıdığı belirtildi.
Türkiye’de de yapılan araştırmalar bu bulguları doğrular nitelikte. Sağlık Bakanlığı’nın 2022 yılında yayınladığı bir rapora göre, Türkiye'de obezite oranları son 10 yılda %35 oranında arttı ve bu artışın büyük bir kısmı gençler ve çocuklar arasında gözlemlendi. Çocuk ve gençlerde obezite oranındaki bu yükseliş, dijital oyunlar ve sosyal medya gibi teknolojik alışkanlıklarla ilişkilendiriliyor.
Teknolojinin obeziteye etkisinin temel nedenlerinden biri, fiziksel aktivite eksikliği. Akıllı telefonlar, bilgisayarlar ve televizyonlar, bireyleri daha hareketsiz bir yaşam tarzına itiyor. Özellikle çocuklar ve gençler, açık havada oyun oynamak yerine dijital oyunlar ve sosyal medyada daha fazla vakit geçirmeyi tercih ediyor. Bu durum, fiziksel aktivitenin azalmasına, kas ve eklem fonksiyonlarının zayıflamasına ve uzun vadede kilo alımına yol açıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yapılan bir araştırma, 10-17 yaş grubundaki çocukların %80’inin, gün içinde önerilen minimum fiziksel aktiviteyi gerçekleştirmediğini ortaya koyuyor. Türkiye’de de benzer bir tablo mevcut; çocuklar ve gençler, özellikle pandemi sonrası dönemde daha fazla dijital içerikle vakit geçiriyor ve bu durum fiziksel aktivite eksikliğini daha da artırıyor.
Teknolojinin obezite üzerindeki bir diğer etkisi, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşmasıdır. Online yemek siparişi uygulamaları, hızlı erişim sağlanan işlenmiş ve yüksek kalorili yiyeceklerin tüketimini artırıyor. Bir araştırma, dijital yemek siparişlerinin %70’inin fast-food ya da yüksek şekerli yiyecekler olduğunu gösteriyor. Özellikle gençler ve yoğun çalışan yetişkinler, evde yemek hazırlamak yerine bu tür hazır yiyecekleri tercih ediyor ve bu da kilo alımına neden oluyor.
2023 yılında Türkiye'de yapılan bir araştırmada, online yemek siparişlerinde %40 oranında artış olduğu ve bu artışın büyük ölçüde sağlıksız yiyeceklerden kaynaklandığı belirlendi. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan bireylerin, yemek yapmaya vakit ayıramadıkları için hazır gıdalara yönelmesi, obezite riskini artıran en önemli faktörlerden biri olarak kabul ediliyor.
Sosyal medya platformları da yeme alışkanlıkları üzerinde büyük bir etkiye sahip. Araştırmalar, sosyal medya kullanımının, bireyleri duygusal yeme alışkanlıklarına yönlendirdiğini ve bu durumun kilo alımına yol açtığını gösteriyor. Özellikle Instagram ve TikTok gibi platformlarda sürekli olarak yiyeceklerle ilgili içeriklere maruz kalmak, bireylerin daha fazla yemek yemesine neden olabiliyor.
2022 yılında yapılan bir araştırma, sosyal medya kullanıcılarının, platformlarda gördükleri yiyecek reklamları ve yemek videoları nedeniyle gün içinde fazladan 500 kaloriye kadar tüketim yapabileceğini ortaya koydu. Türkiye'de de sosyal medya kullanım oranı oldukça yüksek, bu da teknolojinin bireylerin beslenme alışkanlıkları üzerindeki olumsuz etkisini daha görünür hale getiriyor.
Obezitenin bir teknoloji hastalığı olarak tanımlanması, bu sorunun çözümünde teknolojinin bilinçli kullanımını gerektiriyor. Uzmanlar, dijital detoks yapmanın, ekran süresini sınırlamanın ve düzenli fiziksel aktivite yapmanın obezite riskini azaltabileceğini vurguluyorlar. Ayrıca, sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmek ve hazır yiyeceklerin yerine evde pişirilen taze yiyecekleri tercih etmek de önemli adımlar arasında yer alıyor.
(Fatma Hatun Altıkardeş)
Kaynak: Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler