Türkiye’de obezite, halk sağlığını tehdit eden ciddi bir sorun olarak her geçen gün etkisini artırıyor. Sağlık Bakanlığı ve çeşitli üniversiteler tarafından yapılan araştırmalar, ülkemizde obezite oranlarının son 20 yılda iki katına çıktığını ortaya koyuyor. Obezitenin birçok sağlık sorununa yol açtığını belirten uzmanlar, özellikle çocuklar ve gençler arasında bu sorunun hızla yayılmakta olduğuna dikkat çekiyor.
Haber Giriş Tarihi: 26.05.2025 15:38
Haber Güncellenme Tarihi: 26.05.2025 15:40
Kaynak:
Dilvin ALTIKARDEŞ
Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan rapora göre, Türkiye’deki yetişkinlerin yaklaşık %35’i obez sınıfına giriyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) verileriyle kıyaslandığında, Türkiye’nin dünya ortalamasının üzerinde olduğu görülüyor. Ayrıca çocuklarda aşırı kilo oranı da ciddi bir artış gösteriyor. 2000’li yılların başında çocuklarda görülen obezite oranı %8 civarındayken, 2024 itibariyle bu oran %20’nin üzerine çıktı.
Uzmanlar, obezitedeki artışın temel nedenleri arasında düzensiz beslenme, hareketsiz yaşam tarzı, yüksek kalorili işlenmiş gıdaların fazlaca tüketilmesi ve teknolojinin getirdiği yaşam tarzı değişikliklerini gösteriyor. Obezite ile mücadele için toplumda farkındalık yaratmanın büyük önem taşıdığını dile getiren uzmanlar, bireysel çabaların yanı sıra toplumsal politikaların geliştirilmesi gerektiğine işaret ediyor. DSÖ’nün önerileri doğrultusunda okullarda sağlıklı beslenme eğitimlerinin artırılması, spor faaliyetlerine daha fazla yer verilmesi ve aileler için bilinçlendirme kampanyalarının düzenlenmesi gerektiğini vurguluyor.
Ayrıca, geçtiğimiz yıl Türkiye Diyabet ve Obezite Araştırma Derneği’nin gerçekleştirdiği çalışma obezitenin yalnızca fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda ruhsal sağlığı da etkilediğini ortaya koydu. Araştırmaya göre, obez bireylerde depresyon ve kaygı bozukluğu oranları normal kilodaki bireylere göre %40 daha yüksek seyrediyor. Bu bulgu, obezitenin çok yönlü bir sağlık problemi olduğunu açık bir şekilde gösteriyor.
Türkiye genelinde hızla yayılan bu sorun için sadece bireylerin değil, kurumların ve devletin de üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor. Uzmanlara göre, erken yaşta önlem alınarak hem bireylerin hayat kalitesi artırılabilir hem de sağlık sistemi üzerindeki yük hafifletilebilir. Bu nedenle tüm kesimlere düşen bir görev var: Obeziteyi ciddiye almak ve toplum sağlığını korumak için birlikte hareket etmek.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Obezite Türkiye’yi tehdit ediyor
Türkiye’de obezite, halk sağlığını tehdit eden ciddi bir sorun olarak her geçen gün etkisini artırıyor. Sağlık Bakanlığı ve çeşitli üniversiteler tarafından yapılan araştırmalar, ülkemizde obezite oranlarının son 20 yılda iki katına çıktığını ortaya koyuyor. Obezitenin birçok sağlık sorununa yol açtığını belirten uzmanlar, özellikle çocuklar ve gençler arasında bu sorunun hızla yayılmakta olduğuna dikkat çekiyor.
Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan rapora göre, Türkiye’deki yetişkinlerin yaklaşık %35’i obez sınıfına giriyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) verileriyle kıyaslandığında, Türkiye’nin dünya ortalamasının üzerinde olduğu görülüyor. Ayrıca çocuklarda aşırı kilo oranı da ciddi bir artış gösteriyor. 2000’li yılların başında çocuklarda görülen obezite oranı %8 civarındayken, 2024 itibariyle bu oran %20’nin üzerine çıktı.
Uzmanlar, obezitedeki artışın temel nedenleri arasında düzensiz beslenme, hareketsiz yaşam tarzı, yüksek kalorili işlenmiş gıdaların fazlaca tüketilmesi ve teknolojinin getirdiği yaşam tarzı değişikliklerini gösteriyor. Obezite ile mücadele için toplumda farkındalık yaratmanın büyük önem taşıdığını dile getiren uzmanlar, bireysel çabaların yanı sıra toplumsal politikaların geliştirilmesi gerektiğine işaret ediyor. DSÖ’nün önerileri doğrultusunda okullarda sağlıklı beslenme eğitimlerinin artırılması, spor faaliyetlerine daha fazla yer verilmesi ve aileler için bilinçlendirme kampanyalarının düzenlenmesi gerektiğini vurguluyor.
Ayrıca, geçtiğimiz yıl Türkiye Diyabet ve Obezite Araştırma Derneği’nin gerçekleştirdiği çalışma obezitenin yalnızca fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda ruhsal sağlığı da etkilediğini ortaya koydu. Araştırmaya göre, obez bireylerde depresyon ve kaygı bozukluğu oranları normal kilodaki bireylere göre %40 daha yüksek seyrediyor. Bu bulgu, obezitenin çok yönlü bir sağlık problemi olduğunu açık bir şekilde gösteriyor.
Türkiye genelinde hızla yayılan bu sorun için sadece bireylerin değil, kurumların ve devletin de üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor. Uzmanlara göre, erken yaşta önlem alınarak hem bireylerin hayat kalitesi artırılabilir hem de sağlık sistemi üzerindeki yük hafifletilebilir. Bu nedenle tüm kesimlere düşen bir görev var: Obeziteyi ciddiye almak ve toplum sağlığını korumak için birlikte hareket etmek.
(Dilvin Altıkardeş)
Kaynak: Dilvin ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler