Son yıllarda dijital içerik tüketimindeki artışla birlikte, insanların duygusal durumları üzerindeki etkiler daha fazla araştırılmaya başlanmıştır. Özellikle, öfkeyi tetikleyen içeriklerin bireylerdeki davranışsal etkileri üzerine yapılan çalışmalar oldukça çarpıcı sonuçlar ortaya koymaktadır. Uzmanlara göre, bu tür içerikler yalnızca psikolojik bir yanıtı tetiklemekle kalmıyor, aynı zamanda dürtüsel kararların artış göstermesinde de kritik bir rol oynuyor.
Haber Giriş Tarihi: 11.12.2025 15:40
Haber Güncellenme Tarihi: 11.12.2025 15:42
Kaynak:
Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
Yakın tarihte yayımlanan kapsamlı bir araştırma, öfkelenmeye yol açan sosyal medya gönderileri, videolar veya haber içeriklerinin bireylerin mantıklı karar alma süreçlerini nasıl sekteye uğrattığını ele aldı. Araştırmaya katılan bireylerin büyük bir kısmı, öfke uyandırıcı içerikleri tükettikten sonra duygusal tepkilerini kontrol etmekte zorlandıklarını belirtti. Dahası, bu kontrol eksikliği sık sık ani ve düşüncesizce alınmış kararlarla sonuçlandı.
Uzmanlar, öfke ve dürtüsellik arasındaki ilişkiyi anlamada beynin biyokimyasal süreçlerinin de önemli bir rol oynadığını ifade ediyor. Öfke sırasında stres hormonu kortizolün seviyesinin yükselmesi ve dopamin sistemindeki düzensizlikler, bireyin uzun vadeli planlama yapma yetisini zayıflatabiliyor. Bu durum, bireylerin daha az düşünüp daha hızlı hareket etmelerine yol açarak dürtüsel davranışı artırıyor.
Psikiyatr ve davranış bilimleri uzmanları, özellikle dijital platformlarda maruz kalınan bilgi akışının hızını ve yoğunluğunu eleştiriyor. Sosyal medyada ya da haber platformlarında sıkça karşılaşılan kışkırtıcı başlıklar ve dramatik içerikler, öfke duygusunu bir anlamda manipüle ederek bireylerin karar mekanizmalarını bilinçsizce etkileyebiliyor. Bu durum, özellikle politik, sosyal veya ekonomik konular üzerinden yayılan kutuplaştırıcı gönderilerde daha çok hissediliyor.
Çözüm önerileri arasında duygu yönetimini sağlayacak kişisel farkındalık becerilerinin geliştirilmesi, bilinçli medya tüketiminin desteklenmesi ve zihinsel sağlık konusunda bireylerin eğitilmesi yer alıyor. Ayrıca, dijital platformların kullanıcı deneyimlerini daha sağlıklı hale getirecek şekilde düzenlenmesi gerektiği üzerinde de duruluyor.
Öfkeyi tetikleyici içerikler sadece bireyin ruh sağlığını olumsuz etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda toplumsal düzeyde dürtüsellik temelli yanlış kararların artmasına sebep olabiliyor. Bu nedenle bireylerin, tükettiği içeriklere daha seçici bir şekilde yaklaşmasının önemi her geçen gün daha fazla hissediliyor. Bilinçli bir yaklaşım, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde daha sağlıklı kararların alınmasına katkıda bulunacaktır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Öfke Tetikleyen İçerikler Dürtüselliği Artırıyor
Son yıllarda dijital içerik tüketimindeki artışla birlikte, insanların duygusal durumları üzerindeki etkiler daha fazla araştırılmaya başlanmıştır. Özellikle, öfkeyi tetikleyen içeriklerin bireylerdeki davranışsal etkileri üzerine yapılan çalışmalar oldukça çarpıcı sonuçlar ortaya koymaktadır. Uzmanlara göre, bu tür içerikler yalnızca psikolojik bir yanıtı tetiklemekle kalmıyor, aynı zamanda dürtüsel kararların artış göstermesinde de kritik bir rol oynuyor.
Yakın tarihte yayımlanan kapsamlı bir araştırma, öfkelenmeye yol açan sosyal medya gönderileri, videolar veya haber içeriklerinin bireylerin mantıklı karar alma süreçlerini nasıl sekteye uğrattığını ele aldı. Araştırmaya katılan bireylerin büyük bir kısmı, öfke uyandırıcı içerikleri tükettikten sonra duygusal tepkilerini kontrol etmekte zorlandıklarını belirtti. Dahası, bu kontrol eksikliği sık sık ani ve düşüncesizce alınmış kararlarla sonuçlandı.
Uzmanlar, öfke ve dürtüsellik arasındaki ilişkiyi anlamada beynin biyokimyasal süreçlerinin de önemli bir rol oynadığını ifade ediyor. Öfke sırasında stres hormonu kortizolün seviyesinin yükselmesi ve dopamin sistemindeki düzensizlikler, bireyin uzun vadeli planlama yapma yetisini zayıflatabiliyor. Bu durum, bireylerin daha az düşünüp daha hızlı hareket etmelerine yol açarak dürtüsel davranışı artırıyor.
Psikiyatr ve davranış bilimleri uzmanları, özellikle dijital platformlarda maruz kalınan bilgi akışının hızını ve yoğunluğunu eleştiriyor. Sosyal medyada ya da haber platformlarında sıkça karşılaşılan kışkırtıcı başlıklar ve dramatik içerikler, öfke duygusunu bir anlamda manipüle ederek bireylerin karar mekanizmalarını bilinçsizce etkileyebiliyor. Bu durum, özellikle politik, sosyal veya ekonomik konular üzerinden yayılan kutuplaştırıcı gönderilerde daha çok hissediliyor.
Çözüm önerileri arasında duygu yönetimini sağlayacak kişisel farkındalık becerilerinin geliştirilmesi, bilinçli medya tüketiminin desteklenmesi ve zihinsel sağlık konusunda bireylerin eğitilmesi yer alıyor. Ayrıca, dijital platformların kullanıcı deneyimlerini daha sağlıklı hale getirecek şekilde düzenlenmesi gerektiği üzerinde de duruluyor.
Öfkeyi tetikleyici içerikler sadece bireyin ruh sağlığını olumsuz etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda toplumsal düzeyde dürtüsellik temelli yanlış kararların artmasına sebep olabiliyor. Bu nedenle bireylerin, tükettiği içeriklere daha seçici bir şekilde yaklaşmasının önemi her geçen gün daha fazla hissediliyor. Bilinçli bir yaklaşım, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde daha sağlıklı kararların alınmasına katkıda bulunacaktır.
(Fatma Hatun Altıkardeş)
Kaynak: Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler