Oruç tutmak, dini ve kültürel bir ibadet olmanın ötesinde, sağlık üzerindeki olumlu etkileriyle de dikkat çekiyor.
Haber Giriş Tarihi: 28.02.2025 16:38
Haber Güncellenme Tarihi: 28.02.2025 16:39
Kaynak:
Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
Yapılan bilimsel araştırmalar, oruç tutmanın kalp sağlığına destekleyici bir etkisi olduğunu ve kardiyovasküler hastalık riskini azaltabileceğini gösteriyor. Uzmanlar, özellikle kan basıncının dengelenmesi, kötü kolesterol seviyelerinin düşmesi ve iltihaplanmanın azalması gibi etkilerin oruç sayesinde görülebileceğini belirtiyor.
Son yıllarda yapılan birçok çalışma, oruç tutmanın kardiyovasküler sistem üzerindeki olumlu etkilerini gözler önüne serdi. American Journal of Cardiology'de yayımlanan bir araştırma, düzenli oruç tutan bireylerde koroner arter hastalığı riskinin önemli ölçüde azaldığını ortaya koydu. Çalışmaya göre, oruç süresince vücutta metabolik değişimler meydana geliyor ve bu değişimler kalp hastalıklarına karşı koruyucu rol oynuyor.
Bir başka araştırma ise Intermountain Healthcare Heart Institute tarafından yapıldı. 2.000’den fazla kişi üzerinde gerçekleştirilen bu araştırmada, düzenli aralıklarla oruç tutan bireylerde kalp yetmezliği ve kalp krizi riskinin daha düşük olduğu tespit edildi. Uzmanlar, özellikle açlık süresince vücudun yağ yakımına yöneldiğini, insülin duyarlılığının arttığını ve kan damarlarının daha sağlıklı hale geldiğini vurguluyor.
Oruç tutmak, kötü kolesterol (LDL) seviyelerinin düşmesine ve iyi kolesterol (HDL) seviyelerinin artmasına yardımcı olabilir. 2021 yılında yapılan bir çalışmada, Ramazan ayında oruç tutan bireylerde LDL seviyelerinin düştüğü ve bunun kalp-damar hastalıkları riskini azalttığı gözlemlendi.
Hipertansiyon, kalp hastalıklarının en önemli nedenlerinden biridir. Oruç süresince sodyum alımının azalması ve vücudun tuz dengesinin korunması, kan basıncının dengelenmesine yardımcı olur. Araştırmalar, düzenli oruç tutan bireylerde sistolik ve diyastolik kan basıncının düştüğünü ve bu etkinin uzun vadede kalp hastalıklarını önleyebileceğini gösteriyor.
Kronik inflamasyon (iltihaplanma), kalp hastalıklarının önemli bir tetikleyicisidir. Oruç sırasında vücutta inflamatuar proteinlerin seviyesinin düştüğü ve hücrelerin kendini yenileme sürecine girdiği bilinmektedir. Cell Metabolism dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, aralıklı oruç uygulamalarında inflamatuar belirteçler önemli ölçüde azalmaktadır.
Diyabet, kalp hastalıklarıyla doğrudan bağlantılı bir rahatsızlıktır. Oruç sırasında, insülin seviyeleri düşer ve hücreler insüline karşı daha duyarlı hale gelir. Bu durum, kan şekeri seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olur ve tip 2 diyabet riskini azaltabilir.
Oksidatif stres, serbest radikallerin vücutta artması sonucu ortaya çıkan bir durumdur ve kalp-damar hastalıklarına yol açabilir. Oruç sırasında vücut antioksidan enzimleri daha fazla üretir ve hücre hasarı önlenir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Oruç tutmak kalp sağlığını destekliyor
Oruç tutmak, dini ve kültürel bir ibadet olmanın ötesinde, sağlık üzerindeki olumlu etkileriyle de dikkat çekiyor.
Yapılan bilimsel araştırmalar, oruç tutmanın kalp sağlığına destekleyici bir etkisi olduğunu ve kardiyovasküler hastalık riskini azaltabileceğini gösteriyor. Uzmanlar, özellikle kan basıncının dengelenmesi, kötü kolesterol seviyelerinin düşmesi ve iltihaplanmanın azalması gibi etkilerin oruç sayesinde görülebileceğini belirtiyor.
Son yıllarda yapılan birçok çalışma, oruç tutmanın kardiyovasküler sistem üzerindeki olumlu etkilerini gözler önüne serdi. American Journal of Cardiology'de yayımlanan bir araştırma, düzenli oruç tutan bireylerde koroner arter hastalığı riskinin önemli ölçüde azaldığını ortaya koydu. Çalışmaya göre, oruç süresince vücutta metabolik değişimler meydana geliyor ve bu değişimler kalp hastalıklarına karşı koruyucu rol oynuyor.
Bir başka araştırma ise Intermountain Healthcare Heart Institute tarafından yapıldı. 2.000’den fazla kişi üzerinde gerçekleştirilen bu araştırmada, düzenli aralıklarla oruç tutan bireylerde kalp yetmezliği ve kalp krizi riskinin daha düşük olduğu tespit edildi. Uzmanlar, özellikle açlık süresince vücudun yağ yakımına yöneldiğini, insülin duyarlılığının arttığını ve kan damarlarının daha sağlıklı hale geldiğini vurguluyor.
Oruç tutmak, kötü kolesterol (LDL) seviyelerinin düşmesine ve iyi kolesterol (HDL) seviyelerinin artmasına yardımcı olabilir. 2021 yılında yapılan bir çalışmada, Ramazan ayında oruç tutan bireylerde LDL seviyelerinin düştüğü ve bunun kalp-damar hastalıkları riskini azalttığı gözlemlendi.
Hipertansiyon, kalp hastalıklarının en önemli nedenlerinden biridir. Oruç süresince sodyum alımının azalması ve vücudun tuz dengesinin korunması, kan basıncının dengelenmesine yardımcı olur. Araştırmalar, düzenli oruç tutan bireylerde sistolik ve diyastolik kan basıncının düştüğünü ve bu etkinin uzun vadede kalp hastalıklarını önleyebileceğini gösteriyor.
Kronik inflamasyon (iltihaplanma), kalp hastalıklarının önemli bir tetikleyicisidir. Oruç sırasında vücutta inflamatuar proteinlerin seviyesinin düştüğü ve hücrelerin kendini yenileme sürecine girdiği bilinmektedir. Cell Metabolism dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, aralıklı oruç uygulamalarında inflamatuar belirteçler önemli ölçüde azalmaktadır.
Diyabet, kalp hastalıklarıyla doğrudan bağlantılı bir rahatsızlıktır. Oruç sırasında, insülin seviyeleri düşer ve hücreler insüline karşı daha duyarlı hale gelir. Bu durum, kan şekeri seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olur ve tip 2 diyabet riskini azaltabilir.
Oksidatif stres, serbest radikallerin vücutta artması sonucu ortaya çıkan bir durumdur ve kalp-damar hastalıklarına yol açabilir. Oruç sırasında vücut antioksidan enzimleri daha fazla üretir ve hücre hasarı önlenir.
(Fatma Hatun Altıkardeş)
Kaynak: Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler