Pasifik adalarında deniz seviyeleri yükselecek

Deniz seviyelerinin yükselmesindeki en büyük etken, küresel ısınma nedeniyle buzulların erimesi ve okyanus sularının genişlemesi. Araştırmalar, dünya genelindeki buzulların hızla eridiğini ve bu sürecin okyanus seviyelerini her yıl milimetrelerce yükselttiğini gösteriyor. Özellikle Grönland ve Antarktika'daki buz tabakaları, büyük su kütlelerinin denize karışmasına neden oluyor.

Pasifik Okyanusu'ndaki küçük ada devletleri, bu yükselmeye karşı en savunmasız bölgelerden biri olarak öne çıkıyor. Çünkü bu adaların büyük bir kısmı, deniz seviyesine oldukça yakın ve doğal savunma sistemleri (örneğin, mercan resifleri) iklim değişikliği nedeniyle zayıflamış durumda.

   Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından yayınlanan son raporlara göre, Pasifik Okyanusu’ndaki deniz seviyesi 2050 yılına kadar 30 cm’ye kadar yükselebilir. Avustralya merkezli bir iklim araştırma enstitüsü tarafından yapılan çalışma ise, birçok Pasifik ada ülkesinin yüzyılın sonuna kadar sular altında kalma riskiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor.

Marshall Adaları, Tuvalu, Kiribati gibi düşük rakımlı ülkeler, bu riskin en yüksek olduğu yerler arasında. Araştırmalara göre, bu ada ülkelerinde yaşayan milyonlarca insan, evlerini ve geçim kaynaklarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Ayrıca bu bölgelerdeki tarım, balıkçılık ve turizm gibi ekonomik faaliyetler de büyük zarar görecek.

 Ada halkları, deniz seviyelerindeki bu artışa karşı mücadele etmeye çalışsa da, yerel imkanlar bu tehdidin üstesinden gelmekte yetersiz kalıyor. Yapılan anketler, birçok ada sakininin iklim değişikliğinin farkında olduğunu, ancak yer değiştirmek zorunda kalmaktan endişe duyduğunu gösteriyor. Özellikle Kiribati gibi ülkelerde, hükümetler uzun vadede deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle büyük ölçekli göç planları yapmaya başlamış durumda.

Fiji hükümeti ise deniz seviyelerinin artması durumunda Tuvalu gibi diğer ada devletlerinden gelen iklim mültecilerini kabul etme yönünde kararlar alıyor. Ancak bu tür çözümler, ekonomik ve sosyal açıdan ciddi zorluklar doğurabilir.

 Deniz seviyesindeki artış, yalnızca ada sakinlerini yerinden etmekle kalmayacak; aynı zamanda bölgedeki ekosistemleri de olumsuz etkileyecek. Mercan resifleri, mangrov ormanları ve kıyı ekosistemleri, yükselen deniz seviyesinden olumsuz etkilenecek ve bu da deniz canlılarının yaşam alanlarını tehlikeye sokacak.

Ayrıca, bu ekosistemlerin yok olmasıyla birlikte, bölgedeki balıkçılık gibi geçim kaynakları ciddi şekilde zarar görecek. Turizm sektörü de adaların doğal güzelliklerinin yok olmasından olumsuz etkilenecek ve bu durum ada ekonomilerini çöküşe sürükleyebilir.

 Bilim insanları ve çevre örgütleri, Pasifik adalarını kurtarmak için acil eylem çağrısında bulunuyor. BM ve diğer uluslararası kuruluşlar, bu adaların korunması için küresel çapta karbon salınımının azaltılması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, deniz seviyesinin yükselmesinden en çok etkilenecek olan bölgeler için uluslararası yardım fonları ve adaptasyon projelerinin devreye girmesi gerektiği de sıklıkla dile getiriliyor.

(Dilvin Altıkardeş)