Rüya ruhu dinlendirir

Birçok bilimsel araştırmanın odaklandığı konulardan biri olan rüya görme süreçleri, beynin REM (Hızlı Göz Hareketi) uykusu sırasında yoğunlaştığı evrede oluşur. Bu evre, beynin çeşitli hatıraları işleyip düzenlediği, problem çözme yeteneklerini geliştirdiği ve duygusal travmaları işlediği bir zaman dilimi olarak öne çıkıyor. Nitekim geçen yıl Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada, düzenli ve sağlıklı REM uykusu alan bireylerin stresle daha iyi başa çıktığı ve ruhsal dengeyi koruma konusunda daha başarılı olduğu belirlendi.

Bu konuda araştırmalarını sürdüren nörobilimcilere göre rüyalar, zihinsel karmaşayı organize eden birer araç gibi çalışıyor. Özellikle duygusal olarak zorlayıcı dönemlerde görülen rüyalar, bilinçaltında biriken negatif enerjiyi dışa yansıtıp, bireyin iç huzuru bulmasına destek sağlayabiliyor. Örneğin, yapay zekâyla desteklenen beyin taramalarıyla gerçekleştirilen son deneylerde, katılımcıların rüyalarında travmatik olayları işleme şekillerinin, iyileşme süreçlerine olumlu katkı sağladığı gözlemlenmiş durumda.

Psikologlar ve uyku terapistleri de bu konuda hemfikir. Onlara göre düzenli ve yeterli uyku almaksızın rüyaların iyileştirici gücünden faydalanmak mümkün değil. Ancak günümüzün hızlı yaşam temposunda birçok birey bu fırsatı değerlendiremiyor. Uzmanlar, ruhu dinlendiren bir uyku deneyimi için yatmadan önce teknoloji cihazlarından uzak durmayı, meditasyon veya gevşeme egzersizleri yapmayı ve uyku saatlerinin düzenli olmasını öneriyor.

Görünen o ki rüyalar, sadece uyku sırasında geçen rastgele görüntülerden ibaret değil; aynı zamanda zihinsel ve duygusal sağlığımıza dokunan hayati bir işlev üstleniyor. Rüyalara bilimsel bir mercekten bakıldığında, onların aslında bizi karmaşık dünyamızda yönlendiren ve ruhumuzu şarj eden sessiz bir şifacı olduklarını söylemek mümkün.

(Dilvin Altıkardeş)