Sağlıkta Beyin Göçü: Her Ay Yüzlerce Doktor Yurt Dışına Gidiyor

Yüksek yaşam maliyetleri, çalışma şartlarının zorluğu ve kariyer fırsatlarının sınırlı olması gibi pek çok faktör, doktorları yurt dışına yönelten başlıca sebepler arasında yer alıyor. Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) yayınladığı verilere göre, yalnızca 2023’ün ilk üç ayında, üç binin üzerinde doktor yurtdışında çalışma izni almak için başvuruda bulundu. Bu sayının yıl sonunda on binlere ulaşması öngörülüyor. Sağlık alanında hizmet veren uzmanların yaptıkları araştırmalar, son beş yılda bu yönelimde %300’ü aşan bir artış olduğunu ortaya koyuyor.

Özellikle genç doktorlar ve uzmanlık eğitimi almış sağlık çalışanları, kariyerlerini

Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş ülkelere taşımayı tercih ediyor. Doktorlar bu tercihlerini yaparken genellikle daha yüksek maaşlar, modern teknolojilere erişim ve daha uygun çalışma koşulları gibi faktörleri göz önünde bulunduruyor. Bunun yanı sıra mesleki bağımsızlık ve saygınlık da yurt dışına gitme kararı üzerinde belirleyici oluyor.

Almanya, İngiltere ve Kanada gibi ülkeler ise sağlık alanında nitelikli iş gücü açığını kapatmak için Türk doktorlara yönelik özel programlar sunuyor. Yurt dışında çalışma kararı alan doktorlarla yapılan ankette, %70’den fazlası daha iyi maddi olanaklar elde etme arzusunu ayrılma gerekçesi olarak gösterirken, %20’lik bir kesim ise Türkiye’deki mesleki tatmin düzeyinin yetersizliğinden şikâyet ediyor. Sağlık Bakanlığı ise bu endişe verici tablo karşısında çeşitli adımlar atmaya çalışıyor. Son olarak sağlık çalışanlarının maaşlarında iyileştirme yapılması ve iş yükünün azaltılması gibi kapsamlı düzenlemeler gündeme getirildi.

Ancak uzmanlara göre bu tür önlemler, uzun vadede sağlık sektöründeki beyin göçünü frenlemek için yeterli olmayabilir. Kalıcı reformlar, mesleki gelişimi destekleyecek programlar ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gibi daha geniş çaplı stratejiler gerekiyor. Türkiye’nin sağlık sektöründe yaşadığı bu büyük dönüşüm, ülke içinde doktor eksikliğine bağlı olarak hizmet kalitesinde düşüş riskini de beraberinde getiriyor. Sağlıkta planlamada kritik adımlar atılmazsa, küresel rekabet ortamında Türkiye’nin sağlık hizmetlerini sürdürmekte zorlanabileceği belirtiliyor. Bu sorunun çözümü için hem kamusal düzenlemelere hem de akademik bir çerçevede yapılacak detaylı analizlere ihtiyaç duyuluyor.

(Dilvin Altıkardeş)