Türkiye'nin savunma bütçesi, artan jeopolitik gerilimler ve bölgesel tehditlere karşı yetersiz kalıyor. Uzmanlar, yeni nesil askeri sistemler ve savunma ihtiyaçları göz önünde bulundurulduğunda bütçenin artırılması gerektiğini savunuyor. NATO’nun savunma harcaması önerilerine kıyasla Türkiye'nin mevcut harcama oranı, operasyonel gereksinimleri karşılamada yetersiz kalıyor ve savunma sanayi projelerinin yavaşlamasına neden oluyor.
Haber Giriş Tarihi: 18.10.2024 17:53
Haber Güncellenme Tarihi: 18.10.2024 17:53
Kaynak:
Özkan GÜNGÖRMEZ
Savunma Bakanlığı verilerine göre, 2024 yılı savunma bütçesi 790 milyar TL olarak belirlendi. Ancak kur dalgalanmaları ve yüksek enflasyon, bu bütçenin etkin kullanımını zorlaştırıyor. Uzmanlar, bu miktarın modern savunma ihtiyaçları için döviz bazında yetersiz kaldığını belirtiyor. Türkiye’nin 2024 bütçesi, GSYH’nin %1,6’sına denk gelirken, NATO üyesi ülkelerden beklenen oran en az %2.
-Fransa ve Almanya gibi Avrupa ülkeleri, savunma bütçelerini hızla artırarak GSYH’lerinin %2,3’üne çıkardı.
-Polonya ve Baltık ülkeleri ise Rusya tehdidine karşı oranlarını %4’lere kadar yükseltti.
Türkiye, sınır güvenliği, Suriye ve Doğu Akdeniz’deki risklerin artmasına rağmen benzer düzeyde bütçe artışları gerçekleştiremiyor.
Savunma bütçesindeki yetersizlik, özellikle yerli projelerin ilerleyişini olumsuz etkiliyor. Yapılan araştırmalara göre:
-Milli Muharip Uçak (MMU) ve HISAR hava savunma sistemi gibi projelerde gecikmeler yaşanabilir.
-Akıllı mühimmat üretimi ve elektronik harp sistemleri geliştirilmesi için daha fazla yatırım gerekiyor.
-Bakım ve modernizasyon projeleri de ödenek yetersizliği nedeniyle ertelenmek zorunda kalıyor.
Saha operasyonları da mali baskıdan etkileniyor. Güvenlik analistleri, askeri teçhizatın modernizasyonunun aksamasının, Türkiye’nin hem savunma hem de operasyonel kabiliyetlerinde zaaf oluşturabileceğini ifade ediyor.
Türkiye, Suriye’deki çatışmalar, Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanı anlaşmazlıkları, PKK ve terör tehdidi gibi çok cepheli güvenlik riskleriyle karşı karşıya. Ancak artan risklere rağmen operasyonel maliyetler için gerekli kaynaklar sağlanamıyor.
Uzmanlara göre, Türkiye'nin savunma kapasitesini artırması gereken başlıca alanlar şunlar:
--İnsansız Hava Araçları (İHA) ve SİHA yatırımları
--Siber güvenlik altyapısı
--Hava ve füze savunma sistemleri
Buna ek olarak, NATO’nun bölgesel savunma politikalarına daha etkin katılım gösterebilmek için de ek bütçe ayrılması gerekiyor.
Savunma sanayi projelerinin büyük bir kısmı dövize endeksli olduğu için, kurdaki dalgalanmalar maliyetleri artırıyor. Uzmanlar, yüksek enflasyonun hammadde temini ve yabancı parça ithalatında sorun yarattığını belirtiyor. Bu durum, hem yeni projeleri hem de mevcut sistemlerin bakımını zorlaştırıyor. Özellikle akaryakıt ve mühimmat fiyatlarındaki artış, saha operasyonlarının maliyetini katlıyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Savunma bütçesi yetersiz!
Türkiye'nin savunma bütçesi, artan jeopolitik gerilimler ve bölgesel tehditlere karşı yetersiz kalıyor. Uzmanlar, yeni nesil askeri sistemler ve savunma ihtiyaçları göz önünde bulundurulduğunda bütçenin artırılması gerektiğini savunuyor. NATO’nun savunma harcaması önerilerine kıyasla Türkiye'nin mevcut harcama oranı, operasyonel gereksinimleri karşılamada yetersiz kalıyor ve savunma sanayi projelerinin yavaşlamasına neden oluyor.
Savunma Bakanlığı verilerine göre, 2024 yılı savunma bütçesi 790 milyar TL olarak belirlendi. Ancak kur dalgalanmaları ve yüksek enflasyon, bu bütçenin etkin kullanımını zorlaştırıyor. Uzmanlar, bu miktarın modern savunma ihtiyaçları için döviz bazında yetersiz kaldığını belirtiyor. Türkiye’nin 2024 bütçesi, GSYH’nin %1,6’sına denk gelirken, NATO üyesi ülkelerden beklenen oran en az %2.
-Fransa ve Almanya gibi Avrupa ülkeleri, savunma bütçelerini hızla artırarak GSYH’lerinin %2,3’üne çıkardı.
-Polonya ve Baltık ülkeleri ise Rusya tehdidine karşı oranlarını %4’lere kadar yükseltti.
Türkiye, sınır güvenliği, Suriye ve Doğu Akdeniz’deki risklerin artmasına rağmen benzer düzeyde bütçe artışları gerçekleştiremiyor.
Savunma bütçesindeki yetersizlik, özellikle yerli projelerin ilerleyişini olumsuz etkiliyor. Yapılan araştırmalara göre:
-Milli Muharip Uçak (MMU) ve HISAR hava savunma sistemi gibi projelerde gecikmeler yaşanabilir.
-Akıllı mühimmat üretimi ve elektronik harp sistemleri geliştirilmesi için daha fazla yatırım gerekiyor.
-Bakım ve modernizasyon projeleri de ödenek yetersizliği nedeniyle ertelenmek zorunda kalıyor.
Saha operasyonları da mali baskıdan etkileniyor. Güvenlik analistleri, askeri teçhizatın modernizasyonunun aksamasının, Türkiye’nin hem savunma hem de operasyonel kabiliyetlerinde zaaf oluşturabileceğini ifade ediyor.
Türkiye, Suriye’deki çatışmalar, Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanı anlaşmazlıkları, PKK ve terör tehdidi gibi çok cepheli güvenlik riskleriyle karşı karşıya. Ancak artan risklere rağmen operasyonel maliyetler için gerekli kaynaklar sağlanamıyor.
Uzmanlara göre, Türkiye'nin savunma kapasitesini artırması gereken başlıca alanlar şunlar:
--İnsansız Hava Araçları (İHA) ve SİHA yatırımları
--Siber güvenlik altyapısı
--Hava ve füze savunma sistemleri
Buna ek olarak, NATO’nun bölgesel savunma politikalarına daha etkin katılım gösterebilmek için de ek bütçe ayrılması gerekiyor.
Savunma sanayi projelerinin büyük bir kısmı dövize endeksli olduğu için, kurdaki dalgalanmalar maliyetleri artırıyor. Uzmanlar, yüksek enflasyonun hammadde temini ve yabancı parça ithalatında sorun yarattığını belirtiyor. Bu durum, hem yeni projeleri hem de mevcut sistemlerin bakımını zorlaştırıyor. Özellikle akaryakıt ve mühimmat fiyatlarındaki artış, saha operasyonlarının maliyetini katlıyor.
(Özkan Güngörmez)
Kaynak: Özkan GÜNGÖRMEZ
En Çok Okunan Haberler