Sigara mesane kanserinde temel risk faktörlerinden biri 

Bilimsel araştırmalar, sigara içen bireylerin mesane kanserine yakalanma olasılığının içmeyenlere göre 3 ila 4 kat daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır.

   Sigara dumanında bulunan yaklaşık 60’tan fazla kanserojen madde, solunum yoluyla vücuda alındıktan sonra kan dolaşımıyla böbreklere ulaşır ve ardından idrarla birlikte mesanede birikir. Bu kanserojen maddeler, mesane duvarında DNA hasarına yol açarak hücrelerde kontrolsüz çoğalmayı tetikleyebilir. Özellikle benzopiren ve nitrozaminler gibi maddelerin mesane kanseri riskini artırdığı bilinmektedir.

Türkiye’de her yıl yaklaşık 20 bin yeni mesane kanseri vakası teşhis edilmektedir ve bu vakaların %50’den fazlası sigara kullanımıyla ilişkilendirilmektedir. Dünya genelinde yapılan araştırmalar, erkeklerin mesane kanserine yakalanma riskinin kadınlara göre daha yüksek olduğunu göstermektedir ki bu durum, erkeklerde sigara içme oranının daha yüksek olmasıyla ilişkilendirilmektedir.

Sadece aktif sigara içicileri değil, aynı zamanda pasif içiciler de risk altındadır. Araştırmalar, sigara dumanına düzenli olarak maruz kalan bireylerin de mesane kanseri geliştirme olasılığının arttığını ortaya koymuştur.

   Mesane kanserinde erken teşhis, hastalığın tedavi edilebilirliği açısından kritik öneme sahiptir. Sigara içen bireylerde idrarda kan görülmesi, sık idrara çıkma veya idrar yaparken ağrı gibi semptomlar gözlemlendiğinde vakit kaybetmeden bir uzmana başvurulması önerilmektedir.

Sigaranın bırakılması, mesane kanseri riskini azaltmada atılacak en önemli adımdır. Araştırmalar, sigarayı bırakan bireylerin riskinin, bıraktıktan 10 yıl sonra sigara içmeyen bireylerin seviyesine yakınlaştığını göstermektedir. Bununla birlikte, toplumda farkındalık artırıcı kampanyalar düzenlenmesi ve sigara kullanımının zararları hakkında daha fazla bilgilendirme yapılması gerekmektedir.

(Fatma Hatun Altıkardeş)