Günümüzde sosyal medya, hayatlarımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Hemen hemen herkesin günlük yaşamında aktif bir şekilde kullandığı sosyal medya platformları, hem bilgi paylaşımı hem de sosyalleşme amacıyla önemli bir araç haline geldi. Ancak bu dijital dünyada paylaşılan içeriklerin mutluluk üzerindeki etkileri, son yıllarda pek çok araştırmaya konu olmuş durumda. Kimi uzmanlar, sosyal medyanın, özellikle genç kullanıcılar arasında "mutluluk baskısı" oluşturduğu ve psikolojik açıdan olumsuz etkiler doğurduğu görüşündeler.
Haber Giriş Tarihi: 10.05.2025 17:44
Haber Güncellenme Tarihi: 10.05.2025 17:44
Kaynak:
Ayşe CANDAN
Yapılan çeşitli araştırmalar, insanların sosyal medyada genellikle yalnızca yaşamlarının iyi yönlerini paylaşma eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor. Paylaşılan bu "ideal yaşam" görüntüleri, diğer kullanıcılar üzerinde kıyaslama baskısı yaratarak yetersizlik duygularını tetikleyebiliyor. Özellikle mükemmel tatiller, lüks yaşam tarzları ya da kusursuz görünüşler gibi içeriklerin sürekli göz önünde olması, bireylerde var olan mutluluk standartlarını yükseltiyor ve ulaşılamaz hedefler oluşturuyor.
2022 yılında yapılan kapsamlı bir araştırmada, 18-24 yaş grubundaki sosyal medya kullanıcılarının yüzde 60’ından fazlasının, gördükleri içeriklere bakarak kendi yaşamlarından memnuniyetsizlik duydukları tespit edildi. Bu durumun, bireylerin özsaygılarında düşüşe ve ruh halinde olumsuz değişikliklere yol açtığı belirtildi. Aynı araştırmada, özellikle Instagram ve TikTok platformlarının yoğun görsel içerikleri nedeniyle mutluluk baskısını artırdığına dikkat çekildi.
Uzmanlar, bu etkiyi azaltmak adına kullanıcıların daha farkındalıklı davranmaları gerektiğini vurguluyor. Sosyal medyada paylaşılan her şeyin bir "özet" olduğunu anlamak ve gerçek hayatın kompleks yapısını hesaba katmak, bu baskıyı hafifletebilir. Bunun yanı sıra belirli zamanlarda sosyal medya molaları vermek, paylaşım yaparken samimiyeti ön planda tutmak ve kullanıcıların gerçekçi yaklaşımları teşvik edilmesi faydalı olabilir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sosyal Medya Mutluluk Baskısı Yaratıyor
Günümüzde sosyal medya, hayatlarımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Hemen hemen herkesin günlük yaşamında aktif bir şekilde kullandığı sosyal medya platformları, hem bilgi paylaşımı hem de sosyalleşme amacıyla önemli bir araç haline geldi. Ancak bu dijital dünyada paylaşılan içeriklerin mutluluk üzerindeki etkileri, son yıllarda pek çok araştırmaya konu olmuş durumda. Kimi uzmanlar, sosyal medyanın, özellikle genç kullanıcılar arasında "mutluluk baskısı" oluşturduğu ve psikolojik açıdan olumsuz etkiler doğurduğu görüşündeler.
Yapılan çeşitli araştırmalar, insanların sosyal medyada genellikle yalnızca yaşamlarının iyi yönlerini paylaşma eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor. Paylaşılan bu "ideal yaşam" görüntüleri, diğer kullanıcılar üzerinde kıyaslama baskısı yaratarak yetersizlik duygularını tetikleyebiliyor. Özellikle mükemmel tatiller, lüks yaşam tarzları ya da kusursuz görünüşler gibi içeriklerin sürekli göz önünde olması, bireylerde var olan mutluluk standartlarını yükseltiyor ve ulaşılamaz hedefler oluşturuyor.
2022 yılında yapılan kapsamlı bir araştırmada, 18-24 yaş grubundaki sosyal medya kullanıcılarının yüzde 60’ından fazlasının, gördükleri içeriklere bakarak kendi yaşamlarından memnuniyetsizlik duydukları tespit edildi. Bu durumun, bireylerin özsaygılarında düşüşe ve ruh halinde olumsuz değişikliklere yol açtığı belirtildi. Aynı araştırmada, özellikle Instagram ve TikTok platformlarının yoğun görsel içerikleri nedeniyle mutluluk baskısını artırdığına dikkat çekildi.
Uzmanlar, bu etkiyi azaltmak adına kullanıcıların daha farkındalıklı davranmaları gerektiğini vurguluyor. Sosyal medyada paylaşılan her şeyin bir "özet" olduğunu anlamak ve gerçek hayatın kompleks yapısını hesaba katmak, bu baskıyı hafifletebilir. Bunun yanı sıra belirli zamanlarda sosyal medya molaları vermek, paylaşım yaparken samimiyeti ön planda tutmak ve kullanıcıların gerçekçi yaklaşımları teşvik edilmesi faydalı olabilir.
(Ayşe Candan)
Kaynak: Ayşe CANDAN
En Çok Okunan Haberler