Tehlikeli Oran: Artan Obezite Oranı Sağlık Sorunlarını Büyütüyor
Tehlikeli Oran: Artan Obezite Oranı Sağlık Sorunlarını Büyütüyor
Türkiye’deki obezite oranı son yıllarda hızla artış gösteriyor. Sağlık Bakanlığı'nın 2024 verilerine göre, Türkiye'deki obezite oranı %30'u aşmış durumda. Bu oran, sadece bireylerin sağlığını değil, toplumun genel sağlık yapısını da tehdit etmeye devam ediyor. Obezite, birçok kronik hastalığın tetikleyicisi olmasının yanı sıra, ekonomik maliyetleriyle de ülke için büyük bir tehdit oluşturuyor. Uzmanlar, obezite oranındaki bu artışın önüne geçilmemesi durumunda daha büyük sağlık krizlerinin yaşanabileceği konusunda uyarıyor.
Haber Giriş Tarihi: 12.02.2025 16:18
Haber Güncellenme Tarihi: 12.02.2025 16:18
Kaynak:
Dilvin ALTIKARDEŞ
Obezite, kişinin vücut kitle indeksinin (BMI) 30'un üzerinde olması durumunda teşhis edilen bir hastalık olarak tanımlanıyor. Son yıllarda Türkiye'de obeziteye bağlı hastalıklar, kalp hastalıkları, diyabet, kanser ve hipertansiyon gibi ciddi sağlık sorunlarını tetikliyor. Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında obezite oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri haline gelmiş durumda.
Türk Kardiyoloji Derneği'ne göre, obezite kalp-damar hastalıkları için büyük bir risk faktörü oluşturuyor. Her 3 kişiden biri obez ve bu oran, özellikle büyükşehirlerde hızla artıyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde, obezite oranı %35'i buluyor. Obezite oranının yüksek olduğu bölgelerde, kalp krizi, felç ve tansiyon hastalıkları da ciddi bir artış gösteriyor.
Uzmanlar, obezite oranlarındaki artışı, hızla değişen yaşam tarzı, beslenme alışkanlıklarındaki bozulma ve fiziksel aktivitenin azalmasına bağlıyor. Türkiye'deki hızlı yaşam temposu ve artan işsizlik gibi faktörler, bireylerin sağlıklı yemekler yerine hazır gıdalara yönelmesine neden oluyor. Sosyal medya ve dijitalleşmenin etkisiyle hızla yayılan “fast food” kültürü, obeziteyi artıran etkenlerden biri olarak öne çıkıyor.
Bunun yanı sıra, spor yapmayan bireylerin sayısının artması, çocuklar ve gençler arasında obezitenin en hızlı yayıldığı yaş grubunu oluşturuyor. Ebeveynlerin iş hayatına daha fazla odaklanması ve çocukların fiziksel aktivitelerde bulunma fırsatlarının azalması, obezitenin genç yaşta da görülmesine neden oluyor.
Obezite, yalnızca bireylerin sağlığını etkilemekle kalmıyor; ekonomik açıdan da büyük bir yük oluşturuyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, obezite tedavisi ve tedaviye bağlı hastalıklar için yapılan harcamalar her yıl artıyor. 2024 yılı itibarıyla obeziteye bağlı tedavi masraflarının, ülke bütçesinde %5'lik bir paya sahip olması bekleniyor.
Sağlık ekonomistleri, obezitenin sadece sağlık harcamalarını değil, iş gücü verimliliğini de olumsuz etkilediğini vurguluyor. Obezite, çalışanların iş yerinde daha fazla hastalık izni almasına ve erken emeklilik taleplerine yol açabiliyor. Bu da toplumun üretkenliğini olumsuz etkileyerek ülke ekonomisine ek bir yük getiriyor.
Uzmanlar, obezite ile mücadelede atılacak adımların sadece tıbbi tedavi değil, aynı zamanda toplumun genelinde sağlıklı yaşam alışkanlıklarının teşvik edilmesi gerektiğini belirtiyor. Sağlık Bakanlığı, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları, obeziteyi önlemek için çeşitli bilinçlendirme kampanyaları düzenliyor. Bu kampanyalar, sağlıklı beslenme alışkanlıklarını teşvik etmeyi ve bireyleri fiziksel aktiviteye yönlendirmeyi amaçlıyor.
Ayrıca, obeziteye karşı sağlıklı şehirler yaratmak, spor salonları ve yürüyüş parkurlarının arttırılması gibi adımlar, toplumun genel sağlığını iyileştirebilir. Uzmanlar, çocukların daha erken yaşlarda sağlıklı yaşam tarzlarını benimsemeleri için eğitimlerin zorunlu hale getirilmesini öneriyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Tehlikeli Oran: Artan Obezite Oranı Sağlık Sorunlarını Büyütüyor
Türkiye’deki obezite oranı son yıllarda hızla artış gösteriyor. Sağlık Bakanlığı'nın 2024 verilerine göre, Türkiye'deki obezite oranı %30'u aşmış durumda. Bu oran, sadece bireylerin sağlığını değil, toplumun genel sağlık yapısını da tehdit etmeye devam ediyor. Obezite, birçok kronik hastalığın tetikleyicisi olmasının yanı sıra, ekonomik maliyetleriyle de ülke için büyük bir tehdit oluşturuyor. Uzmanlar, obezite oranındaki bu artışın önüne geçilmemesi durumunda daha büyük sağlık krizlerinin yaşanabileceği konusunda uyarıyor.
Obezite, kişinin vücut kitle indeksinin (BMI) 30'un üzerinde olması durumunda teşhis edilen bir hastalık olarak tanımlanıyor. Son yıllarda Türkiye'de obeziteye bağlı hastalıklar, kalp hastalıkları, diyabet, kanser ve hipertansiyon gibi ciddi sağlık sorunlarını tetikliyor. Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında obezite oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri haline gelmiş durumda.
Türk Kardiyoloji Derneği'ne göre, obezite kalp-damar hastalıkları için büyük bir risk faktörü oluşturuyor. Her 3 kişiden biri obez ve bu oran, özellikle büyükşehirlerde hızla artıyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde, obezite oranı %35'i buluyor. Obezite oranının yüksek olduğu bölgelerde, kalp krizi, felç ve tansiyon hastalıkları da ciddi bir artış gösteriyor.
Uzmanlar, obezite oranlarındaki artışı, hızla değişen yaşam tarzı, beslenme alışkanlıklarındaki bozulma ve fiziksel aktivitenin azalmasına bağlıyor. Türkiye'deki hızlı yaşam temposu ve artan işsizlik gibi faktörler, bireylerin sağlıklı yemekler yerine hazır gıdalara yönelmesine neden oluyor. Sosyal medya ve dijitalleşmenin etkisiyle hızla yayılan “fast food” kültürü, obeziteyi artıran etkenlerden biri olarak öne çıkıyor.
Bunun yanı sıra, spor yapmayan bireylerin sayısının artması, çocuklar ve gençler arasında obezitenin en hızlı yayıldığı yaş grubunu oluşturuyor. Ebeveynlerin iş hayatına daha fazla odaklanması ve çocukların fiziksel aktivitelerde bulunma fırsatlarının azalması, obezitenin genç yaşta da görülmesine neden oluyor.
Obezite, yalnızca bireylerin sağlığını etkilemekle kalmıyor; ekonomik açıdan da büyük bir yük oluşturuyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, obezite tedavisi ve tedaviye bağlı hastalıklar için yapılan harcamalar her yıl artıyor. 2024 yılı itibarıyla obeziteye bağlı tedavi masraflarının, ülke bütçesinde %5'lik bir paya sahip olması bekleniyor.
Sağlık ekonomistleri, obezitenin sadece sağlık harcamalarını değil, iş gücü verimliliğini de olumsuz etkilediğini vurguluyor. Obezite, çalışanların iş yerinde daha fazla hastalık izni almasına ve erken emeklilik taleplerine yol açabiliyor. Bu da toplumun üretkenliğini olumsuz etkileyerek ülke ekonomisine ek bir yük getiriyor.
Uzmanlar, obezite ile mücadelede atılacak adımların sadece tıbbi tedavi değil, aynı zamanda toplumun genelinde sağlıklı yaşam alışkanlıklarının teşvik edilmesi gerektiğini belirtiyor. Sağlık Bakanlığı, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları, obeziteyi önlemek için çeşitli bilinçlendirme kampanyaları düzenliyor. Bu kampanyalar, sağlıklı beslenme alışkanlıklarını teşvik etmeyi ve bireyleri fiziksel aktiviteye yönlendirmeyi amaçlıyor.
Ayrıca, obeziteye karşı sağlıklı şehirler yaratmak, spor salonları ve yürüyüş parkurlarının arttırılması gibi adımlar, toplumun genel sağlığını iyileştirebilir. Uzmanlar, çocukların daha erken yaşlarda sağlıklı yaşam tarzlarını benimsemeleri için eğitimlerin zorunlu hale getirilmesini öneriyor.
(Dilvin Altıkardeş)
Kaynak: Dilvin ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler