Teknoloji Bağımlılığı Küçük Yaşlara İndi

Türkiye'de yapılan güncel araştırmalar, 3-6 yaş arası çocukların günde ortalama 2 ila 4 saatini ekran karşısında geçirdiğini gösteriyor. Özellikle pandemi sonrası dönemde, evde geçirilen zamanın artmasıyla dijital cihazlara erişim kolaylaştı. Ebeveynler, çocuklarını oyalamak amacıyla tabletlere ve telefonlara daha sık başvuruyor. Bu durum kısa vadede rahatlık sağlasa da uzun vadede ciddi bağımlılık belirtilerine yol açabiliyor.

Uzman raporlarına göre, küçük yaşta dijital cihazlara aşırı maruz kalan çocuklarda dikkat dağınıklığı, uyku düzensizlikleri, öfke nöbetleri ve sosyal etkileşimde azalma gibi belirtiler gözleniyor. Okul öncesi çocuklarda ekran süresinin artması, dil gelişimi ve duygusal becerilerin yavaş gelişmesine neden olabiliyor.

Çocukların teknolojiyle kurduğu ilişki büyük ölçüde ebeveynlerinin tutumlarına bağlı. Araştırmalara göre, ebeveynlerin kendi ekran süresi ne kadar uzunsa, çocukların da cihaz başında geçirdiği süre o kadar artıyor. Çocuklar, davranış biçimlerini gözlem yoluyla öğreniyor; dolayısıyla anne babaların dijital alışkanlıkları doğrudan bir model oluşturuyor.

Okula yeni başlayan birçok çocuk, dikkatini toplamakta, yönergeleri takip etmekte ve arkadaş ilişkileri kurmakta zorlanıyor. Öğretmenler, dijital içeriklere alışan çocukların, sınıf ortamında gerçek hayattaki uyarıcılara karşı daha az istekli olduğunu belirtiyor. Bu durum, erken yaşta teknolojiyle yoğun temasın, öğrenme süreci üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ortaya koyuyor.

Teknoloji yaşamın ayrılmaz bir parçası haline geldi; ancak küçük yaşta kontrolsüz kullanım, bağımlılıkla birlikte gelişimsel sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle çocukların dijital dünyayla sağlıklı ve dengeli bir ilişki kurması için erken önlem almak büyük önem taşıyor. Ailelerin ve eğitimcilerin birlikte hareket ederek çocuklara ekran dışında da zengin bir yaşam sunması gerekiyor.

(Dilvin Altıkardeş)