SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Teknolojiyle geçirilen süre arttıkça kaygı ve depresyon seviyeleri yükseliyor

Modern yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelen teknoloji, hayatımızı kolaylaştırmakla birlikte, ruh sağlığı üzerinde de önemli etkiler yaratmaktadır. Yapılan araştırmalar, teknolojiyle geçirilen sürenin artmasının kaygı ve depresyon seviyelerini yükselttiğini ortaya koymaktadır. 

Haber Giriş Tarihi: 26.06.2024 16:04
Haber Güncellenme Tarihi: 26.06.2024 16:04
Kaynak: Dilvin ALTIKARDEŞ
Teknolojiyle geçirilen süre arttıkça kaygı ve depresyon seviyeleri yükseliyor

Akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar ve diğer dijital cihazlar, günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Özellikle gençler arasında sosyal medya, online oyunlar ve sürekli çevrimiçi olma alışkanlıkları yaygınlaşmıştır. Ancak bu yoğun teknoloji kullanımı, ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.

Birçok araştırma, teknoloji kullanımının artmasıyla birlikte kaygı ve depresyon seviyelerinin yükseldiğini göstermektedir. Sürekli çevrimiçi olma ihtiyacı, sosyal medyada geçirilen uzun süreler ve ekran bağımlılığı, bireylerde sosyal izolasyon, uyku bozuklukları ve düşük benlik saygısı gibi sorunlara yol açabilir. Bu durum, zamanla kaygı ve depresyonun artmasına neden olur.

Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yapılan bir araştırmada, günde iki saatten fazla sosyal medya kullanan gençlerde, kaygı ve depresyon belirtilerinin önemli ölçüde arttığı bulunmuştur. Aynı çalışmada, bu gençlerin daha fazla sosyal izolasyon yaşadığı ve uyku düzenlerinin bozulduğu gözlemlenmiştir.

Bir diğer çalışmada, yetişkinler üzerinde yapılan incelemeler, iş dışı teknoloji kullanımının artmasının kaygı ve depresyon seviyelerini artırdığını ortaya koymuştur. Özellikle sürekli e-posta kontrolü, iş stresinin ev hayatına taşınmasına ve bu durumun kronik kaygıya yol açmasına neden olmaktadır.

Uzun süreli ekran kullanımının, beyin kimyasını ve uyku düzenini olumsuz etkilediği bilinmektedir. Mavi ışık maruziyeti, melatonin üretimini baskılayarak uykuya dalma süresini uzatır ve uyku kalitesini düşürür. Bu durum, yorgunluk, dikkat dağınıklığı ve ruh hali bozukluklarına yol açar. Ayrıca, sürekli çevrimiçi olma ihtiyacı, bireylerde "kaçırma korkusu" (FOMO) yaratarak, kaygı seviyelerini artırır.

Ruh sağlığını korumak için teknoloji kullanımını sınırlandırmak önemlidir. Günlük ekran süresi belirlemek ve bu süreyi aşmamak, bireylerin ruh sağlığını olumlu yönde etkileyebilir. Özellikle yatmadan önce ekran kullanımından kaçınmak, uyku kalitesini artırır ve kaygı seviyelerini düşürür.

Dijital detoks, belirli bir süre boyunca dijital cihazlardan uzak durmayı içeren bir uygulamadır. Haftalık veya aylık olarak belirlenen dijital detoks günleri, bireylerin teknoloji bağımlılığından uzaklaşmalarına ve zihinsel olarak rahatlamalarına yardımcı olabilir. Bu süreçte, doğa yürüyüşleri, spor aktiviteleri ve sosyal etkileşimler gibi sağlıklı alternatifler tercih edilmelidir.

Sosyal medya kullanımını azaltmak ve daha anlamlı etkileşimler kurmak, ruh sağlığını korumada etkili olabilir. Sosyal medya hesaplarında takip edilen içeriklerin gözden geçirilmesi, olumsuz etkiler yaratan hesapların takibinin bırakılması ve pozitif içeriklerin tercih edilmesi, kaygı ve depresyon seviyelerini düşürebilir.

Kaygı ve depresyon belirtileri şiddetli ise, profesyonel destek almak önemlidir. Psikologlar ve psikiyatristler, bireylere uygun tedavi yöntemleri sunarak, teknoloji bağımlılığı ve ruh sağlığı sorunlarıyla başa çıkmalarına yardımcı olabilir.

(Dilvin Altıkardeş)

Kaynak: Dilvin ALTIKARDEŞ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.