Son yıllarda dünya genelinde doğal afetlerin sıklığında ve şiddetinde önemli bir artış yaşanıyor.
Haber Giriş Tarihi: 22.05.2025 14:09
Haber Güncellenme Tarihi: 22.05.2025 14:14
Kaynak:
Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
Türkiye de bu küresel eğilimin dışında değil. Özellikle deprem kuşağında yer alan bir ülke olması, Türkiye’nin doğal afetlere hazırlık konusunda yüksek bir farkındalık ve planlama gereksinimini ortaya koyuyor. 1999 Marmara Depremi'nin ardından geçen yıllarda, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde afet yönetimi stratejilerinde önemli gelişmeler yaşandı. Ancak uzmanlar, risklerin tamamen ortadan kalkmadığını ve sürekli bir hazırlık içinde olunması gerektiğini vurguluyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan son araştırmalar, halkın büyük bir bölümünün afetlere hazırlık konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını ortaya koyuyor. AFAD’ın 2023 raporuna göre, Türkiye’deki hanelerin yalnızca yüzde 32’sinin bir acil durum çantası hazırladığı görülüyor. Dahası, insanların yüzde 60’ından fazlası bir afet anında doğru nasıl hareket edeceği konusunda bilgi sahibi değil. Bu bulgular, oluşturulan politikalar ve düzenlenen eğitim programlarının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Hükümet, son yıllarda doğal afetlere karşı hazırlıklı olma seviyesini artırmak için önemli yatırımlar ve projeler hayata geçirdi. Özellikle “Türkiye Afet Planı” (TAP) ve Mahalle Bazlı Afet Hazırlık Programları, bu alandaki en dikkat çeken iki girişim olarak öne çıkıyor. TAP çerçevesinde ülkenin coğrafi ve demografik yapısına uygun risk haritaları hazırlanıyor ve her belediye için özel önlemler planlanıyor. Bunun yanı sıra mahalli düzeyde gönüllülerin eğitilmesi, deprem tatbikatlarının düzenli hale getirilmesi ve afet bilincinin okul müfredatlarına yerleştirilmesi gibi çeşitli önlemler devreye sokulmuş durumda.
Uzmanlar, altyapı yatırımlarının da bu süreçte kritik bir öneme sahip olduğunu ifade ediyor. Deprem riski yüksek bölgelerde dayanıklı bina inşaatlarının artırılması ve mevcut yapıların güçlendirilmesi çalışmaları hızla devam ediyor. Özellikle 2023 yılının ilk yarısında tamamlanan Kentsel Dönüşüm Projeleri, şehirlerin daha güvenli hale gelmesini hedefliyor. Bununla birlikte, bu tip büyük ölçekli projelerin halkın katılımıyla şekillenmesi gerektiği de sıkça dile getirilen bir husus.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Türkiye afetlere hazırlanıyor
Son yıllarda dünya genelinde doğal afetlerin sıklığında ve şiddetinde önemli bir artış yaşanıyor.
Türkiye de bu küresel eğilimin dışında değil. Özellikle deprem kuşağında yer alan bir ülke olması, Türkiye’nin doğal afetlere hazırlık konusunda yüksek bir farkındalık ve planlama gereksinimini ortaya koyuyor. 1999 Marmara Depremi'nin ardından geçen yıllarda, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde afet yönetimi stratejilerinde önemli gelişmeler yaşandı. Ancak uzmanlar, risklerin tamamen ortadan kalkmadığını ve sürekli bir hazırlık içinde olunması gerektiğini vurguluyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan son araştırmalar, halkın büyük bir bölümünün afetlere hazırlık konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını ortaya koyuyor. AFAD’ın 2023 raporuna göre, Türkiye’deki hanelerin yalnızca yüzde 32’sinin bir acil durum çantası hazırladığı görülüyor. Dahası, insanların yüzde 60’ından fazlası bir afet anında doğru nasıl hareket edeceği konusunda bilgi sahibi değil. Bu bulgular, oluşturulan politikalar ve düzenlenen eğitim programlarının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Hükümet, son yıllarda doğal afetlere karşı hazırlıklı olma seviyesini artırmak için önemli yatırımlar ve projeler hayata geçirdi. Özellikle “Türkiye Afet Planı” (TAP) ve Mahalle Bazlı Afet Hazırlık Programları, bu alandaki en dikkat çeken iki girişim olarak öne çıkıyor. TAP çerçevesinde ülkenin coğrafi ve demografik yapısına uygun risk haritaları hazırlanıyor ve her belediye için özel önlemler planlanıyor. Bunun yanı sıra mahalli düzeyde gönüllülerin eğitilmesi, deprem tatbikatlarının düzenli hale getirilmesi ve afet bilincinin okul müfredatlarına yerleştirilmesi gibi çeşitli önlemler devreye sokulmuş durumda.
Uzmanlar, altyapı yatırımlarının da bu süreçte kritik bir öneme sahip olduğunu ifade ediyor. Deprem riski yüksek bölgelerde dayanıklı bina inşaatlarının artırılması ve mevcut yapıların güçlendirilmesi çalışmaları hızla devam ediyor. Özellikle 2023 yılının ilk yarısında tamamlanan Kentsel Dönüşüm Projeleri, şehirlerin daha güvenli hale gelmesini hedefliyor. Bununla birlikte, bu tip büyük ölçekli projelerin halkın katılımıyla şekillenmesi gerektiği de sıkça dile getirilen bir husus.
(Fatma Hatun Altıkardeş)
Kaynak: Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler