Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılına ait boşanma istatistiklerini kamuoyuyla paylaştı. Açıklanan verilere göre, Türkiye'deki boşanma oranları son yıllarda belirgin bir artış göstererek rekor düzeylere ulaştı. Bu alandaki yükseliş, hem sosyolojik hem de ekonomik pek çok etkenin bir arada değerlendirilmesini gerekli kılıyor.
Haber Giriş Tarihi: 16.05.2025 15:36
Haber Güncellenme Tarihi: 16.05.2025 15:36
Kaynak:
Özkan GÜNGÖRMEZ
Araştırma sonuçlarına göre, 2025 yılında toplam 200 bini aşkın çift boşanma kararı aldı. Bu rakam, son on yıl içinde boşanmaların %30 oranında arttığını ortaya koyuyor. En fazla boşanma görülen yaş aralığı ise 30-40 olarak belirlendi. Uzmanlar, özellikle bu yaş grubundaki bireylerin ekonomik zorluklar, iş hayatının stresi ve artan aile içi iletişim problemleri nedeniyle evliliklerinde sorun yaşadıklarını ifade ediyor.
TÜİK verileri, boşanmalarda en sık görülen nedenlerin başında "şiddetli geçimsizlik" geldiğini gösteriyor. Ayrıca ihanet, ekonomik sebepler ve aile içi şiddet gibi faktörlerin de boşanmaların ana nedenleri arasında olduğu belirtiliyor. Özellikle büyükşehirlerde boşanma oranlarının kırsal kesimlere göre daha yüksek olması, modern yaşamın getirdiği zorlukların burada daha fazla hissedildiğine işaret ediyor.
Sosyologlar ve aile terapistleri, artan boşanma oranlarının bir uyarı niteliğinde olduğunu dile getiriyor. Geleneksel aile yapısının çözülmeye başlaması, bireylerin artık daha bağımsız kararlar alması ve evlilikten beklentilerin farklılaşması bu durumu tetikleyen ana unsurlar arasında gösteriliyor. Bununla birlikte, gelinen noktanın yalnızca bireysel tercihlerden değil, aynı zamanda derinleşen ekonomik kriz, geçim sıkıntısı ve günümüzün hızlı yaşam temposu gibi toplumsal dinamiklerden etkilendiği de vurgulanıyor.
Uzman psikologlar, "Çiftler artık sorunlarını birlikte çözmek yerine ayrılmayı bir çözüm yolu olarak daha kolay tercih ediyor. Modern toplum yapısı içinde evlilikten beklentiler değişti ve bu da uyumsuzlukları artırıyor. İletişim becerilerini geliştiren programlara ve aile danışmanlığı hizmetlerine ihtiyaç her zamankinden fazla" açıklamasında bulunuyor..
Öte yandan, yapılan araştırmalarda boşanmanın yalnızca çiftleri değil, varsa çocukları da önemli ölçüde etkilediği ortaya çıktı. Çocukların psikolojik olarak bu süreçten zarar gördüğü ve akademik başarılarının da olumsuz etkilendiği sıklıkla belirtiliyor.
Uzmanlar, Türkiye’de boşanma oranlarındaki artışı sadece negatif bir durum olarak görmemek gerektiğini; bireylerin mutsuz evliliklerde kalmaya zorlanmaması açısından bu durumun bir özgürlük alanı göstergesi de olabileceğini ifade ediyor. Ancak yine de devlet tarafından topluma yönelik farkındalık kampanyaları ve sürdürülebilir aile politikalarının devreye alınması çağrısında bulunuyorlar.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Türkiye’de boşanma oranları rekor seviyede
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılına ait boşanma istatistiklerini kamuoyuyla paylaştı. Açıklanan verilere göre, Türkiye'deki boşanma oranları son yıllarda belirgin bir artış göstererek rekor düzeylere ulaştı. Bu alandaki yükseliş, hem sosyolojik hem de ekonomik pek çok etkenin bir arada değerlendirilmesini gerekli kılıyor.
Araştırma sonuçlarına göre, 2025 yılında toplam 200 bini aşkın çift boşanma kararı aldı. Bu rakam, son on yıl içinde boşanmaların %30 oranında arttığını ortaya koyuyor. En fazla boşanma görülen yaş aralığı ise 30-40 olarak belirlendi. Uzmanlar, özellikle bu yaş grubundaki bireylerin ekonomik zorluklar, iş hayatının stresi ve artan aile içi iletişim problemleri nedeniyle evliliklerinde sorun yaşadıklarını ifade ediyor.
TÜİK verileri, boşanmalarda en sık görülen nedenlerin başında "şiddetli geçimsizlik" geldiğini gösteriyor. Ayrıca ihanet, ekonomik sebepler ve aile içi şiddet gibi faktörlerin de boşanmaların ana nedenleri arasında olduğu belirtiliyor. Özellikle büyükşehirlerde boşanma oranlarının kırsal kesimlere göre daha yüksek olması, modern yaşamın getirdiği zorlukların burada daha fazla hissedildiğine işaret ediyor.
Sosyologlar ve aile terapistleri, artan boşanma oranlarının bir uyarı niteliğinde olduğunu dile getiriyor. Geleneksel aile yapısının çözülmeye başlaması, bireylerin artık daha bağımsız kararlar alması ve evlilikten beklentilerin farklılaşması bu durumu tetikleyen ana unsurlar arasında gösteriliyor. Bununla birlikte, gelinen noktanın yalnızca bireysel tercihlerden değil, aynı zamanda derinleşen ekonomik kriz, geçim sıkıntısı ve günümüzün hızlı yaşam temposu gibi toplumsal dinamiklerden etkilendiği de vurgulanıyor.
Uzman psikologlar, "Çiftler artık sorunlarını birlikte çözmek yerine ayrılmayı bir çözüm yolu olarak daha kolay tercih ediyor. Modern toplum yapısı içinde evlilikten beklentiler değişti ve bu da uyumsuzlukları artırıyor. İletişim becerilerini geliştiren programlara ve aile danışmanlığı hizmetlerine ihtiyaç her zamankinden fazla" açıklamasında bulunuyor..
Öte yandan, yapılan araştırmalarda boşanmanın yalnızca çiftleri değil, varsa çocukları da önemli ölçüde etkilediği ortaya çıktı. Çocukların psikolojik olarak bu süreçten zarar gördüğü ve akademik başarılarının da olumsuz etkilendiği sıklıkla belirtiliyor.
Uzmanlar, Türkiye’de boşanma oranlarındaki artışı sadece negatif bir durum olarak görmemek gerektiğini; bireylerin mutsuz evliliklerde kalmaya zorlanmaması açısından bu durumun bir özgürlük alanı göstergesi de olabileceğini ifade ediyor. Ancak yine de devlet tarafından topluma yönelik farkındalık kampanyaları ve sürdürülebilir aile politikalarının devreye alınması çağrısında bulunuyorlar.
(Özkan Güngörmez)
Kaynak: Özkan GÜNGÖRMEZ
En Çok Okunan Haberler