SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Türkiye Deprem Gerçeğiyle Yüzleşiyor

Türkiye, jeolojik yapısı ve fay hatlarının yoğunluğu nedeniyle tarih boyunca depremlerin sıkça yaşandığı bir ülke olmuştur. Son yıllarda ise hem şehirleşmenin artması hem de nüfus yoğunluğundaki hızlı yükseliş, bu doğal afetin etkilerini daha görünür ve yıkıcı hale getirmiştir. Uzmanlar, toplumun deprem gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini vurgularken, alınması gereken önlemler konusunda da önemli uyarılarda bulunuyor.

Haber Giriş Tarihi: 12.08.2025 15:47
Haber Güncellenme Tarihi: 12.08.2025 15:48
Kaynak: Sema Yüksel Güngörmez
Türkiye Deprem Gerçeğiyle Yüzleşiyor

Türkiye’nin deprem haritası incelediğinde, ülkenin yaklaşık %70’inin birinci ve ikinci derece deprem bölgeleri üzerinde yer aldığı görülüyor. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’nden yapılan açıklamalara göre, Türkiye sınırları içerisinde yılda ortalama 20 bin civarında deprem kaydediliyor. Bu depremlerin büyük bir kısmı hissedilmese de zaman zaman meydana gelen büyük depremler, ciddi can ve mal kayıplarına yol açıyor.

Yapılan son araştırmalar, özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerindeki bölgelerde büyük depremlerin gerçekleşme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu ortaya koyuyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği Bölümü tarafından hazırlanan bir rapor, Marmara Bölgesi’nde önümüzdeki 30 yıl içinde 7 büyüklüğünde bir depremin olma olasılığının %65 seviyelerinde olduğunu belirtiyor. Böylesi bir durumda, mevcut yapı stokunun dayanıklılığı ve şehirdeki kriz yönetimi kapasiteleri ciddi bir sınavla karşılaşacak.

Sadece bilimsel uyarılar değil, geçmiş tecrübeler de Türkiye’nin bu konuda daha fazla harekete geçmesi gerektiğini gösteriyor. 1999 yılında yaşanan Marmara Depremi’nin ardından başlatılan yapı denetim çalışmaları, o dönem iyimser bir başlangıç olarak yorumlansa da aradan geçen sürede gelinen nokta yeterli bulunmuyor. Özellikle düşük gelirli bölgelerde eski ve dayanıksız yapıların hala yaygın olması, olası depremlerde kayıpların daha ağır olabileceğinin sinyallerini veriyor.

Çözüm noktasında ise deprem risk haritalarının güncellenmesi, yapı denetim süreçlerinin sıkılaştırılması ve toplumun bilinçlendirilmesi öncelikli adımlardan biri olarak öne çıkıyor. Bu kapsamda geçen yıl başlatılan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı (UDSEP), yapıların güçlendirilmesi, afet eğitimlerinin yaygınlaştırılması ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesini hedefliyor. Ancak planların kağıt üzerinde kalmaması ve uygulamanın hızlandırılması gerektiği uzmanlar tarafından sıkça dillendiriliyor.

Vatandaşların bireysel olarak alabileceği önlemler ise şüphesiz ki genel tabloya olumlu katkı sağlayabilir. Depreme dayanıklı binalarda oturmak, ev içi güvenlik önlemlerini almak, acil durum çantaları hazırlamak ve çeşitli kurumların düzenlediği eğitimlere katılmak bu konuda bilinçli bir toplum yapısının oluşmasını destekleyecektir.

(Sema Yüksel Güngörmez)

Kaynak: Sema Yüksel Güngörmez

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.