Türkiye, demiryolu ulaşımındaki yatırımları ve hızlı tren projeleri ile dünya çapında önemli bir konuma yükseldi. Uluslararası Demiryolu Birliği’nin (UIC) verilerine göre, Türkiye dünyanın 10. hızlı tren işletmecisi olarak sıralamada yer alıyor. Bu başarı, Türkiye'nin modern ulaşım altyapısını güçlendirme çabalarının önemli bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
Haber Giriş Tarihi: 26.09.2024 16:35
Haber Güncellenme Tarihi: 26.09.2024 16:35
Kaynak:
Özkan GÜNGÖRMEZ
Türkiye, hızlı tren işletmeciliğinde adını duyuran ülkeler arasında yer almak için büyük bir yatırım seferberliği başlattı. İlk hızlı tren hattı olan Ankara-Eskişehir hattı, 2009 yılında devreye girdi ve bu hattın başarısı, yeni projelerin önünü açtı. Sonraki yıllarda hizmete giren Ankara-Konya ve Ankara-İstanbul hızlı tren hatları, ülkenin demiryolu ağını daha da genişletti. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) tarafından yürütülen bu projeler, ülkenin iç bölgelerini büyük metropollerle birleştirerek hem seyahat sürelerini kısalttı hem de ekonomik ve ticari faaliyetleri hızlandırdı.
2023 yılında hizmete giren Ankara-Sivas hızlı tren hattı, Türkiye'nin doğu-batı ekseninde hızlı tren ağını genişletme stratejisinin bir parçası oldu. Bu hattın açılmasıyla birlikte Türkiye’nin toplam hızlı tren ağı 1.400 kilometreye ulaştı. TCDD, 2025 yılına kadar bu ağı 2.500 kilometreye çıkarmayı hedefliyor. Bu doğrultuda, İzmir ve Antalya gibi turistik şehirlerin de hızlı tren ağına dahil edilmesi planlanıyor.
Hızlı trenlerin sunduğu avantajlar, yalnızca ulaşım süresinin kısalması ile sınırlı değil. Yapılan araştırmalar, hızlı tren hatlarının geçtiği bölgelerde ekonomik canlılığın arttığını gösteriyor. Özellikle Eskişehir ve Konya gibi şehirlerde, hızlı tren hatlarının devreye girmesi ile birlikte ticaret hacmi önemli ölçüde genişledi. Ankara Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Araştırma Merkezi’nin 2022 yılında yayımladığı bir rapora göre, hızlı tren hatlarının geçtiği şehirlerde gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) %3 oranında arttı. Bu artış, yeni iş olanaklarının ortaya çıkması, turizmin canlanması ve iç ticaretin hızlanması ile ilişkilendiriliyor.
Sosyal etkiler de ekonomik etkiler kadar önemli. Hızlı trenler, şehirler arası ulaşımı kolaylaştırarak insanların büyük kentlere göç etme ihtiyacını azaltıyor ve bölgeler arası eşitsizlikleri azaltıyor. Örneğin, Sivas’tan Ankara’ya hızlı trenle 2 saat 30 dakikada ulaşmak mümkün. Bu durum, hem eğitim hem de sağlık gibi hizmetlere erişimi artırırken, bölgesel kalkınmaya da olumlu katkı sağlıyor.
Türkiye’nin hızlı tren işletmeciliği konusunda yakaladığı bu başarı, onu dünya çapında saygın bir konuma taşıdı. Uluslararası Demiryolu Birliği’nin (UIC) 2023 yılında yayımladığı rapora göre, Türkiye hızlı tren işletmeciliğinde dünya genelinde 10. sırada yer alıyor. Bu sıralama, Türkiye’nin hızlı tren altyapısına yaptığı yatırımların ve geliştirdiği projelerin uluslararası ölçekte de kabul gördüğünü kanıtlıyor.
Türkiye’nin önünde yer alan ülkeler arasında Çin, Japonya, İspanya, Fransa ve Almanya gibi demiryolu ulaşımında uzun bir geçmişe sahip ülkeler bulunuyor. Ancak Türkiye, bu ülkelerle rekabet edebilmek için hızlı tren projelerine hız kesmeden devam ediyor. UIC raporuna göre, Türkiye’nin hızlı tren yolcu sayısı 2023 yılında 10 milyona ulaştı ve bu rakamın 2030’a kadar iki katına çıkması bekleniyor.
Hızlı trenler, sadece hız ve konfor açısından değil, aynı zamanda çevre dostu bir ulaşım aracı olmaları nedeniyle de tercih ediliyor. Demiryolu ulaşımı, havayolu ve karayolu ulaşımına kıyasla çok daha düşük karbon salınımına neden oluyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) raporuna göre, demiryolu ulaşımı, karayolu taşımacılığına göre %75 daha az karbon emisyonu üretiyor. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’nin hızlı tren yatırımları, ülkenin karbon salınımını azaltma hedefleri doğrultusunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Türkiye, 2053 yılına kadar karbon nötr olma hedefini belirlemiş durumda ve bu hedef doğrultusunda demiryolu yatırımları öncelikli alanlar arasında yer alıyor. Hızlı tren ağlarının genişlemesi, Türkiye’nin karbon ayak izini azaltmasına katkı sağlarken, aynı zamanda sürdürülebilir ulaşım çözümleri sunuyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Türkiye, dünyanın 10. hızlı tren işletmecisi
Türkiye, demiryolu ulaşımındaki yatırımları ve hızlı tren projeleri ile dünya çapında önemli bir konuma yükseldi. Uluslararası Demiryolu Birliği’nin (UIC) verilerine göre, Türkiye dünyanın 10. hızlı tren işletmecisi olarak sıralamada yer alıyor. Bu başarı, Türkiye'nin modern ulaşım altyapısını güçlendirme çabalarının önemli bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
Türkiye, hızlı tren işletmeciliğinde adını duyuran ülkeler arasında yer almak için büyük bir yatırım seferberliği başlattı. İlk hızlı tren hattı olan Ankara-Eskişehir hattı, 2009 yılında devreye girdi ve bu hattın başarısı, yeni projelerin önünü açtı. Sonraki yıllarda hizmete giren Ankara-Konya ve Ankara-İstanbul hızlı tren hatları, ülkenin demiryolu ağını daha da genişletti. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) tarafından yürütülen bu projeler, ülkenin iç bölgelerini büyük metropollerle birleştirerek hem seyahat sürelerini kısalttı hem de ekonomik ve ticari faaliyetleri hızlandırdı.
2023 yılında hizmete giren Ankara-Sivas hızlı tren hattı, Türkiye'nin doğu-batı ekseninde hızlı tren ağını genişletme stratejisinin bir parçası oldu. Bu hattın açılmasıyla birlikte Türkiye’nin toplam hızlı tren ağı 1.400 kilometreye ulaştı. TCDD, 2025 yılına kadar bu ağı 2.500 kilometreye çıkarmayı hedefliyor. Bu doğrultuda, İzmir ve Antalya gibi turistik şehirlerin de hızlı tren ağına dahil edilmesi planlanıyor.
Hızlı trenlerin sunduğu avantajlar, yalnızca ulaşım süresinin kısalması ile sınırlı değil. Yapılan araştırmalar, hızlı tren hatlarının geçtiği bölgelerde ekonomik canlılığın arttığını gösteriyor. Özellikle Eskişehir ve Konya gibi şehirlerde, hızlı tren hatlarının devreye girmesi ile birlikte ticaret hacmi önemli ölçüde genişledi. Ankara Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Araştırma Merkezi’nin 2022 yılında yayımladığı bir rapora göre, hızlı tren hatlarının geçtiği şehirlerde gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) %3 oranında arttı. Bu artış, yeni iş olanaklarının ortaya çıkması, turizmin canlanması ve iç ticaretin hızlanması ile ilişkilendiriliyor.
Sosyal etkiler de ekonomik etkiler kadar önemli. Hızlı trenler, şehirler arası ulaşımı kolaylaştırarak insanların büyük kentlere göç etme ihtiyacını azaltıyor ve bölgeler arası eşitsizlikleri azaltıyor. Örneğin, Sivas’tan Ankara’ya hızlı trenle 2 saat 30 dakikada ulaşmak mümkün. Bu durum, hem eğitim hem de sağlık gibi hizmetlere erişimi artırırken, bölgesel kalkınmaya da olumlu katkı sağlıyor.
Türkiye’nin hızlı tren işletmeciliği konusunda yakaladığı bu başarı, onu dünya çapında saygın bir konuma taşıdı. Uluslararası Demiryolu Birliği’nin (UIC) 2023 yılında yayımladığı rapora göre, Türkiye hızlı tren işletmeciliğinde dünya genelinde 10. sırada yer alıyor. Bu sıralama, Türkiye’nin hızlı tren altyapısına yaptığı yatırımların ve geliştirdiği projelerin uluslararası ölçekte de kabul gördüğünü kanıtlıyor.
Türkiye’nin önünde yer alan ülkeler arasında Çin, Japonya, İspanya, Fransa ve Almanya gibi demiryolu ulaşımında uzun bir geçmişe sahip ülkeler bulunuyor. Ancak Türkiye, bu ülkelerle rekabet edebilmek için hızlı tren projelerine hız kesmeden devam ediyor. UIC raporuna göre, Türkiye’nin hızlı tren yolcu sayısı 2023 yılında 10 milyona ulaştı ve bu rakamın 2030’a kadar iki katına çıkması bekleniyor.
Hızlı trenler, sadece hız ve konfor açısından değil, aynı zamanda çevre dostu bir ulaşım aracı olmaları nedeniyle de tercih ediliyor. Demiryolu ulaşımı, havayolu ve karayolu ulaşımına kıyasla çok daha düşük karbon salınımına neden oluyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) raporuna göre, demiryolu ulaşımı, karayolu taşımacılığına göre %75 daha az karbon emisyonu üretiyor. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’nin hızlı tren yatırımları, ülkenin karbon salınımını azaltma hedefleri doğrultusunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Türkiye, 2053 yılına kadar karbon nötr olma hedefini belirlemiş durumda ve bu hedef doğrultusunda demiryolu yatırımları öncelikli alanlar arasında yer alıyor. Hızlı tren ağlarının genişlemesi, Türkiye’nin karbon ayak izini azaltmasına katkı sağlarken, aynı zamanda sürdürülebilir ulaşım çözümleri sunuyor.
(Özkan Güngörmez)
Kaynak: Özkan GÜNGÖRMEZ
En Çok Okunan Haberler