Türkiye'nin ilk “iklim mültecisi köyü” taşınıyor

   Uzmanlar, özellikle kuraklık, sel ve toprak kaymaları gibi aşırı iklim olaylarının sıklaştığını vurguluyor. Bu bağlamda taşınma kararı alınan köy, artan doğa olayları sonucunda yaşanabilirliğini tehdit eden durumlarla karşı karşıya kalmış. Çoğunlukla tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan köy sakinleri, son yıllarda bu faaliyetlerden yeterli verim alamamaya başlamış durumda. Araştırmalar, toprak verimliliğindeki azalma ve su kaynaklarına erişimdeki zorlukların yer değiştirme kararında kritik rol oynadığını gösteriyor.

Köyün taşınması için yerel yönetimler, bilim insanları ve sivil toplum kuruluşları ortak çalışmalara imza atıyor. Yeniden yerleşim planının, iklim dirençli bir altyapı üzerine kurulacağı belirtiliyor. Yeni yerleşim alanında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı teşvik edilirken, iklim krizine dayanıklı tarım yöntemlerinin uygulanması için de eğitim sağlanacak.

Bilimsel bulgulara dayanan analizlere göre, bu tür yer değişikliklerinin ilerleyen yıllarda daha yaygın hale gelmesi bekleniyor. Küresel çapta yapılan araştırmalar, dünya çapında 2050 yılına kadar yaklaşık 200 milyon insanın iklim mültecisi olabileceğini öngörüyor. Türkiye özelinde ise ciddi kuraklık riski altındaki bölgelerde benzer taşınmaların gündeme gelebileceği düşünülüyor.

İklim mültecisi kavramı, günümüzde insan güvenliği ve gelecek perspektifi açısından giderek önem kazanıyor. Fakat bu, sadece çevresel değil, aynı zamanda toplumsal sorumlulukları da beraberinde getiriyor. Türkiye’nin bu köy için geliştirdiği modelin ilerleyen süreçte örnek bir yaklaşım olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ise zamanla netleşecek.

(Fatma Hatun Altıkardeş)