Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında obezite oranlarında ilk sıraya yerleşerek endişe verici bir tablo ortaya koydu. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülkedeki her üç yetişkinden biri obezite ile mücadele ediyor. Bu oran, yalnızca bireysel sağlık sorunlarını değil, aynı zamanda toplumun geneline yayılan bir sağlık krizi riskini de gözler önüne seriyor.
Haber Giriş Tarihi: 12.01.2025 15:34
Haber Güncellenme Tarihi: 12.01.2025 15:35
Kaynak:
Özkan GÜNGÖRMEZ
Türkiye, geleneksel mutfağıyla zengin bir kültüre sahip olsa da, fast-food tüketimindeki artış ve hazır gıda kullanımının yaygınlaşması, obezite oranlarını yükselten başlıca nedenlerden biri. Ayrıca, işlenmiş gıdalardaki yüksek şeker ve yağ oranı, kilo alımını hızlandırıyor.
Kentsel yaşamın getirdiği hareketsiz yaşam tarzı, özellikle büyük şehirlerde yaşayan bireylerin günlük enerji tüketimini düşürüyor. Uzun mesai saatleri, toplu taşıma alışkanlıkları ve spor yapmaya ayrılan sürenin azalması, obezite riskini artırıyor.
Toplum genelinde sağlıklı yaşam ve dengeli beslenme konusundaki bilgi eksikliği, bireylerin bilinçsizce sağlıksız tercihler yapmasına neden oluyor. Obezitenin bir sağlık sorunu olarak görülmemesi de mücadeleyi zorlaştırıyor.
Son yıllarda yapılan araştırmalar, Türkiye’de obezitenin tüm yaş gruplarında artış gösterdiğini ortaya koyuyor. TÜİK’in 2023 yılı verilerine göre:
- Türkiye'deki yetişkin nüfusun %35’i obez olarak sınıflandırılıyor.
-Kadınlarda obezite oranı %40’ı bulurken, erkeklerde bu oran %30 civarında.
-Çocuk ve gençlerde obezite oranları da artış gösteriyor, özellikle 10-15 yaş arası grupta bu oran %20’ye ulaştı.
Obezite, yalnızca kilo problemi değil; diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları ve bazı kanser türleri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Türkiye’de sağlık sisteminin karşılaştığı yük, obezite kaynaklı kronik hastalıkların artmasıyla giderek büyüyor.
Uzmanlar, obeziteyle mücadelede önleyici sağlık politikalarının ve toplum farkındalığının önemine dikkat çekiyor. Uzmanlar şu değerlendirmede bulundu. "Obezite, bireysel tercihlerden çok daha fazlasıdır; toplumsal bir sorundur. Sağlıklı yaşam kültürünü yaygınlaştırmak ve eğitim programları düzenlemek, bu krizi kontrol altına almanın anahtarıdır."
Türkiye, obeziteyle mücadelede ulusal stratejiler geliştirmeli. Sağlıklı beslenmeyi teşvik eden kampanyalar, şekerli içecek ve işlenmiş gıdalara yönelik vergilerin artırılması gibi önlemler bu stratejiler arasında yer alabilir.
Yerel yönetimlerin spor alanlarını artırması, okul müfredatlarında sporun önemini vurgulayan düzenlemeler ve toplumda spor kültürünün yaygınlaştırılması önemli adımlardır.
Sağlık Bakanlığı’nın ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle düzenlenecek eğitim programları, sağlıklı beslenme ve yaşam alışkanlıkları konusunda toplumu bilinçlendirebilir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Türkiye, obezitede Avrupa birincisi
Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında obezite oranlarında ilk sıraya yerleşerek endişe verici bir tablo ortaya koydu. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülkedeki her üç yetişkinden biri obezite ile mücadele ediyor. Bu oran, yalnızca bireysel sağlık sorunlarını değil, aynı zamanda toplumun geneline yayılan bir sağlık krizi riskini de gözler önüne seriyor.
Türkiye, geleneksel mutfağıyla zengin bir kültüre sahip olsa da, fast-food tüketimindeki artış ve hazır gıda kullanımının yaygınlaşması, obezite oranlarını yükselten başlıca nedenlerden biri. Ayrıca, işlenmiş gıdalardaki yüksek şeker ve yağ oranı, kilo alımını hızlandırıyor.
Kentsel yaşamın getirdiği hareketsiz yaşam tarzı, özellikle büyük şehirlerde yaşayan bireylerin günlük enerji tüketimini düşürüyor. Uzun mesai saatleri, toplu taşıma alışkanlıkları ve spor yapmaya ayrılan sürenin azalması, obezite riskini artırıyor.
Toplum genelinde sağlıklı yaşam ve dengeli beslenme konusundaki bilgi eksikliği, bireylerin bilinçsizce sağlıksız tercihler yapmasına neden oluyor. Obezitenin bir sağlık sorunu olarak görülmemesi de mücadeleyi zorlaştırıyor.
Son yıllarda yapılan araştırmalar, Türkiye’de obezitenin tüm yaş gruplarında artış gösterdiğini ortaya koyuyor. TÜİK’in 2023 yılı verilerine göre:
- Türkiye'deki yetişkin nüfusun %35’i obez olarak sınıflandırılıyor.
-Kadınlarda obezite oranı %40’ı bulurken, erkeklerde bu oran %30 civarında.
-Çocuk ve gençlerde obezite oranları da artış gösteriyor, özellikle 10-15 yaş arası grupta bu oran %20’ye ulaştı.
Obezite, yalnızca kilo problemi değil; diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları ve bazı kanser türleri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Türkiye’de sağlık sisteminin karşılaştığı yük, obezite kaynaklı kronik hastalıkların artmasıyla giderek büyüyor.
Uzmanlar, obeziteyle mücadelede önleyici sağlık politikalarının ve toplum farkındalığının önemine dikkat çekiyor. Uzmanlar şu değerlendirmede bulundu. "Obezite, bireysel tercihlerden çok daha fazlasıdır; toplumsal bir sorundur. Sağlıklı yaşam kültürünü yaygınlaştırmak ve eğitim programları düzenlemek, bu krizi kontrol altına almanın anahtarıdır."
Türkiye, obeziteyle mücadelede ulusal stratejiler geliştirmeli. Sağlıklı beslenmeyi teşvik eden kampanyalar, şekerli içecek ve işlenmiş gıdalara yönelik vergilerin artırılması gibi önlemler bu stratejiler arasında yer alabilir.
Yerel yönetimlerin spor alanlarını artırması, okul müfredatlarında sporun önemini vurgulayan düzenlemeler ve toplumda spor kültürünün yaygınlaştırılması önemli adımlardır.
Sağlık Bakanlığı’nın ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle düzenlenecek eğitim programları, sağlıklı beslenme ve yaşam alışkanlıkları konusunda toplumu bilinçlendirebilir.
(Özkan Güngörmez)
Kaynak: Özkan GÜNGÖRMEZ
En Çok Okunan Haberler