İlerleyen yaş, insan vücudunda birçok değişikliğe neden olabilir ve bunlardan biri de kaş bölgesinde yaşanan sarkmalar ve düşüklüklerdir. Yaşlandıkça kaşlarda ve alında meydana gelen bu estetik sorun, birçok kişi için rahatsız edici olabilir. Yapılan araştırmalar, bu durumun altında yatan nedenleri ortaya koyarken, çözüm yöntemleri konusunda da önemli gelişmeler sunmaktadır.
Haber Giriş Tarihi: 12.09.2024 15:18
Haber Güncellenme Tarihi: 12.09.2024 15:19
Kaynak:
Özkan GÜNGÖRMEZ
Kaş düşüklüğü, genellikle yaşlanma sürecinin doğal bir parçası olarak kabul edilir. İnsan vücudu yaşlandıkça, ciltte elastikiyet kaybı yaşanır ve yer çekiminin etkisiyle sarkmalar meydana gelir. Özellikle kaş ve alın bölgesinde cildin daha ince olması, bu bölgede sarkma eğilimini artırır. Kaşların altındaki kaslar zayıfladıkça, kaşlar aşağı doğru çekilmeye başlar.
Yapılan klinik araştırmalar, yaşlanmanın yanı sıra genetik faktörlerin de kaş düşüklüğüne neden olabileceğini göstermektedir. Ailede kaş düşüklüğü sorunu yaşayan bireylerin, ilerleyen yaşlarda benzer bir durumla karşılaşma olasılığı daha yüksek olabilir. Ayrıca, sık sık mimik hareketlerinin yapılması, özellikle kaşları çatmak veya kaş kaldırmak, zamanla kaş bölgesindeki kasların yıpranmasına yol açarak sarkmalara neden olabilir.
Yapılan bir araştırmada, yaşlanma sürecinde kaş düşüklüğünün oluşmasında önemli bir faktör olarak cilt elastikiyetindeki azalma gösterilmiştir. Dermatologlar, özellikle 40 yaş üstü bireylerde cildin daha ince ve kırılgan hale geldiğini ve bu durumun kaşların aşağıya doğru sarkmasına neden olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, bu araştırmaya göre, yaş ilerledikçe vücudun kollajen üretiminin azalması da kaş düşüklüğünü hızlandıran bir diğer etkendir.
Harvard Tıp Fakültesi tarafından yapılan başka bir çalışmada, cildin elastikiyetini kaybetmesinin yanında, göz çevresindeki kasların zayıflamasının da kaş düşüklüğüne katkı sağladığı vurgulanmıştır. Kaslar güçsüzleştikçe, kaşları destekleyen yapılar etkisini kaybeder ve kaşlar yer çekiminin etkisiyle düşer.
Kaş düşüklüğü sadece estetik bir sorun olmakla kalmayıp, bireylerin kendine olan güvenini de olumsuz yönde etkileyebilir. Kaşların düşmesi, yüzde yorgun, üzgün veya yaşlı bir ifadeye neden olabilir. Bu durum, özellikle sosyal ortamlarda kişilerin kendilerini rahatsız hissetmelerine yol açabilir.
Estetik cerrahlar, kaş düşüklüğünün bireylerin yüz ifadesini büyük ölçüde değiştirdiğini ve bu durumun psikolojik olarak da olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtmektedir. Yapılan bir araştırmada, kaş düşüklüğü yaşayan bireylerin, yüzlerindeki bu değişiklik nedeniyle kendilerini daha yaşlı hissettikleri ve bu durumun sosyal yaşamlarını olumsuz etkilediği tespit edilmiştir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yaş ilerledikçe kaş düşüklüğü oluşabiliyor
İlerleyen yaş, insan vücudunda birçok değişikliğe neden olabilir ve bunlardan biri de kaş bölgesinde yaşanan sarkmalar ve düşüklüklerdir. Yaşlandıkça kaşlarda ve alında meydana gelen bu estetik sorun, birçok kişi için rahatsız edici olabilir. Yapılan araştırmalar, bu durumun altında yatan nedenleri ortaya koyarken, çözüm yöntemleri konusunda da önemli gelişmeler sunmaktadır.
Kaş düşüklüğü, genellikle yaşlanma sürecinin doğal bir parçası olarak kabul edilir. İnsan vücudu yaşlandıkça, ciltte elastikiyet kaybı yaşanır ve yer çekiminin etkisiyle sarkmalar meydana gelir. Özellikle kaş ve alın bölgesinde cildin daha ince olması, bu bölgede sarkma eğilimini artırır. Kaşların altındaki kaslar zayıfladıkça, kaşlar aşağı doğru çekilmeye başlar.
Yapılan klinik araştırmalar, yaşlanmanın yanı sıra genetik faktörlerin de kaş düşüklüğüne neden olabileceğini göstermektedir. Ailede kaş düşüklüğü sorunu yaşayan bireylerin, ilerleyen yaşlarda benzer bir durumla karşılaşma olasılığı daha yüksek olabilir. Ayrıca, sık sık mimik hareketlerinin yapılması, özellikle kaşları çatmak veya kaş kaldırmak, zamanla kaş bölgesindeki kasların yıpranmasına yol açarak sarkmalara neden olabilir.
Yapılan bir araştırmada, yaşlanma sürecinde kaş düşüklüğünün oluşmasında önemli bir faktör olarak cilt elastikiyetindeki azalma gösterilmiştir. Dermatologlar, özellikle 40 yaş üstü bireylerde cildin daha ince ve kırılgan hale geldiğini ve bu durumun kaşların aşağıya doğru sarkmasına neden olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, bu araştırmaya göre, yaş ilerledikçe vücudun kollajen üretiminin azalması da kaş düşüklüğünü hızlandıran bir diğer etkendir.
Harvard Tıp Fakültesi tarafından yapılan başka bir çalışmada, cildin elastikiyetini kaybetmesinin yanında, göz çevresindeki kasların zayıflamasının da kaş düşüklüğüne katkı sağladığı vurgulanmıştır. Kaslar güçsüzleştikçe, kaşları destekleyen yapılar etkisini kaybeder ve kaşlar yer çekiminin etkisiyle düşer.
Kaş düşüklüğü sadece estetik bir sorun olmakla kalmayıp, bireylerin kendine olan güvenini de olumsuz yönde etkileyebilir. Kaşların düşmesi, yüzde yorgun, üzgün veya yaşlı bir ifadeye neden olabilir. Bu durum, özellikle sosyal ortamlarda kişilerin kendilerini rahatsız hissetmelerine yol açabilir.
Estetik cerrahlar, kaş düşüklüğünün bireylerin yüz ifadesini büyük ölçüde değiştirdiğini ve bu durumun psikolojik olarak da olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtmektedir. Yapılan bir araştırmada, kaş düşüklüğü yaşayan bireylerin, yüzlerindeki bu değişiklik nedeniyle kendilerini daha yaşlı hissettikleri ve bu durumun sosyal yaşamlarını olumsuz etkilediği tespit edilmiştir.
(Özkan Güngörmez)
Kaynak: Özkan GÜNGÖRMEZ
En Çok Okunan Haberler