Son dönemde dünyanın pek çok bölgesinde siyasi istikrarsızlık, ekonomik krizler ve çevresel sorunların etkisiyle yeni bir göç dalgası ortaya çıkmak üzere. Araştırma kuruluşlarının yayımladığı güncel veriler, göç hareketlerinin sadece bir bölgeyi değil, küresel dengeleri değiştirebilecek ölçekte olduğunu ortaya koyuyor.
Haber Giriş Tarihi: 23.06.2025 15:47
Haber Güncellenme Tarihi: 23.06.2025 15:48
Kaynak:
Dilvin ALTIKARDEŞ
Birleşmiş Milletler'in son raporuna göre, 2023 yılı itibarıyla dünya genelinde zorla yerinden edilmiş kişi sayısı 110 milyonu aşmış durumda. Bu rakam, önceki yıllara oranla ciddi bir artışı işaret ediyor. Uzmanlar, bu artışın temel nedenleri arasında iklim değişikliğinin hız kazandırdığı doğal afetleri, ekonomik fırsatların azalmasını ve çatışma bölgelerindeki istikrarsızlığı gösteriyor. Özellikle Sahra Altı Afrika, Orta Doğu ve Orta Amerika’dan gelen göç dalgaları dikkat çekiyor.
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan kuraklık ve sel gibi doğa olayları, binlerce insanı tarımsal geçim imkanlarından mahrum bırakarak kentlere göç etmeye veya ülkelerini terk etmeye zorluyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl Pakistan’da yaşanan şiddetli sel felaketinde 33 milyon kişinin doğrudan etkilendiği ve bunların büyük bölümünün başka bölgelere yerleşmek zorunda kaldığı bildiriliyor.
Ekonomik sebepler de göç akımlarını tetikleyen önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Artan enflasyon, işsizlik oranlarının yüksekliği ve gelir eşitsizlikleri, bireyleri daha iyi yaşam koşulları arayışına itiyor. Özellikle genç nüfusun yoğun olduğu bölgelerde ekonomik sıkıntılar, kitlesel hareketlerin başlıca nedeni olmuş durumda.
Göç dalgası yalnızca gönderen ülkeler için değil, aynı zamanda göçmenlerin ulaştığı hedef ülkeler için de önemli bir meydan okuma yaratıyor. Göç alan ülkelerin altyapısı, barınma ve istihdam imkanları genellikle bu kitleleri karşılamaya yeterli değil. Bu durum da toplumsal gerilimlerin artmasına ve siyasi gerilimlere zemin hazırlayabiliyor.
Önümüzdeki yıllarda çözüm gerektiren en acil sorunlardan biri haline gelen göç meselesi, birlikte hareket etmeyi ve daha kapsayıcı politikaların geliştirilmesini gerektiriyor. Uzmanlar, kaynakların daha adil paylaşımı ve uluslararası dayanışmanın güçlendirilmesinin göç krizine sürdürülebilir çözümler getirebileceğini belirtiyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yeni göç dalgası kapıda
Son dönemde dünyanın pek çok bölgesinde siyasi istikrarsızlık, ekonomik krizler ve çevresel sorunların etkisiyle yeni bir göç dalgası ortaya çıkmak üzere. Araştırma kuruluşlarının yayımladığı güncel veriler, göç hareketlerinin sadece bir bölgeyi değil, küresel dengeleri değiştirebilecek ölçekte olduğunu ortaya koyuyor.
Birleşmiş Milletler'in son raporuna göre, 2023 yılı itibarıyla dünya genelinde zorla yerinden edilmiş kişi sayısı 110 milyonu aşmış durumda. Bu rakam, önceki yıllara oranla ciddi bir artışı işaret ediyor. Uzmanlar, bu artışın temel nedenleri arasında iklim değişikliğinin hız kazandırdığı doğal afetleri, ekonomik fırsatların azalmasını ve çatışma bölgelerindeki istikrarsızlığı gösteriyor. Özellikle Sahra Altı Afrika, Orta Doğu ve Orta Amerika’dan gelen göç dalgaları dikkat çekiyor.
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan kuraklık ve sel gibi doğa olayları, binlerce insanı tarımsal geçim imkanlarından mahrum bırakarak kentlere göç etmeye veya ülkelerini terk etmeye zorluyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl Pakistan’da yaşanan şiddetli sel felaketinde 33 milyon kişinin doğrudan etkilendiği ve bunların büyük bölümünün başka bölgelere yerleşmek zorunda kaldığı bildiriliyor.
Ekonomik sebepler de göç akımlarını tetikleyen önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Artan enflasyon, işsizlik oranlarının yüksekliği ve gelir eşitsizlikleri, bireyleri daha iyi yaşam koşulları arayışına itiyor. Özellikle genç nüfusun yoğun olduğu bölgelerde ekonomik sıkıntılar, kitlesel hareketlerin başlıca nedeni olmuş durumda.
Göç dalgası yalnızca gönderen ülkeler için değil, aynı zamanda göçmenlerin ulaştığı hedef ülkeler için de önemli bir meydan okuma yaratıyor. Göç alan ülkelerin altyapısı, barınma ve istihdam imkanları genellikle bu kitleleri karşılamaya yeterli değil. Bu durum da toplumsal gerilimlerin artmasına ve siyasi gerilimlere zemin hazırlayabiliyor.
Önümüzdeki yıllarda çözüm gerektiren en acil sorunlardan biri haline gelen göç meselesi, birlikte hareket etmeyi ve daha kapsayıcı politikaların geliştirilmesini gerektiriyor. Uzmanlar, kaynakların daha adil paylaşımı ve uluslararası dayanışmanın güçlendirilmesinin göç krizine sürdürülebilir çözümler getirebileceğini belirtiyor.
(Dilvin Altıkardeş)
Kaynak: Dilvin ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler